Açlık Grevi Sürecinde ATO'nun Yaptığı Çalışmalar |
Selçuk Üniversitesi’nde araştırma görevlisi iken açığa alınan Nuriye Gülmen, 9 Kasım 2016 tarihinde Ankara Yüksel Caddesi’nde bulunan İnsan Hakları Anıtı önünde yaptığı basın açıklamasında oturma eylemine başlayacağını duyurdu. Gülmen’in eylemine kendisi gibi KHK ile ihraç edilen Semih Özakça da katıldı. Kamu emekçileri 5 ay boyunca sürdürdükleri oturma eylemini açlık grevine dönüştüreceklerini açıkladılar. Açlık grevi öncesinde Ankara Tabip Odası'na yazılı başvuruda bulunan Gülmen ve Özakça süreç içinde tıbbi kontrollerinin Ankara Tabip Odası tarafından oluşturulacak bağımsız bir hekim heyeti tarafından yapılmasını talep ettiler. Bugün 118 güne ulaşan açlık grevi sürecinde hekim sorumluluğuyla Ankara Tabip Odası'nın yaptığı çalışmalar şöyle: 9 Mart 2017: Nuriye Gülmen ve Semih Özakça Ankara Tabip Odası’na yaptıkları başvuru ile 11 Mart 2017 tarihi itibariyle başlamayı planladıkları süresiz, dönüşümsüz açlık grevi sürecinde sağlık durumlarının içinde Ankara Tabip Odası’nın da bulunacağı bağımsız bir heyet tarafından takip edilmesi konusundaki taleplerini ilettiler. Aynı gün TBMM’de yaptıkları basın açıklamasından sonra gözaltına alınan Gülmen ve Özakça açlık grevine başladılar. 18 Mart 2017: Ankara Tabip Odası ile Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası Yüksel Caddesinde “Açlık Grevinde Hekim Tutumu” başlıklı bir basın açıklaması yaptılar. 28 Nisan 2017: Açlık grevinin 51. gününde Ankara Tabip Odası, Türkiye İnsan Hakları Vakfı, Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası Ankara Şubesi ve Çağdaş Hukukçular tarafından ortak basın açıklaması yapıldı. İki eğitim emekçisinin “işimizi geri istiyoruz” taleplerinin son derece insani olduğu belirtilen açıklamada yetkililerden OHAL’in kaldırılması, KHK’ler ile işinden olan kişiler için hukuk yolunun açılması ve mağduriyetlerin giderilmesi istendi. 10 Mayıs 2017: Açlık grevinin 63. gününde ATO, Gülmen ve Özakça’nın sağlık durumlarına ilişkin basın açıklaması düzenledi. Basın açıklamasında Gülmen ve Özakça’nın açlık grevlerinin kritik dönüm noktası olan 45 günü aştığı, B1 vitamini desteği almalarına karşın sağlık durumlarının bu noktadan sonra hızla bozulabileceği belirtildi. 11 Mayıs 2017: Ankara Tabip Odası (ATO), Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu Ankara Şubesi (KESK), Ankara Serbest Muhasebeci ve Mali Müşavirler Odası (ASMMO), TMMOB Ankara İl Koordinasyon Kurulu (İKK) açlık grevinin 64’üncü gününe giren Nuriye Gülmen ve Semih Özakça için ortak basın açıklaması yaptı. Açıklamada Gülmen ve Özakça’nın taleplerinin biran önce gerçekleştirilmesi yönünde çağrıda bulunulurken ihraç edilmiş tüm kamu emekçilerinin geri dönüşleri için gerekli mekanizmaların oluşturulması istendi. 20 Mayıs 2017: ATO hekimler için “Açlık Grevlerinde Hekim Tutumu” başlıklı metni yayımladı. 22 Mayıs 2017: Açlık grevinde 65 günü geride bırakan Gülmen ve Özakça evlerinin kapısı kırılarak gözaltına alındı. 23 Mayıs 2017: Nuriye Gülmen ve Semih Özakça çıkarıldıkları Mahkemece tutuklandılar. 24 Mayıs 2017: Gülmen ve Özakça için adalet isteyen emek meslek örgütleri Ankara Tabip Odası’nda ortak bir açıklama yaptılar. “Şayet hükümet bu eylemleri sonlandırmayı hedefliyorsa eylemcilere yönelik suç üretmek yerine bu eylemlerin yapılmasına neden olan hukuksuzlukları ortadan kaldırmalı ve eylemcilerin taleplerini karşılamalıdır” denilen açıklamada Gülmen ve Özakça’nın taleplerinin ivedikle kabul edilmesi, muhalif kimlikleri nedeniyle işten atılan tüm kamu çalışanlarının görevlerine iade edilmesi, OHAL’in kaldırılması ve demokratik hukuk ilkelerine uygun yönetim düzenine geçilmesi talep edildi. 