Dr. Ersin Arslan Altı Hafta Önce Katledildi. Tüm Taleplerimiz Yerine Getirilene Kadar Bu İşin Takipçisiyiz! |
ANKARA TABİP ODASI BASIN AÇIKLAMASI 29 Mayıs 2012 Dr. Ersin Arslan altı hafta önce katledildi. Tüm taleplerimiz yerine getirilene kadar bu işin takipçisiyiz! Hekime, sağlık çalışanına yönelik şiddet yaygınlaştı, yaygınlaştı ve en nihayet bundan 6 hafta önce meslektaşımız Dr. Ersin Arslan tam bu saatte bir hasta yakını tarafından katledildi. Bizler, içimizden birinin başına bunun geleceğini biliyorduk. Ama yetkililere, sorumlulara şiddetin geldiği noktayı bir türlü anlatamıyorduk. Yıllardır sağlıkçıya yönelik şiddeti görmezden gelenler artık şiddeti bir olgu olarak kabul ediyorlar. 14 Mayıs’ta sağlık çalışanlarını korumak üzere bir genelge yayınlandı. İyi niyetle hazırlanmış olduğundan kuşku duymuyoruz; ancak bu genelgenin sağlık çalışanlarını koruyamayacağı çok açık. Kameralar, iki kapılı odalar, güvenlik görevlileri gibi tedbirlerden hiçbirisi saldırıyı önleyemez, olsa olsa -şanslıysak- darpın şiddetini hafifletebilir. Yetkililer, sorumlular önce şu sorunun yanıtını samimiyetle versinler. Eskiden de hastanelerde kuyruklar vardı; saatlerce beklenirdi, beş dakikalık muayeneler yeterli gelmez, hastalar hastanelerden mutsuz ayrılırlardı. Ama kimsenin aklına doktora, hemşireye saldırmak gelmezdi kolay kolay. Ne oldu? Ne oldu da sağlık hizmetlerinin bu kadar iyileştiği söylenirken hasta yakınları, hastalar bizlere bu kadar hınçla, öfkeyle saldırmaya başladılar? İki şey oldu. Birincisi; siyasetçiler doktora, sağlıkçıya karşı öyle bir dil ve üslup kullandılar ki bizler saldırılabilir, vurulabilir, öldürülebilir insanlar olduk. İktidar bizlere yönelik şiddeti meşrulaştırdı. İkincisi; halka televizyonlardan yapılan reklam bir masaldan ibaretti: sağlık sistemindeki müthiş dönüşüm masalı. Halk televizyonda gördüğünü gerçek hayatta bulamayınca aldatılmışlığın, kandırılmışlığın öfkesiyle hizmeti verene saldırdı. Bizler sağlık alanındaki şiddetin, sağlıkta yıkım programının bir sonucu olduğunu biliyoruz. O nedenle dönüşümün icracılarına tehlikeyi bir kez daha haber veriyor ve uyarıyoruz: çok hasta bakılsın da nasıl bakılırsa bakılsın mantığıyla çok para kazanabilirsiniz; ama o şartlarda iyi hekimlik olmaz ve bu durum halkın sağlığını tehdit eder. Değerli Basın Mensupları, Ankara Tabip Odası üç haftadır Ankara’daki hastanelerde hekimlerle buluşmakta ve şiddetin nedenleri ve çözüm önerilerini tartışmaktadır. Sağlık Bakanlığı hastanelerinin pek çoğu ise, bu toplantıların gerçekleştirilmesi için toplantı salonlarının kullanılması iznini henüz vermemiştir. Sağlığın yöneticilerini bu hafta bir kez daha samimi olmaya ve sorumlu davranmaya çağırıyoruz. Değerli Basın Mensupları, Başbakan’ın kürtaj ve sezaryen konulu açıklaması da bir şiddet deklarasyonudur. Bu açıklamada hekimlere ve kadınlara “cinayet işliyorsunuz” denmektedir. Şiddet bugün ülkemizde her alanda egemendir ve adeta devleti yönetme biçimi olarak kullanılmaktadır. Kadınlar, baskı ve şiddetle toplumsal hayattan uzaklaştırılmakta ve siyasi iktidarın kendileri için biçtiği toplumsal role zorlanmaktadır. Kadının bedeni -hiç tartışmasız- yalnızca kendisine aittir. Mesele bu kadar nettir. Bu açıklamalarla hekimler de bir kez daha yönetici şiddetine maruz kalmışlardır. Başbakan günlerdir hekimlere “katil” demekte, Sağlık Bakanı “gereksiz yere” sezaryen yapan hekimlerin peşine düştüğünü açıklayarak doktorları tekrar tekrar hedef göstermektedir. Siyasi iktidarı ve Sayın Bakan’ı bir kez daha şiddete karşı gerekli önlemleri almaya çağırıyoruz. Çağrımız acil bir çağrıdır. Tehlike çok büyüktür. Altı hafta önce bugün bu saatte yitirdiğimiz sevgili meslektaşımız Dr. Ersin Arslan'ı bir kez daha saygı ve sevgiyle anıyoruz. Onun katlini, cinayetin nedenlerini unutmayacağız, unutturmayacağız. Ankara Tabip Odası Makaleye Dön |
29-05-2012, 13:23 |