1 Mayıs Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü


DOSTLAR, KARDEŞLER, YOLDAŞLAR…

Sizleri, 1 Mayıs’ın coşkusuyla, Hayır Biz Kazandık duygusuyla Selamlıyoruz.

Hepiniz Hoş Geldiniz.

Bu gün, dünyanın dört bir yanında bir araya gelen milyonlar bir kaz daha insanca yaşam talebini haykırıyorlar. Omuz omuza yürüyen işçiler, emekçiler, ezilen halklar meydanlarda savaşa karşı barış, sömürüye karşı savaş, haksızlıklara karşı adalet talebini dile getiriyorlar.

Selam olsun 1 Mayıs’ı yaratanlara.

Taksim'in 1 Mayıs alanı olmasını 40 yıl önce kanlarıyla yazan 1 Mayıs 1977 şehitlerine selam olsun.

Katliamlarda yitirdiklerimize selam olsun,

Selam olsun işi için, emeği için, onuru için direnenelere,

Selam olsun cezaevlerinde zulme, işkenceye direnen gazetecilere, barış güvercinlerine, demokrasi mücadelesi verenlere,

Selam olsun insanlık için, özgürlük ve eşitlik için yürüyenlere,

Selam olsun 8 Mart’ı bir direniş günü haline getiren emekçi kadınlara

Tüm devrimcilere, tüm işçilere Selam olsun,

Selam olsun boyun eğmeyenlere,

Yaşasın işçi sınıfının birliği, halkların kardeşliği diyenlere selam olsun,

Selam olsun dünyanın tüm ezilenlerine…

 

Kardeşler,

Bu gün burada, 1 Mayıs’ımızı, daha bir umutla, daha bir azimle kutluyoruz. Umutluyuz. Çünkü, 16 Nisan da Hayır dedik kazandık. Azimliyiz. Çünkü, bunca baskı ve zulüm karşısında diz çökmedik. Tek adam rejimine de boyun eymeyeceğiz.

Dostlar,

AKP İktidarının 7 Haziran yenilgisinden sonra meydanların kana bulanmasını, kentlerin yıkılmasını, Suruç’ta,  Ankara Garı önünde ve birçok yerde bombalarla katledilen insanlarımızı unutmadık, unutturmayacağız.

15 Temmuz Darbe Girişimine “bu bizlere Allahın bir lütfudur” diyenler, darbe girişimini bahane ederek, ülkeyi OHAL ve KHK lar ile yönetmektedir. Her türlü hukuk çiğnenerek, inşa edilen baskı ve dikta rejimi emekçilere ve halklara karşı yapılmış bir darbeye dönüşmüştür.  

Daha önce Mecliste bir gece baskınıyla çıkartılan kiralık işçilik ve esnek çalışma yasasıyla, emekçilerin hakları gasp edilmiş iş güvencesi ortadan kaldırılmış,  işsizliğe ve kölelik koşullarında çalışmaya mahkum edilmiştir. 

15 Yıllık iktidarı döneminde sermayenin tüm isteklerini yerine getiren AKP iktidarı, şimdi de sermayenin en büyük isteği ve hülyası olan “Kıdem Tazminatı” hakkımızı ortadan kaldırmanın çabası içine girmiştir. Kıdem Tazminatı hakkımız, aynı zamanda iş güvencemizdir. Kıdem tazminatı hakkımızın gasp edilmesiyle iş güvencemiz tamamen yok edilmek istenmektedir. İktidar ve sermaye sözcülerinin “fon kurularak herkese kıdem tazminatı hakkı getiriliyor” söylemleri yalandır. Kandırmacadır. Bundandır ki iş güvencemize ve kıdem tazminatımıza dokunamazsınız diyoruz. Fonların nasıl yağmalandığını da iyi biliyoruz. İşsizlik sigortası fonunun yağmalanması, işsizlere verilmek yerine sermayeye peşkeş çekilmesi devam etmektedir. Kıdem tazminatı fonu da sermayeye peşkeş çekilecektir.  Artık, yağma yok diyoruz. Çünkü Kıdem Tazminatı biz işçilerin, emekçilerin 81 yıllık bir kazanımıdır. Kırmızı çizgimizdir.  Kabul edemeyiz. Etmeyeceğiz.  750 bin taşeron işçisine kadro sözü veren AKP hükümeti taşeron işçisine kadro vermek yerine 657 sayılı yasayı değiştirerek bütün çalışanları esnek, güvencesiz ve taşeron işçisi haline getirmek istemektedir.

