Çocuklarımızın istismar edilmesine yasalarla, önergelerle göz yummanıza izin vermeyeceğiz. Evlilik geleneksel bir çocuk oyunu değildir.


Ülkemizde mevcut yasalara göre 16 yaşından küçük çocuklar ebeveynlerinin rızası dahi olsa resmi olarak evlendirilemez. 16 yaş ile 18 yaş arasında ebeveynler tarafından dayatılan bir evlilik durumunda ki aslında çocuğun rızası ya da isteği böyle bir adım için geçerli kabul edilemez, edilmemelidir,doktor tarafından verilebilecek bedenen ve ruhen evliliğe hazır olma izni istenir. Yasalarımıza göre 18 yaşın altı her birey bir çocuktur, evlenemez, ehliyet alamaz, cezai müeyyideler 18 yaş üstü bireylerden ayrışır. Bu yaş sınırları öylesine belirlenmekten ziyade bilim insanlarınca insan ve gelişimi konusunda yüzyıllardır yapılan değerlendirmeler sonucu ortaya konmuştur.Medeni ülkelerde, karar verebilme, rıza gösterme kavramları nörobilim, psikiyatri gibi bilim insanlarının öğretileri ile hukuğa, yasalara yansıtılır. Bilimi yol gösterici olarak almak bu yüzden önemlidir. Bir çocuğa evlilikle ilgili, cinsel ilişki ve istismarla ilgili rızasını ya da kabulünü sormak son derece anlamsızdır, ard niyetlidir. Halklara ait gelenek, görenek gibi değerleri de istismar ederek bir çocuğa, bir kadına gücü oranında zarar verebilmeyi düşünmek ancak az gelişmişlik göstergesi sayılabilir.

Tecavüz, cinsel istismar suçunda, tecavüze, istismara uğrayan çocukla failinin evlenmesi durumunda verilecek cezanın açıklanmasının geri bırakılmasına( çocuk tecavüze uğradığında 16 yaşına gelmeden tecavüzcüsü cezalandırılmayacak, serbest kalacak, ancak evlenmeyi reddederse ya da evliliği sonlandırırsa cezalandırılacak )ilişkin dün gece Meclis’te sunulan önerge gericiliğe, tecavüzcülerin cezalandırılması bir yana istismar edilen çocuğun bir ömür istismara maruz kalmaya devam etmesine ön ayak olmaktır. Çocuğun evlenmek istememesi tecavüzcünün cezaya çarptırılması anlamına geldiği için çocuğa ayrıca bir şiddet unsuru yaratılabilecektir.

Öte yandan önergeye karşı yükselen tepkilere Adalet Bakanı tarafından verilen yanıtlar da en az önerge kadar akla, mantığa aykırıdır. Bir çocuğun Adalet Bakanı’nın tabiri ile ‘’halk arasında yapılan haliyle’’ düğününe bir savcının katılmasının bu önergeye bir geçerlilik kazandırmayacağını düşünüyoruz. Gelenek görenekler insan haklarına, çocuk haklarına, insan sağlığına aykırıysa savunmak mümkün değildir.

Dün gece muhalefetin itirazına rağmen ilk oylamada kabul edilen önerge, katılım yetersizliği itirazı üzerine22 Kasım Salı günü tekrar görüşülecek. Tüm vekillerimizin, söz konusu olmasından bile utanç duyduğumuz, akla, vicdana, çocuk haklarınatümüyle aykırı bu önergeyi reddetmelerini talep ediyoruz.

Çocukla tecavüzün, istismarın, evliliğin yan yana kullanılmasının bu kadar fütursuzca ve ahlaksızca olmamasını, çocuk istismarının ağır cezalara çarptırılarak caydırıcılığın artmasını talep ediyoruz.

Ankara Tabip Odası
Makaleye Dön
18-11-2016, 00:00