Açlık Grevinin 51. Gününde Ortak Açıklama Yapıldı


Kamudaki görevlerinden ihraç edilen, “İşimizi geri istiyoruz” talebiyle başlattıkları oturma eylemini açlık grevi olarak sürdüren Nuriye Gülmen ve Semih Özakça için basın toplantısı düzenlendi.

Ankara Tabip Odası, Türkiye İnsan Hakları Vakfı, Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası Ankara Şubesi ve Çağdaş Hukukçular tarafından 28 Nisan Cuma günü gerçekleştirilen açıklamaya ATO adına Yönetim Kurulu üyesi Dr. Benan Koyuncu katıldı.

Toplantıda örgüt temsilcilerinin yanı sıra Nuriye Gülmen, Semih Özakça ve anneleri Cemile Gülmen ile Sultan Özakça da yer aldı.

Açlık Grevinin 51. Gününde Ortak Açıklama Yapıldı


TİHV Genel Sekreteri Metin Bakkalcı insan sağlığı açısından “ciddi risk” dönemine gelinen bu açlık grevinin 50 gününü değerlendirmek ve aslında insanı esas bir yaklaşımla çözümün mümkün olduğunu paylaşmak istediklerini belirtti. OHAL döneminde her hangi bir yargılama süreci yaşanmadan 103 bin kişinin kamu görevinden ihraç edildiğini söyleyen Bakkalcı “Bu durum aslında sivil ölüm anlamına gelecek olan bir uygulama girişimi. Bu bir girişimdir ve kalıcı olması mümkün değildir” dedi. Yaşananlara tepki göstermek amacıyla ülkenin her yerinde direnişler olduğunu belirten Bakkalcı “Ankara’da da altı arkadaşımız 171 gündür oturma eylemi yapıyorlar. Aslında hepimizin vicdanlarına sesleniyorlar. Bu arkadaşlarımızdan Nuriye ve Semih de 51 gündür açlık grevi yaparak onurlu yaşam için bir haykırışta bulunuyorlar” dedi. Çözümün mümkün olduğunu belirten Bakkalcı “Karar verenlerin bu hatadan vazgeçmesi ve biz sivil toplum örgütlerinin de daha etkin müdahil olması gerekiyor” diye konuştu.



Dr. Benan Koyuncu açlık grevlerinin 51. Gününde olan Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın riskli bir döneme girdiğine işaret etti. Dr. Koyuncu açlık grevlerinin hukuksuzluğa karşı ses duyurma eylemi olduğunu belirterek OHAL dönemiyle birlikte hak ihlallerinin arttığına ve açlık grevlerinin de yeniden başladığına dikkat çekti. Dr. Koyuncu sağlık çalışanlarının açlık grevlerinde uyması gereken tıbbi ve etik kuralların bildirgelerle belirlendiğini ifade ederek “Nuriye Gülmen ve Semih Özakça Ankara Tabip Odası’na başvurmuş ve bir heyet ile muayeneleri yapılmış ve yapılmaktadır” dedi. Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın tıbbi durumlarını da değerlendiren Dr. Benan Koyuncu “Biz sağlıkçılar biliyoruz ki açlık grevinin yol açtığı tek şey ölüm değildir. Her ne kadar B vitamini alsalar da bu onları başka hastalıklardan korumayacaktır” diye konuştu. İki eğitim emekçisinin “işimizi geri istiyoruz” taleplerinin son derece insani olduğunu söyleyen Dr. Benan Koyuncu yetkililere seslenerek “OHAL’in bir an önce kaldırılmasını, KHK’ler ile işinden olan kişiler için hukuk yolunun açılmasını ve mağduriyetlerin giderilmesi için bir an önce işlerine dönmelerini” talep etti.

Hukuk düzeninin hukuksuzluk üzerine kurulduğunu, toplumun büyük kesimine karşı adaletsizlikler uygulandığını hatırlatan Avukat Ebru Timtik, ''Hocalarımız nitelikli insanlar sadece diplomalarından dolayı demiyorum. Ailelerinin verdiği emeğe sahip çıkıyorlar. Daha iyi imkanlarda iş bulabilmeleri mümkün, özel sektörde de çalışabilirler ama onlar adaletin, hukukun peşindeler'' diye konuştu.

Bir yerde açlık grevi varsa o toplum kötü haldedir diyen Timtik,''Eğer meslek örgütleri, sanatçılar, aydınlar geri çekilmemiş olsa bu durumu yaşamazdık açlık grevleri olmazdı. Susup beklersek daha da kötü olacak. İktidarı uyarmamız lazım'' diye konuştu.



Semih Özakça’nın annesi Sultan Özakca "Çocuklarımızın işe dönmeleri talebimizi iletecek kişi bulamıyoruz. Görüşme taleplerimiz sürekli geri çevriliyor. Çocuklarımızın gün gün erimesini seyretmeyeceğiz, gerekirse biz de açlık grevine başlarız" dedi.



Nuriye Gülmen de açlık grevinin tüm halka bir çağrı olduğunu belirterek “Sonunu birlikte yazacağız. Herkes küçük de olsa bir şey yaparsa bu büyüyecek ve eylemimiz kazanımla sonuçlanacak. Kimse bir şey yapamayız diye düşünmesin; bizim yanımıza gelebilirler, sosyal medyadan yaptığımız çağrılara kulak verebilirler” diye konuştu.
Makaleye Dön
28-04-2017, 00:00