İşçilerin, emekçilerin örgütlenme, toplu iş sözleşmesi ve grev hakları fiilen ortadan kaldırılmak istenmektedir. Bu gün OHAL’le de birlikte, tüm grevler yasaklar kapsamına alınmıştır. Böylece, alabildiğine önü açılan köleci çalıştırma koşullarında, her gün onlarca iş cinayeti ve ölümler sıradanlaşmıştır. İş cinayetlerinin sorumluları yargıdan kaçırılarak Soma katliamı ve diğer iş cinayetleri meşrulaştırılmaktadır.  Soma’da maden işçisine atılan tekme bütün işçilere ve emekçilere atılmıştır. İşçilere atılan tekmeleri unutmadık, unutturmayacağız.

AKP, 15 yıllık iktidarı süresince, talan hukuku ile  sermayenin yanında olduğunu gösterdi. Sayısız hak gaspının altına imza attı. Yüzlerce mahkeme kararını tanımadı. Mezarda emeklilik, AKP iktidarında nihayete erdirildi.  Sömürünün her çeşidi normalleştirildi.  Özelleştirme ve taşeronlaştırmalar AKP iktidarında tamamlandı.

Sağlık ve Eğitim; parası olanın ulaşabileceği bir ticari meta haline getirildi. Ensar gibi vakıflara devredilen yurtlarda ve cezaevlerinde çocuk istismarı ve ölümleri arttı. 

Dostlar, Kardeşler

Tüm baskı, hukuksuzluk ve şiddet politikaları OHAL koşullarıyla yürütülmektedir. On binlerce Kamu emekçisi KHK’lerle, açığa alındı, işlerinden edildi, açlığa ve yoksulluğa mahkum edildi.  Binlerce, akademisyen, öğretim görevlisi üniversitelerden atıldı, üniversiteler karanlığa teslim edildi.

Onlarca gazeteci tutuklandı. Onlarca muhalif televizyon, haber sitesi, gazete kapatıldı. Haber alma hakkımız gasp edildi. Yüzlerce demokratik dernek ve kitle örgütünün kapısına kilit vuruldu. Halkın oylarıyla seçilen, belediye başkanları görevlerinden alındı, içeri atıldı. Sayısız belediyeye kayyum atandı. Deyim yerindeyse, halkın iradesi gasp edildi. İktidara boyun eğmeyen, muhalif binlerce insanla birlikte, milletvekilleri, eş genel başkanlar hapsedildi. Yetinilmedi.

Gösteri ve ifade hakkının kullanımı, demokratik tepkiler, polis şiddeti, gaz bombaları, Tomalarla karşılandı, karşılanmaya da devam ediyor. Yaşadığı toprakların ve doğanın tahrip edilmesine karşı çıkan kadınlar yerlerde sürüklendi.  Dereler bizimdir, dereler özgür aksın diyen insanlarımız dipçiklerle darp edildi. Gözaltına alındı, tutuklandı. Kısacası, ülke korku imparatorluğunun hakim kılındığı, açık hava hapishanesine dönüştürüldü. Ancak, halkımız diz çökmedi. Bunu da 16 Nisan’da HAYIR’larıyla gösterdi.

Dostlar, Kardeşler;

Kafatasçı, ırkçı söylem ve politikalarla, içeride ve dışarıda çatışmalı ortamlar, savaşlar ve kavgalar boyutlandı. Başta komşularımız olmak üzere, Avrupa ülkeleriyle ipler gerildi. Ortadoğuda derinleşen savaş bölge halkları arasındaki çatışmayı derinleştirirken milyonlarca mültecinin, savaş mağduru çocukların ve kadınların dramı sürmektedir. Mültecilerin yaşam hakkı ve yaşam koşulları uluslararası sermayenin pazarlık konusu haline getirilmiştir.

Kardeşler,

Bizler “hak verilmez alınır” diyen bir mücadele geleneğinden geliyoruz. Emeğimizin hakkının mücadeleyle kazanılacağını biliriz. Ayrıca, bu ülkede, işçiler ve emekçiler olarak tüm ezilenlerin, tüm ötekileştirilenlerin haklarının da savunucusu olduğumuzu biliyoruz.

