"İş Cinayetlerine ve İşçi Katliamlarına Hayır Diyoruz" |
İş Cinayetlerine Karşı Mücadele Günü’nde emek ve meslek örgütleri “iş cinayetlerine karşı mücadeleyi büyütme” çağrısı yaptı. 3 Mart 1992 tarihinde hayatını kaybeden 263 madenci her yıl "İş Cinayetlerine Karşı Mücadele Günü" adı altında çeşitli etkinliklerle anılıyor. Bu yıl da Ankara Tabip Odası, Disk Ankara Bölge Temsilciliği, Kesk Ankara Şubeler Platformu, TMMOB Ankara İl Koordinasyon Kurulu ve Ankara Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası’nın çağrısıyla Madenciler Anıtı önünde toplanan Ankaralılar “İş Cinayetlerine ve İşçi Katliamlarına Hayır” dediler. Ankara Tabip Odası adına açıklamaya, Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Vedat Bulut, yönetim kurulu üyeleri Dr. Metin Baştuğ, Dr. Zafer Çelik ve Dr. Onur Naci Karahancı katıldı. TMMOB Ankara İKK Üyesi Özgür Topçu okuduğu ortak basın açıklamasında gidişatın olumsuz yönde ilerlediğini belirterek 6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ve kanun çerçevesinde bu güne kadar yapılan düzenlemelerin problemli olduğuna dikkat çekti. OHAL sebebiyle işçilerin sendikal haklarının kısıtlandığını söyleyen Özgür Topçu “Ülke gündemi ve çalışma yaşamındaki antidemokratik ortam ortadan kaldırılmadan, iş cinayetlerinin önüne geçmek imkansızdır” dedi. Basın açıklamasının sonunda emek ve meslek örgütleri iş cinayetlerinin yaşanmaması için çözüm yollarını sıraladı; İşçi sağlığı ve iş güvenliğinin sağlanmasının öncelikle devletin ve işverenin görevi olduğu unutulmamalıdır. İşyerlerinde işçi sağlığı ve iş güvenliği alanında görev verilen mühendis, mimarların işçi sağlığı ve iş güvenliğinin sağlanması konusundaki görevlerinin bir danışmanlık hizmeti olduğu kabullenilmelidir. İşçi sağlığı ve iş güvenliği alanına ilişkin düzenlemelerin ve denetimin yalnızca Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından yürütülmesi, doğru kararların alınmasının önünde bir engeldir. Bu nedenle düzenleme ve denetleme; Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın yanında, Sağlık Bakanlığı, üniversiteler, sendikalar, TTB ve TMMOB’den oluşan idari ve mali yönden bağımsız bir enstitü tarafından yerine getirilmelidir. Çalışma yaşamına ilişkin tüm düzenlemeler bu enstitü tarafından yeniden ele alınmalı ve kararlaştırılmalıdır. İşyerlerine verilecek işçi sağlığı ve iş güvenliği hizmetleri bir kamu hizmeti olarak ele alınmalı, işçi sağlığı ve iş güvenliği ticari kuruluşların kar alanı olmaktan çıkartılmalıdır. Basın açıklamasının tamamını okumak için tıklayınız. Makaleye Dön |
6-03-2017, 00:00 |