İç Anadolu Bölgesi Tabip Odalarından Sağlıkta Şiddete Karşı Ortak Metin


BASIN AÇIKLAMASI

02 Şubat 2020

BÜYÜK BEYAZ MİTİNG’DE BULUŞUYORUZ

1.500 hastane, 27.000 eczane, 7.500 ASM’de ve 150’yi aşan ağız diş sağlığı merkezi ile binlerce muayenehanede 350 milyonu bulan muayeneyi, 5 milyon ameliyatı - girişimi yapan,  2 milyar kutu ilacı hastalara ulaştıran, milyonlarca hastanın bakımını, enjeksiyonunu, pansumanını gerçekleştiren bu ülkenin sağlık çalışanları olarak; güvenceli bir çalışma ortamında,  yüksek enflasyon ve pahalılığa ezdirilmeyen ücretlerle, emeğimizin karşılığını alarak çalışmak istiyoruz! 

 “YA EMEĞİMİZİ YOK SAYAN SAĞLIKTAKİ BU ŞİDDET DURACAK
YA DA SAĞLIK SİSTEMİ!”

Başta, her gün ortalama 40 sağlık çalışanının yaşadığı fiziksel, psikolojik ve sözel şiddetin sona ermesini, TBMM’de bekleyen “sağlıkta şiddeti önleme yasa tasarısının” yasalaşmasını, yeni ölümler yaşanmadan önerdiğimiz acil tedbirlerin alınmasını sağlamak için;

Her geçen gün değersizleştirilen ve piyasanın sıradan bir unsuru, maliyet kalemi haline getirilmeye çalışılan emeğimizin karşılığını alabilmek için;

Biz hekimler, sağlık hizmet sunumunda yer alan bütün mesai arkadaşlarımızla ve sağlık hakkına sahip çıkıp sağlıktaki şiddetin kendisine ve hastasına da zarar verdiğini düşünen yurttaşlarımızla birlikte,

15 MART PAZAR GÜNÜ ANKARA’DA BÜYÜK BEYAZ MİTİNG’DE BULUŞUYORUZ!

Ülkemizin sağlık hizmetini yüklenmiş sağlık meslek mensupları olarak, sürekli şiddete uğrama tedirginliği ile çalışmak istemiyoruz. Bireysel eksiklik ya da hata yapan sağlık çalışanları hakkında her hizmet kolunda olduğu gibi gerekli şikayetlerin yapılması anlaşılabilir. Eğer bireysel kusur varsa hukuki ve mesleki takibat istenebilir. Ama hiç kimsenin, hiçbir gerekçeyle sağlık çalışanlarına saldırmaya, öldürmeye, taciz etmeye hakkı bulunmuyor. Sağlık çalışanlarının sağlık piyasasının şiddete maruz bırakılabilecek dişlileri olarak gören, emeğini, mesleki kimliğini değersizleştiren bu anlayışı esastan reddediyoruz.

Hasta ve yakınlarının taleplerinin karşılanmadığı, beklentileri dışında bir tablo ortaya çıktığı, idari ya da sisteme dair bir tıkanıklıkla karşılaştıkları ya da tıbbın gerektirdiği herşey yapıldığı halde beklenebilecek olumsuz bir tıbbi durumun ortaya çıktığı ilk anda sağlık hizmetini sunanlara karşı öldürmelere varan şiddet girişimlerine başvurması olağan bir sürecin sonucu değildir. Bu tutum, bu saldırganlık, bu vahim tablo sürdürülebilir değildir. Sağlık ortamındaki şiddet münferit olaylar, hoş görülebilir insani tepkiler olmaktan çoktan çıktı. Buradaki karanlık ve ölümcül tablo yetkililer tarafından görülmekte ama bir türlü harekete geçilmemektedir. Sürekli ‘kırmızı pazartesiler’ yaşamak istemiyoruz. Herkesin geldiğini hissettiği ve önlemek için kılını kıpırdatmadığı cinayetleri takip etmek değil hastalarımızı tedavi etmek, mesleğimizi yapmak istiyoruz. Sağlık hizmetini sunarken, başka hayatları kurtarmaya çalışırken kendi canımızdan olmak istemiyoruz.

Sağlık hizmetlerindeki aksamalar asla ve asla sağlık çalışanlarının üstüne yıkılamaz. Sağlıkta şiddet yapısaldır. Ülkedeki genel politik ve toplumsal atmosferden, yoksulluk, işsizlik gibi ekonomik olgulardan bağımsız değildir. Ekonomik, politik ve toplumsal alanda sorunlar derinleştikçe, sağlık alanında da sorunların çığ gibi büyüyeceğini ve sağlıkta şiddetin artacağını herkesin görmesi gerekir. Bu sorunların sağlık çalışanları olarak üzerimize bir yandan hak kaybı ve yoksullaşma, diğer yandan da maruz kalınan şiddette artış olarak dönmesini kabullenmiyoruz.

Emeğimizi değersizleştiren, ücretlerimizi ezdiren, çalışma koşullarımızı her geçen gün zorlaştıran yönetim anlayışı değişinceye; sağlıktaki bu ölümcül şiddeti tam olarak ortadan kaldıracak yasal düzenlemeler yapılıncaya; önerdiğimiz tedbirler alınıncaya; hasta- sağlık çalışanı ilişkisini insani boyuta taşıyacak toplumsal - kültürel iklim oluşuncaya ve buna uygun sağlık politikaları tesis edilinceye kadar bu konuda mücadeleyi hep birlikte yükseltmekte kararlı olduğumuzu göstermek üzere;

Ülkemizin 81 ilinden, üyemiz olan ve olmayan bütün hekimlerimizle, emeklilerimizle, göreve başlatılmayan atama bekleyen genç meslektaşlarımızla ve geleceğimizi oluşturan her branştan tıp, hemşirelik, diş hekimliği, eczacılık, veteriner hekimlik, psikoloji, sosyal hizmetler ve sağlık bilimleri öğrencisi binlerce kardeşlerimizle birlikte; 15 Mart günü Ankara’nın yolunu tutacak ve bu ülkede sağlık ortamının şiddetten arındırılması için on binlerce sağlıkçı olarak tek bir sesle haykıracağız;

SAĞLIK’TA ŞİDDET SONA ERSİN! SAĞLIK ÇALIŞANLARI KÖLE DEĞİLDİR!                                       

Biz hekimler, emeğimize ve mesleğimize sahip çıkacağımız mücadelemizle sağlıktaki şiddet iklimini sonlandırarak; görevimiz olan sağlık hizmetini şiddetsiz ve barışçıl bir ortamda, aldığımız bilimsel eğitimin gereklerini yerine getirerek ve halkımızın ihtiyaç duyacağı nitelik ve gereklilikte sunmayı başaracağız. Aldığımız eğitimin, bize yüklenen toplumsal ve kamusal sorumluluğu yerine getirecek, emeğimizin karşılığını alacağız!

BİZLER YAŞAMAK VE YAŞATMAK İSTİYORUZ!

İç Anadolu Bölgesi Tabip Odaları


Makaleye Dön
20-02-2020, 13:27