Elektronik Reçetelerle İlgili Bilgilendirme |
Elektronik Sertifika ve Mini Kart Okuyucular İçin Hekimlerimizden Para Talep Edilmesi Hakkında Bilgilendirme Bir çok kamu kurumunda olduğu gibi Sağlık Bakanlığı bünyesinde de, 01.09.2012 tarihinden itibaren "elektronik imza (e-imza)" uygulaması başlatıldı. Öncelikle bakanlık bürokrasinin iç ve dış yazışmalarında gerçekleştirilen bu uygulama, devamında kamuya sunulan sağlık hizmeti sunumunda da gündeme geldi. Nitekim yine 2012 yılında başlatılan "e-reçete" uygulaması da, gelinen noktada hekimlerimiz tarafından artık "e-imza" ile kullanılabilmektedir. Bu kapsamda hekimlerimize, elektronik sertifika ve mini kart okuyucu gibi teknik ürünlerin temini de yapıldı. Bu ürünlerin temini ise, diğer benzer sektörlerde olduğu gibi, asıl olarak "Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TUBİTAK)" tarafından sağlanmaktadır. TUBİTAK bünyesinde yer alan "Bilişim ve Bilgi Güvenliği İleri Teknolojiler Araştırma Merkezi (BİLGEM)" bünyesinde 2005 yılında kurulan "Kamu Sertifikasyon Merkezi", bu doğrultuda çalışmalarda bulunmaktadır. Öte yandan 15.01.2004 tarihli 5070 Sayılı "Elektronik İmza Kanunu" da, bu uygulamanın temel normatif dayanağını oluşturmaktadır. Bu uygulamanın; kamu işleyişinde verimliliği arttırma, bilgiye daha hızlı ulaşımı sağlama, olası usulsüzlükleri ve aynı zamanda kırtasiyeciliği ve kağıt israfını önleme gibi yararları olduğu; nitekim birçok çağdaş ülkede de yaygın biçimde uygulana geldiği, bilinen bir gerçektir. Ancak ülkemizde bu uygulamanın, bu uygulamaya tabi tutulan hekimlerimiz nezdinde kimi sorunlara ve mağduriyetlere yol açtığı da görülmektedir. Bu kapsamda, son süreçte odamıza başvuran ve kamuda görev yapan çok sayıda hekimimiz, kamuya sağlık hizmeti sunumunda kullandıkları elektronik sertifika ve mini kart okuyucu gibi teknik ürünlerin hatalı çıkması, arızalanması ya da çalınması gibi durumlar karşısında, BİLGEM tarafından kendilerine yeni ürün temin edilirken para talep edildiğini dile getirmekte; böylesi bir talebin öncelikle kamu yararına ve hizmet gereklerine uygunluğuna dair haklı kaygılarını iletmektedirler. Bilindiği üzere kamuya sağlık hizmeti sunumu, "sosyal devlet"in öncelikli görevleri arasındadır ve devlet için temel bir kamusal yükümlülük, birey ve toplum için ise temel bir hak teşkil etmektedir. Kamu sağlık hizmeti sunumun şüphesiz bu hizmeti alanlar, ancak her durumda kamu adına bu hizmeti verenler için ek bir mali külfet getirmemesi, nitekim sağlık hizmeti sunumu gibi temel bir kamusal hizmetin "kar/gelir elde etme" gibi saiklere göre de yapılandırılıp işletilmemesi, toplumsal ve hukuksal bir gerekliliktir. Kamuya sağlık hizmeti sunumunda görev alan ve her biri aynı zamanda birer "kamu ajanı" olan hekimlere, bu hizmetin sunumunda yararlandıkları her türlü ürünün, kamu idaresi tarafından yeterince ve bedelsiz temini de, yine kamu hizmetinin bilinen doğasının bir gereğidir. Kaldı ki, TUBİTAK BİLGEM Kamu Sertifikasyon Merkezi tarafından belirlenerek ilan edilmiş bulunan 16.08.2011 tarihli "Sertifika İlkeleri ve Sertifika Uygulama Esasları" başlıklı belgede yer alan taahhütler de şu