25 Mayıs 2017: ATO, Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü’ne yaptığı yazılı başvuru ile Sincan F Tipi Cezaevinde tutuklu bulunan Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın sağlık durumlarını takip etmek ve muayenelerini yapmak üzere ATO tarafından oluşturulacak bağımsız bir hekim heyetinin 29 Mayıs tarihinde Sincan F Tipi Cezaevini ziyaret etmek istediğini bildirdi. 29 Mayıs 2017: ATO’nun talebine Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü tarafından “Ceza infaz kurumlarında bulunan tüm hükümlü ve tutukluların muayene ve tedavileri; 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 71’inci maddesinde belirtilen“ (1) Hükümlü, beden ve ruh sağlığının korunması, hastalıklarının tanısı için muayene ve tedavi olanaklarından, tıbbi araçlardan yararlanma hakkına sahiptir. Bunun için hükümlü öncelikle kurum revirinde, mümkün olmaması halinde devlet ya da üniversite hastanelerinin mahkum koğuşlarında tedavi ettirilir” hükmü ve 151 no’lu genelge hükümleri gereğince, Genel Müdürlüğümüzce hükümlü ve tutukluların devlet veya üniversite hastanelerine sevk edilmesi suretiyle yaptırılmaktadır. Ceza infaz kurumlarında bulunan tüm hükümlü ve tutuklularda olduğu gibi adı geçen tutukluların da tıbbi gereklilik ve mevzuata uygun olarak her türlü tedavi ve kontrolleri düzenli olarak yaptırılmakta olup, ceza infaz kurumlarında hükümlü ve tutukluların özel muayene ve takibine yönelik bir uygulama bulunmamaktır” cevabı verilerek ATO’nun talebi reddedildi. 30 Mayıs 2017: Açlık grevine başlayan Sultan ve Esra Özakça ATO’ya başvurup açlık grevi süresince sağlık takiplerinin ATO doktorlarından oluşan bağımsız bir heyet tarafından yapılmasını talep ettiler. 8 Haziran 2017: Gülmen ve Özakça’nın avukatı Selçuk Kozağaçlı, ATO’ya başvurarak müvekkillerinin ATO Komisyonları veya gönüllü hekimleri tarafından izlenen sağlık durumu ile eylemin gelecekteki etki ve muhtemel gelişimini tıbbi açıdan değerlendiren bir rapor istedi. 8 Haziran 2017: Açlık grevinin 92. gününe giren Gülmen ve Özakça’nın sağlık durumlarına ilişkin ATO, tarafından açıklama yapıldı. Açıklamada cezaevindeki Gülmen ve Özakça’nın sağlık kontrolleri için yapılan başvuruların reddedildiği ve bu aşamada Gülmen ve Özakça’nın sağlık durumlarının ne düzeyde olduğunun bilinemediği belirtildi. 14 Haziran 2017: ATO İnsan Hakları Komisyonu tarafından hazırlanan rapor Avukat Selçuk Kozağaçlı’ya sunuldu. 20 Haziran 2017: Adalet Bakanlığı’nın cevabı üzerine ATO, uzun süredir açlık grevinde olan tutuklu ve hükümlülere yönelik pozitif ayrımcılığın ve mevcut konumlarından kaynaklı özgün tıbbi yaklaşımın gerekliliğine dikkat çektiği başvurusunda ciddi sağlık sorunları yaşamaları olası olan Gülmen ve Özakça’nın sağlık durumlarının takibi için yaptıkları başvurunun yeniden değerlendirilmesini Bakanlıktan istedi. 23 Haziran 2017: ATO, Gülmen ve Özakça’nın sağlık durumları hakkında Cumhuriyet Başsavcılığından görüşme talebinde bulundu. 28 Haziran 2017: ATO Gülmen ve Özakça’nın sağlık durumlarını görüşmek üzere Sincan Ceza İnfaz Kurumlarına başvurdu. 30 Haziran 2017: ATO’nun Adalet Bakanlığına 20 Haziran’da yaptığı başvuru daha önceki başvuruyla aynı gerekçelerle yeniden reddedildi. 10 Temmuz 2017: Ankara Ceza İnfaz Kurumları Kampüs Devlet Hastanesi ATO’nun 28 Haziran’da yaptığı başvuruyu yanıtladı. Yanıtta, cezaevlerine giriş çıkışların Adalet Bakanlığı kontrolünde ve sorumluluğunda olması nedeniyle Adalet Bakanlığından gerekli izinlerin alınması durumunda tıbbi hizmet sunumu ile ilgili talebin tekrar değerlendirileceği söylendi. Makaleye Dön |
4-07-2017, 00:00 |