Kızamık Var Sağlık Bakanlığı’ndan Açıklama Yok |
ANKARA TABİP ODASI ORTAK BASIN AÇIKLAMASI 11 Aralık 2012 Kızamık Var Sağlık Bakanlığı’ndan Açıklama Yok Bilindiği gibi ülkemizde birçok bulaşıcı hastalığa karşı çeşitli mücadele programları yürütülmektedir. Kızamık ve Kızamıkçık bu mücadele programlarının yürütüldüğü iki önemli hastalıktır. Bu hastalıklara karşı yürütülen programda, 2015 yılına kadar Türkiye’de yerli virüs geçişini durdurmak, 2015 yılından sonra ülke dışından gelecek virüslerin yerleşmesini önlemek ve kızamığa bağlı ölümleri engellemek hedef olarak belirlenmiştir. Sağlık Bakanlığı, gerek Avrupa’da kızamık vakalarının ve salgınlarının ortaya çıkması gerekse de ülkemizin sınır komşusu olduğu ülkelerdeki vakalar nedeniyle ülkemizin risk altında olduğunu belirtmektedir. Hatırlanacağı üzere geçtiğimiz yıl İstanbul’da görülen kızamık olguları hakkında gerek Türk Tabipleri Birliği tarafından yapılan açıklamalarda gerekse de uzmanlar tarafından hazırlanan raporlarda birçok noktaya dikkat çekilmiştir. Ne yazık ki süreç içerisinde ilgili raporlardaki öngörüler gerçekleşmiş, gerçekleşiyor görünmektedir. Türkiye Halk Sağlığı Kurumu’nun 4 Aralık 2012 tarihli yazısından anlaşıldığına göre, Haziran ayından bu yana İstanbul’da kızamık vakaları görülmektedir. Kızamık Bilimsel Danışma Kurulu kararı ile İstanbul için aşılama programında yeni bir düzenlemeye gidilmiştir. Türk Tabipleri Birliği’ne sadece İstanbul’da değil, Ankara, Adana, Yozgat gibi ülkemizin pek çok bölgesinde kızamık olguları görüldüğüne dair bilgiler ulaşmaktadır. Tüm bunların yanında iki asistan hekimin de kızamık hastalığına yakalandığı bilgisi vardır. Sağlık Bakanlığı ise böylesi önemli bir konuda toplumu bilgilendirmemektedir. Süreç şeffaf biçimde ilerlemediği için pek çok konuda yeterli bilgi elimize ulaşmamaktadır. Ancak Suriye’den yaşadığımız sığınmacı akınının önemli bir kaynak olduğu düşünülmektedir. Bu nedenle hastalığın ülkemizin değişik yörelerinde yayılma olasılığı da mevcuttur. Halen ülkemizde yürütülen aşılama programı gereği bebeklerimize ilk kızamık aşısı 12 aylık iken üçlü aşı biçiminde (kızamık, kızamıkçık, kabakulak) yapılmaktadır. Anneden geçen koruyucu antikorların ise 6 aya kadar bebeği koruduğu bilinmektedir. Bu durumda hastalığın yaygınlık gösterdiği hallerde 6 ay ile 12 ay arası bebeklerimiz korumasız kalmakta ve kimi zaman ciddi seyreden bu hastalığa yakalanma tehlikesi ile karşı karşıya kalmaktadırlar. Bunun yanında aşılandığını düşündüğümüz nüfus için de soğuk zincirin kırılması veya aşı uygulama hataları olması halinde aşı etkinliği azalmakta ve bu durum kişiye özgü bağışıklık yanıtı yetersizliklerine eklenerek “aşı başarısızlıkları”nı ortaya çıkarmakta, aşı etkinliğinin düşmesine neden olmaktadır. Bu da, duyarlı nüfusun, tahmin edilenden önce birikimine ve beklenenden daha erken zamanda salgınların ortaya çıkmasına neden olabilmektedir. Nitekim okul çağına gelmiş çocuklarda ve yetişkinlerde de hastalığın ortaya çıkması (hekimlerde dahi) bunu doğrulamaktadır. Sağlık Bakanımız bütçe konuşmasında 2011 yılında hiç yerli vaka olmadığını belirtmesine rağmen Dünya Sağlık Örgütü bunu doğrulamamakta, ülkemizde görülen 105 olgudan yalnızca 11’inin dışarıdan gelen (importe) vaka olduğunu ifade etmektedir. Sağlık Bakanlığı’na ait verilere dair böylesi bir kuşkunun ortaya çıkması hepimiz açısından kaygı vericidir. Tüm bu durumları değerlendirdiğimizde önemli bir sorunla karşı karşıya olduğumuz anlaşılmaktadır. Özellikle üzerinde durulması gereken noktalar şunlardır.
Türk Tabipleri Birliği toplum sağlığını önceleyen bir meslek örgütü olarak sürece elinden gelen katkıyı sunmaya hazırdır. Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi Ankara Tabip Odası Makaleye Dön |
11-12-2012, 13:23 |