Nuriye Gülmen'in Sağlık Durumuna İlişkin Açıklama |
Ankara Tabip Odası Basın Açıklaması 07 Ekim 2017 Nuriye Gülmen Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesinde Yoğun Bakımında Açlık Grevine 213. Gününde devam etmektedir. Daha önceden Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin “Kendi hekimleri tarafından muayene olabilir” kararı doğrultusunda yaptığımız başvuruya hem Sağlık Bakanlığı hem de Cezaevleri Tevkif Evi Genel Müdürlüğünden gelen olumlu yanıt sonucu 5 Ekim tarihinde Nuriye Gülmen’i muayene etmemiz mümkün olmuştur. Muayeneyi gerçekleştiren ATO Yönetim Kurulu üyesi Dr. Benan Koyuncu’nun değerlendirmeleri şu şekildedir; Yoğun Bakıma girdiğimiz sırada içeride iki jandarma ve bir cezaevi infaz memuru bulunuyordu, sonradan bu kişilere muayene esnasında yanımızda bulundurulması için kadın cezaevleri infaz memuru da katıldı. Nuriye Gülmen’in kaldığı yer yoğun bakımdaki diğer hastalardan izole, içinde tıbbı cihazların ve tedavi arabasının olduğu bir odaydı. Gittiğim esnada Nuriye Gülmen kitap okuyordu. Öyküsünü almaya başladığım esnada kolluk kuvvetleri yanında olmak için direttiler. Bunun başta İstanbul protokolü olmak üzere hasta haklarına aykırı olduğunu söyledim ve bu şekilde muayene edersem tarafımın da suç işleyeceğini belirttim. Sonrasında savcılığın talimatı ile dışarıya çıktılar. Numune Eğitim ve Araştırma hastanesi hekimleri ise perde arkadasında kalmaya devam ettiler. Nuriye Gülmen ilk olarak kaldığı koşullardan ve bunların yarattığı sağlık sorunlarından bahsetti. Tuvaletini odada bulunan ortasında delik olan bir sandalye içine yerleştirilen poşetine yapmak zorunda bırakılıyordu, bu esnada yanında askerlerin de bulunduğunu öğrendik. Ayrıca sonrasında temizleme işlemi yapması mümkün olmuyormuş. Bu durumun onurunu kırdığına, bu nedenle ihtiyacı olsa bile karşılamaktan kaçındığına değindi. Yine getirildiği günden beri banyo yapamıyor. Diğer yoğun bakım hastalarına uygulanan silme işleminin yapılması banyo yerine kendisine alternatif olarak sunuluyor. Kendini yoğun bakım hastası olarak görmediği için bunu kabul etmiyor, kendi banyosunu kendi yapabileceği için bu şekilde temizlenmek istemiyor. Temiz kıyafet ihtiyacı karşılanmıyor. Kıyafetlerinin yakınları tarafından cezaevine bırakıldığına ve oradan getirildiğinde ulaşabildiğine değindi. Aynı nedenle gazeteler günlük gelmiyor, televizyon izleyemiyor bu da dışarı ile tüm ilişkisinin kesilmesine neden oluyor. Yoğun bakımda ağır hastalar olduğu için 24 saat bir koşuşturma hâkim; bu durum Nuriye Gülmen’in uyku ritmini olumsuz etkiliyor. Nuriye Gülmen zorla müdahale tehdidi altında olduğu için kendini o ortamda tedirgin hissettiğini belirtti ve yapığımız muayenenin aramızda kalması konusunda isteğini dile getirdi. Bu nedenle yakınmalarını ve fizik muayene bulgularından bahsedemeyeceğim. Açlık grevini sonlandırmayı düşünüyor musun sorusuna “Bu koşullarda cezaevindeyken , hakkımızda bu derece karalama kampanyası yapılmışken düşünmüyorum” diye cevap verdi. Bu durum hakkında tespitlerimiz; Nuriye Gülmen kaldığı koşullar içerisinde hiç hareket edememektedir. Yatağa bağımlı bir hala getirilmiştir. Daha öncesi refakatcısı tarafından yaptırılan eklem hareketleri yaptırılmamaktadır. Bu nedenle eklemlerinde kontraktür denilen hareket kısıtlılığı ve yatak yaraları oluşabilir. Kaldı ki fizik muayenesinde bası yarası dediğimiz durumun ilk bulguları oluşmaya başlamıştı. Banyo yapamaması, tuvaletle ilgili daha önce anlattığımız sıkıntılar hem kişisel haklara saldırı hem de sağlık açısından olumsuz sonuçları olan bir kısıtlamadır. İçeride sürekli bulunan ve güvenlik güçlerinin varlığı hasta mahremiyetinin ihlalinin bir göstergesidir. Bu durum enfeksiyon riskinin artmasına da sebebiyet verebilir. Açlık grevindeki bir kişinin aldığı su, şeker, bitki çayı, B1 Vitamini, tuz miktarına ve bunların hazırlanmasına başka bir kişinin yardım etmesi gerekmektedir. Bu koşullar içerisinde bu mümkün olmamaktadır. Nuriye Gülmen’in yoğun bakıma kaldırılması için tıbbi gerekçeler nelerdir? Bu koşulları yaratanlar cezaevinde kalan bir kişinin cezaevi koşullarını arar durumda olunduğunun farkındalar mıdır? Bizler hekimleri olarak bu sürecin bu iki gencin sağlıkları lehine sonuçlanmasını talep ediyoruz. Ankara Tabip Odası Yönetim Kurulu
Makaleye Dön |
9-10-2017, 13:26 |