Ankara’da Şarbon Hastalığı ve Karantina Uygulaması |
Ortak Basın Açıklaması 06 Eylül 2018 Ankara’da Şarbon Hastalığı ve Karantina Uygulaması Kurban Bayramı’nda satılmak üzere Türkiye'nin Brezilya'dan ithal ettiği 25.000 sığır Santos limanından Nada isimli gemiyle 17 günlük yolculuk sonrasında Mersin Limanı’na indirilmiştir. Hayvan hakları savunucuları ve Mersin’deki gazetecilerin ve siyasi parti temsilcilerinin öneri ve uyarılarına kulak tıkanmıştır. Bu gemi karantinaya alınmadan veya limanda oluşturulacak bir fiziksel mekanda muayeneleri ve bu inceleme sonrasında çiftliklere dağıtımları yapılması gerekirken, bu yapılmamıştır. Mersin Barosu suç duyurusunda bulunmasına rağmen işlem devam ettirilmiştir. TBMM’de verilen soru önergelerine yanıt verilmemiştir. Bu büyükbaş hayvanlar, Brezilya’dan büyükbaş hayvan ithal eden Hijazi&Ghosheh Co. Ltd. Şirketi tarafından AHİBOZ ile GÜLALAN köyleri arasındaki KİPMAN şirketine ait, yeni kurulduğu anlaşılan tesis kiralanarak yediemine teslim etmiştir. Brezilya’dan ithal edilen 3959 büyükbaş hayvan Kurban Bayramı için bekletilirken ilk etapta 50 hayvanın ani ölümü nedeniyle Gölbaşı İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü’ne bağlı resmi veteriner hekimler tarafından hayvanlardan alınan örneklerde şarbon hastalığı belirlenmiş, bölge karantinaya alınmıştır. Ankara Tabip Odası heyeti bölgeye giderek inceleme yapmış ve yetkililerle görüşmüştür. Ankara Bölgesi Veteriner Hekimleri Odası, olayın ortaya çıktığı andan itibaren İl ve İlçe Müdürlüğü yöneticileriyle iletişim kurarak süreç ve gelişmeler hakkında bilgi almıştır. Bölgede yapılan incelemede, çiftlikte çalışan personelin ve Tarım ve Orman Bakanlığı yetkililerinin iş güvenliği önlemlerini aldıkları, kişisel koruyucu kıyafet giyindikleri ve yüksek güvenlikli maske kullandıkları gözlenmiştir. İlçe Tarım ve Orman Müdürü, İl Tarım ve Orman Md. Yardımcısı ve Koruma Şube Müdürü ile birlikte veteriner hekimlerin şarbon tespit edildiği günden bu yana kordon uygulaması başlattıkları ve ilgili mevzuat uyarınca önlem aldıkları, aşılamalara başladıkları anlaşılmıştır. Hayvanların toplama alanından 300 mt mesafede çalışma ortamı kurulduğu, hayvanlardan örnekler alınarak ileri moleküler tekniklerle analizler için resmi laboratuvara gönderildiği görülmüştür. Bölgeye 100 ton kadar kireç getirildiği, şarbon hastalığı tespit edilen hayvanların gömülerek kireçlendiği anlaşılmıştır. Tarım ve Orman Bakanlığı yetkilileriyle yapılan görüşmelerde yurt dışından ithal edilen hayvanların kontrolünün mevzuata uygun olarak 3 noktada gerçekleştiği, birinci noktanın gümrüklerde olduğu, hayvanların yurtdışından getirilişinde hastalığın kuluçka döneminde birinci kontrolde anlaşılmazsa bile, hayvanların çiftlikte tekrar muayenelerinin yapıldığı ve hastalığın da bu aşamada tespit edildiği anlaşılmıştır. Hayvanların kesim sonrası etlerinden alınan numunelerinin tekrar PCR analizine sokulduğu ve bu şekilde bir seri kesimde 2 hayvanda test sonucu pozitif olduğu için 10 karkas halindeki etin de imha edildiği belirtilmiştir. Hayvanlarda kullanılan aşının Etlik-Ankara’da bulunan Tarım ve Orman Bakanlığı Veteriner Kontrol Merkez Araştırma Enstitüsü’nden yeterli miktarda temin edildiği öğrenilmiştir. Çiftlikten hayvan satışı bulunmamaktadır ve şarbonlu ürünlerin piyasaya çıkmaması temin edilmektedir. Bugün kamuoyunda merak edilen bu Şarbon salgınını konunun uzmanlarıyla, meslek örgütleri ve sendikalarla bir basın ve kamuoyu bilgilendirmesi yapmak üzere düzenledik. Bugün kamuoyunun öğrenmek istedikleri şunlardır:
