“Orantısız Güç Kullanımı Toplum Vicdanını Yaralıyor” |
1 Mayıs 2018 “Emek ve Dayanışma Günü”nde miting alanından ayrılan bir gruba ve Ankara Yüksel Caddesi'nde 'İşimizi geri istiyoruz' talebini 539 gündür dile getirmek isteyen diğer bir gruba polis tarafından TOMA, biber gazı ve fiziksel güç kullanılarak müdahale edildi. Yaşananlara tepki gösteren Ankara Tabip Odası, İnsan Hakları Derneği, Türkiye İnsan Hakları Vakfı ve Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası “Orantısız Güç Kullanımı Toplum Vicdanını Yaralıyor!” başlıklı basın açıklamasıyla yetkililere seslendi. Ankara Tabip Odası’nda 3 Mayıs Perşembe günü düzenlenen basın toplantısına ATO Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Vedat Bulut, Genel Sekreter Dr. Ali Karakoç, TİHV Yönetim Kurulu üyesi ve ATO İnsan Hakları Komisyonu üyesi Dr. Nihat Bulut, İHD Genel Sekreteri Osman İşçi, SES Ankara Şube Eş Başkanı Rona Temelli ve HDP Milletvekili Sibel Yiğitalp katıldı. Açıklamada ayrıca, Yüksel Caddesi’nde şiddete uğrayan Perihan Pulat, Gülnaz Bozkurt, Nazan Bozkurt ve Yüksel Caddesi’nde “İşimizi geri istiyoruz” talebini yineleyen grup yer aldı. Ortak açıklamayı okuyan Dr. Nihat Bulut TOMA, biber gazı ve fiziksel güç kullanılarak müdahale edilen kişilerin sağlık durumlarını şu şekilde aktardı: “Müdahalede 75 yaşındaki Perihan Pulat kafasından ciddi şekilde yaralanmıştır. Perihan Pulat’ın alnında oluşan belirgin bir hematom (kan toplanması), yüzünün çeşitli bölgelerinde ve her iki göz çevresinde oluşan ödemin (şişme) ve ekimozların (morarma) şiddetli bir travma/darp sonucu meydana geldiği aşikardır. Diğer yandan Gülnaz Bozkurt’un saçlarının şiddetle çekilmesine bağlı olarak kafa üst kısımda skalpte/saçlı deride saçların bölgesel kellik oluşacak şekilde köklerinden sökülmüş olduğu tespit edilmiştir. Yine aynı müdahalede darp edilen Nazan Bozkurt’un yüz bölgesinde ve sağ gözünde ekimoz oluşmuştur. 1 Mayıs kutlaması sonrası dağılmakta olan grup da hiçbir uyarı yapılmadan Maltepe katlı otoparkı önünde polis şiddetine maruz kalmıştır. İki kişi darp edilip yakın mesafeden biber gazı sıkılarak gözaltına alınmış, gözaltı aracı içine de biber gazı sıkılmıştır. Duruma tepki gösteren kişiler de saldırıya uğramış, bir kişi bizzat polis amiri tarafından tokatlanmış ve hırpalanmıştır” Evrensel insani değerler, hekimlik mesleği etik ilkeleri, uluslararası ve ulusal mevzuatın sorumluluğuna dikkat çeken Dr. Bulut yetkililere seslenerek: “Anayasal bir hak olarak özgür bir ortamda, barışçıl bir şekilde toplantı ve gösteri yürüyüşü yapma hakkını kullanmak isteyen insanların bu haklarını kullanmalarına saygı gösterilmesi hukuki ve vicdani bir gerekliliktir. Bunun aksine yapılan her uygulama antidemokratik olup insan hakları ihlalidir ve polis devletine evrilme sürecini hızlandırmaktadır” sözlerini kaydetti. Emeğin, dayanışmanın, demokrasinin, barışın günü olan 1 Mayıs’ta, hiçbir şekilde şiddet ve saldırganlıkta bulunmayan bireylerin insanlık dışı ve onur kırıcı muameleye maruz kalarak darp edilmesi ve yaralanması olayının ulusal ve uluslararası hukuka aykırılığını hatırlatan Dr. Bulut, yetkilileri sorumluları bulmaya çağırdı. HDP Milletvekili Sibel Yiğitalp de adalet mekanizmasının bozulmasının şiddeti de besleyen bir durum yarattığına dikkat çekti. Şiddetin normalleştirilmemesi için ortak bir sese ihtiyaç olduğunu vurgulayan Mv. Yiğitalp “Haksız hukuksuz uygulamalara karşı ortak, bir arada, herkesin farklılıklarına saygı duyacak bir platforma ihtiyacımız var” diye konuştu. Rona Temelli de kısa bir konuşma yaparak demokratik hak arama yollarının kısıtlanmasını eleştirerek “Polis şiddetinin kuralsız bir biçimde kendini gösterdiği bir süreç giderek yaygınlaşmaya başladı. Sağlık ve insan hakları örgütleri olarak OHAL’in kaldırılmasını istiyoruz” dedi. Basın açıklamasının sonunda orantısız polis şiddetine maruz kalan Perihan Pulat, Gülnaz Bozkurt, Nazan Bozkurt ve Acun Karadağ o gün yaşananları aktardı. Basın açıklamasının tamamını okumak için tıklayınız. Makaleye Dön |
3-05-2018, 00:00 |