şekildedir; "Sertifika oluşturma ve yenileme ücreti Kamu SM tarafından üretilen ve yenilenen nitelikli elektronik sertifikalar için kurumlardan veya sertifika sahiplerinden ücret alınır. Ücretin miktarı ve ödeme şekli Kamu SM tarafından gönderilen teklif mektuplarında, kurumlarla yapılan sözleşmelerde ya da Kamu SM web sayfasında belirtilir. Kamu SM’nin imza oluşturma verisinin çalınması, kaybolması, gizliliğinin veya güvenilirliğinin ortadan kalkması ya da nitelikli elektronik sertifikanın hatalı üretilmesi gibi sertifika sahibinin kusurunun bulunmadığı durumların sonucunda nitelikli elektronik sertifikaların Kamu SM tarafından iptal edilmesi ve güncellenmesi halinde, hiçbir ücret talep edilmez." (Bkz. Sayfa 49, paragraf 9.1.1) "Ücret İadesi Güvenli elektronik imza oluşturma aracının sertifika sahibinin yanlış kullanımından dolayı kullanılamaz duruma gelmesi durumunda ya da sertifikanın sertifika sahibi tarafından iptal edilmesi durumunda ücret iadesi yapılmaz. Kamu SM’den kaynaklanan sebeplerden dolayı sertifika içerisindeki bilgilerde hata olması durumunda sertifika iptal edilir ve yenisi ücretsiz olarak üretilir". (Bkz. Sayfa 49, paragraf 9.1.5) Öte yandan konu, kişilere yönelik ve üstelik kimi durumlarda karşılığında bir parasal bedel de talep edilen bir hizmet ve ürün sunumuna dayandığı için, hukuk sistemimizde yer alan "tüketicinin korunması"na dair mevzuatı da ilgilendirmektedir. Nitekim, 28.05.2014 tarihinde yürürlük kazanan 6502 Sayılı "Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun"un emredici hükümleri dikkate alındığında da; sertifika ve mini kart okuyucu gibi teknik ürünlerin hatalı çıkması veya arızalanması gibi durumlar karşısında, anılan yasada yer alan "ayıplı mal" (m. 8) ve/veya "ayıplı hizmet" (m. 13) kapsamında bir değerlendirme yapılması da son derece haklı ve yerindedir. Bu durumda "tüketici" olarak da değerlendirilebilecek hekimlerimiz de, anılan 6502 Sayılı Yasa'nın 11 ve 15 inci maddeleri kapsamında; bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme, satılanın ayıpsız bir misli ile değiştirilmesini isteme ve hizmetin yeniden görülmesi ile hizmet sonucu ortaya çıkan eserin ücretsiz onarımını isteme gibi yasada yer alan "seçimlik haklar"a da sahip bulunmaktadır. Bütün bu bilgiler ışığında kamuda görev yapan hekimlerimizin; elektronik sertifika ve mini kart okuyucuların hatalı çıkması, arızalanması ya da çalınması gibi durumlarda, bunların yenilenmesi ya da onarımı için kendilerinden bedel talep edilmesi halinde, yukarıda değinilen mevzuat kurallarını da ilgililerin dikkatine sunarak, hukuki itiraz haklarını kullanmalarını öneririz. Şüphesiz değinilen bütün bu kural ve gerekler, özel sağlık kuruluşlarında görev yapan hekimlerimiz için de geçerlidir ve ileri sürülebilir. Ayrıca odamız da, değinilen sorun ve mağduriyetlerin çözümü amacıyla, ilgili kurumlar nezdinde, hekimlerimizin hak ve menfaatlerinin korunmasına yönelik girişimlerde bulunacaktır. Bilginize saygı ile sunarız. Sağlık Bakanlığı'na iletilen resmi yazıyı okumak için tıklayınız. TUBİTAK'a iletilen resmi yazıyı okumak için tıklayınız. Makaleye Dön |
14-09-2017, 00:00 |