Meslek örgütlerinin, sendikaların ve konuyla ilgili uzmanların görüş ve tespitleri, çözüm önerileri bulunmaktadır. Kurban Bayramı döneminde yurt dışından getirilen çok sayıdaki hayvanın denetiminin de bu yoğunluk içerisinde aksatılması ve özellikle karantina süresi uygulanmadan hayvanların yurda sokulması temel neden olarak ortada durmaktadır. Gıda güvenliğinin sağlanmasında Veteriner Hekimler, Gıda Mühendisleri, Tıp Hekimleri, diğer sağlık çalışanları, çiftçilerimiz ve örgütleri tümü birlikte bu sorunun çözümünde ilgili bakanlıklar ve taşra teşkilatlarıyla işbirliğine hazırdır. Hastalık, halk sağlığı açısından tehlikeli olmakla beraber zamanında alınacak önlemler ve veteriner hekim denetiminde yapılacak kesimlerle risk önemli oranda azaltılabilmektedir. Bu olay tekrar göstermiştir ki bu ülkenin güçlü, hızlı hareket edebilen, bağımsız bir veteriner hekimlik teşkilatına gereksinimi vardır. Hayvan sağlığı hizmeti bir hekimlik hizmetidir ve hayvan sağlığı, hayvan varlığı ve gıda stratejik bir alandır. Tek sağlık konseptine uygun olarak sağlık personeli bir bütün olarak çalışmalı, özlük hakları konusunda da ayrımcılığa tabi tutulmamalı, bu alanda kilit meslek olan veteriner hekimlikte son zamanlarda yaşatılan etkisizleştirme hızla durdurulmalıdır. Resmi otoritenin daha güçlü ve etkin refleks gösterebilmesi için, Tarım ve Orman Bakanlığı’nda boş olarak bulunan veteriner hekim, Gıda Mühendisi ve Ziraat Mühendisi, tekniker ve teknisyen kadrolarına zaman zaman gündeme getirilen atamalar ivedilikle yapılmalıdır. Yerli hayvan üretimini sekteye uğratacak şekilde yabancı hayvan ithalatına gümrükte “0” vergi uygulamalarında uluslararası tröstlere imtiyaz sağlayarak ülkemiz hayvan yetiştiricilerinin mağdur olmasına yol açılmaktadır. Bu durumda denetimler zayıflatılmakta ve şeffaf olmayan ticari ilişkiler artmaktadır. Kurban Bayramı süresince yurdumuzda kesilen hayvan sayısı, bir yıl boyunca yapılan kesimin dörtte biri kadardır. Bu yoğunluk içinde yurdun her köşesinde kesim yapılmakta, pek çok noktada veteriner hekim muayenesi ve Gıda Mühendisliği kontrolleri yapılamamakta, toplum sağlığı ve hayvan refahına yönelik ihlaller ortaya çıkmaktadır. Kurban Bayramı süresince tüm kesimlerin Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından belirlenmiş noktalarda, denetim altında yapılması için gerekli düzenlemelere başlanmalı ve 2019 yılına yetiştirilmelidir. Sonuç olarak, ülkemizde neoliberal politikalar uygulamaya geçirilmeden önce sağlık ocakları ve sahada görev yapan veteriner hekimler özellikle Kurban Bayramı öncesinde yoğun koruyucu hekimlik faaliyetleri yürütmekteydi. Hayvan ürünlerinin kaynağı yerli üretimdi. Kontrolleri bir hassasiyet içerisinde yapılırdı. Bugünkü sorunun temel nedenlerinden biri yerli hayvancılığı ithalatçı rejime kurban etmekse, diğeri koruyucu hekimliği ve sağlık memurlarını sahadan çekmiş olmamızdır. Kısaca “Neoliberal kapitalist politikalar bir Halk Sağlığı sorunudur”. Saygılarımızla kamuoyuna bildiririz. Ankara Tabip Odası Ankara Bölgesi Veteriner Hekimleri Odası Gıda Mühendisleri Odası Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası Tarım-Orkam Sen
Makaleye Dön |
6-09-2018, 13:26 |