Sağlık Bilimleri Üniversitesi Atamalarıyla İlgili ATO Hukuk Bürosu Bilgi Notu


Sağlık Bilimleri Üniversitesi Rektörlüğü tarafından, üniversiteye "öğretim üyesi alımı" yapılacağına dair bir ilan, 31.12.2016 tarih ve 29935 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanmıştır. Ancak, söz konusu ilanın "aranan şartlar" başlıklı bölümde yer verilen koşulların; yürürlükteki mevzuat hükümleri ile yargı kararlarına aykırı biçimde, “münhasıran bilimsel kaliteyi artırma” amacına yönelik “objektif ve denetlenebilir nitelikte” olmadığı; her durumda kamu yararı ve hizmet gerekleri amacından saptığı görülmektedir. Böylelikle, eşitlik ve hakkaniyet ölçütleri dışında önceden belirli kişi ya da kişilerin işaret edilerek öğretim üyesi kadrolarına alınmak istediği yolunda; tıp bilimi ve hekimlik camiasında haklı ve yerinde tespit ile kaygılar gündeme gelmiş bulunmaktadır.

Bilindiği üzere Anayasa'nın 2’nci maddesi Türkiye Cumhuriyeti'ni; demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk devleti olarak tanımlamakta ve Anayasa'nın 10’uncu maddesi de herkesin; dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasî düşünce, felsefî inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşit olduğunu hükme bağlamakta ve güvenceye almaktadır. Aynı madde lafsı gereğince; hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamayacaktır. Yine aynı madde lafsında yer bulan Anayasal kural gereği; devlet organları ve idare makamları, bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadırlar.

Anayasa'nın 48’inci maddesi ise; herkesin, dilediği alanda çalışma ve sözleşme hürriyetlerine sahip olduğunu ve devamında 49’uncu madde ise, çalışmanın herkes için bir hak olduğunu hükme bağlamaktadır. Anayasa'nın 70’inci maddesi ise; kişilerin, kamu hizmetlerine alınmasına dair kimi esaslar öngörmekte olup, anılan madde gereği; her yurttaş, kamu hizmetlerine girme hakkına sahip kılınmış bulunmaktadır. Üstelik yine anılan madde lafsı gereği; bir kamu hizmetine alınmada, görevin gerektirdiği niteliklerden başka hiçbir ayırım gözetilemeyeceği, açık hükme bağlanmıştır.

Anayasa'nın 130’uncu maddesi de; üniversitelerin işleyişinde kanunlarda öngörülen esaslara uyulacağını; öte yandan öğretim elemanlarının görevleri, unvanları, atama, yükselme ve emeklilikleri gibi hususların da, ancak kanunda gösterilen usul ve şartlarla yerine getirileceğini düzenlemektedir. Anılan Anayasa hükmünün işaret ettiği kanun ise, öncelikle 2547 Sayılı Yükseköğretim Kanunu olup; nitekim bu yasanın “amaç” başlıklı 1’inci maddesi, öğretim elemanlarıyla ilgili esasların, bu yasa kapsamında düzenlendiğini ifade etmektedir.

Bu kapsamda 2547 Sayılı Yasa’nın 5/e maddesi öncelikle, yükseköğretimde imkan ve fırsat eşitliğini sağlayacak önlemlerin alınmasına, temel bir ilke olarak yer vermektedir. Devamında ise, anılan yasanın 23’üncü maddesinde "Yardımcı Doçentliğe Atama", 25’inci maddesinde "Doçentliğe Atama" ve 26’ncı maddesinde “Profesörlüğe Yükselme ve Atama” konusu, yine açık bir yasal düzenlemeye kavuşturulmuş bulunmaktadır.

Anılan maddeler lafsında, öncelikle asgari koşullar, genel ve objektif bir biçimde belirlenmiş durumdadır. Ayrıca, söz konusu asgari koşullar yanında üniversitelerin (idarenin), kimi ek koşullar belirleyebileceği de hükme bağlanmıştır. Ancak söz konusu “ek koşullar” konusunda anılan yasa hükümleri;

-Yükseköğretim Kurulunun onayını almak suretiyle,

-Münhasıran bilimsel kaliteyi artırmak amacına yönelik olarak,

-Bilim disiplinleri arasındaki farklılıkları da göz önünde bulundurarak,

-Objektif ve denetlenebilir nitelikte,

ek koşullar belirleyebileceğini, kesin hükme bağlamaktadır ve bu yolda üniversitenin (idarenin) takdir hakkının sınırlarını da çizmektedir.

Öte yandan, 28.01.1982 tarih ve 17588 Sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlük kazanmış bulunan “Öğretim Üyeliğine Yükseltilme ve Atanma Yönetmeliği” lafsında da, yine benzer bir hukuki çerçeve çizilmiş bulunmaktadır.

Tabip odamız, üniversitelere öğretim üyesi alımlarında, anılan hukuki ve kamusal gerekler ile eşitlik ve hakkaniyet ölçütleri dışında gerçekleştirilen idari tasarrufları, öteden beri yakından izlemiş, gereğinde bu işlem ve tasarruflara karşı yargı yoluna da başvurmuş bulunmaktadır. Nitekim geçmişte, odamız tarafından bu kapsamda açılan bir idari davada Ankara 5. İdare Mahkemesi, 09.04.2012 tarih ve 2011/753 E. 2012/702 K. sayılı kararı ile, yukarıda alınan hukuki ve bilimsel gereklere aykırı biçimde tesis edilen öğretim üyesi atama işlem ve tasarruflarını hukuka aykırı bularak, iptal etmiş de bulunmaktadır.

Sağlık Bilimleri Üniversitesi Rektörlüğü tarafından tek yanlı biçimde belirlenen atama koşullarının, ilgili alanlarda bilimsel ve eğitsel nitelikleri arttırıcı özellikte taşımadığı; doğrudan 2547 Sayılı Yasa lafzında yer bulduğu üzere, "münhasıran bilimsel kaliteyi artırmak" amacıyla da açıkça çeliştiği, her durumda "objektif ve denetlenebilir nitelikte" koşullar olma özelliğini de taşımadığı görülmektedir. Bu haliyle Sağlık Bilimleri Üniversitesi Rektörlüğü tarafından gerçekte, en baştan belirli kişilerin işaret edilmekte olduğu açıktır.

Odamız, Anayasa'nın 135 inci maddesi ile 6023 Sayılı Yasa hükümlerinin verdiği mesleğin ve hekimlerin hak ve menfaatlerinin koruma yükümlülüğü kapsamında, söz konusu keyfiyete karşı gerekli girişimlerde bulunacaktır.

Ankara Tabip Odası Hukuk Bürosu
Makaleye Dön
4-01-2017, 00:00