Bu ülkede aleviler yıllarca yok sayıldı. Alevilerin ve inançlarından dolayı ötekileştirilenlerin tüm sorunları da bizim ortak sorunumuzdur. Bunun içindir ki; herkese inanç özgürlüğü diyoruz.

Hukukun ve adaletin yok olduğu bir ülke, elbette ki; düşünce suçlularının, hak arayanların hapishanesi olur.  Şu anda hapishanelerde  yüzlerce tutuklu ve hasta mahkum ölümle pençeleşiyor. Tutukluların serbest yargılanması ve mahkumların sorunları sadece ailelerin değil, hepimizin talebidir.

Dostlar, Kardeşler

16 Nisan da bir referandum yaşadık. Bizler, bu referandum da, “tek adam rejimine ve diktatörlüğe geçit vermeyeceğiz” diyerek, değişikliğe “HAYIR” dedik. Siyasi iktidar ve Cumhurbaşkanı tüm devlet olanaklarını kullandı. Eşit ve adaleti olmayan bir kampanya yaşandı. Her türlü seçim hilesine, baskıya ve zora karşın, diktatörlüğe Hayır diyenler kazandı. Onlar “değişiklik onaylandı” diyorlar. Bizler “Hayır” diyoruz. İlan edilen bu sonuç doğru ve meşru değildir. Bu seçim mühürsüzdür, hukuka aykırıdır, demokratik ve meşru değildir diyoruz. Bunun içindir ki, Hayırlarımıza, irademize sahip çıkıyoruz. Ve mücadeleden vazgeçmeyeceğiz.

Dostlar,

Bu 1 Mayıs’ta,

Tek adam rejimine, Ülkeyi Açık hava hapishanesine çevirenlere, OHAL’E, KHK’lere Hayır diyoruz.

Bu ülkenin işçi ve emekçilerini işsizlik ve açlıkla terbiye etmeye çalışanlara, insanlarımızı borçlu yaşamaya muhtaç edenlere Hayır diyoruz.

Kürdün evini Yıkıp, İradesini hapis edenlere Hayır diyoruz.

Doğamızı talan edenlere, Derelerin kardeşliğini ve özgürce akmasını katledenlere Hayır diyoruz.

Düşünce ve İfade Özgürlüğünü yok edenlere, gazetecileri ve insanlarımızı hapishanelere dolduranlara, diktatörlük heveslilerine ve Faşizme Hayır diyoruz.

Buradan, 1 Mayıs alanından on binler olarak Hayır diyoruz.

Duysunlar… Ne diyoruz…

Elbette, HAYIR diyoruz.

Demeye de devam edeceğiz…

Dostlar, Kardeşler,

Güvenceli İş, İnsanca Yaşam için,

Grevli Toplu Sözleşmeli Sendika Hakkı için,

Kadın Özgürlüğü İçin,

Çocuk işçiliğine son vermek için,

Ülkemiz ve gençlerimizin geleceği için,

Doğamıza ve Kentimize Sahip Çıkmak İçin,

Kıdem Tazminatı Hakkımız İçin,

Kürt Sorununun Barışçıl ve Demokratik Çözümü için,

Adalet ve Hukuk İçin,

Kamuda haksız yere işten atılan yüzbinler için,

Ankara Gar katliamı ve tüm katliamlarda yitirdiklerimiz için,

1977  ve tüm 1 Mayıs şehitlerimiz için,

Soma’da Ermenek’te ve tüm iş cinayetlerinde yitirdiğimiz canlar için,

Berkin Elvan, Ethem Sarısülülük ve tüm Gezi şehitlerimiz için,

ÖZGÜR VE DEMOKRATİK BİR ÜLKE İÇİN,

EMPERYALİZME, KAPİTALİZME VE FAŞİZME KARŞI

Birleşerek Mücadele edeceğiz. Direne, Direne Kazanacağız.

Yolumuz açık olsun…

Yaşasın 1 Mayıs.

YAŞASIN ENTERNASYONAL DAYANIŞMA.

Yaşasın işçi sınıfının birlik, mücadele ve dayanışması.

Yaşasın 1 Mayıs. 

 

 

 

 

 

 

 


Makaleye Dön
3-05-2017, 13:26