TTB’nin Yanındayız! |
Türk Tabipleri Birliği’ne “Savaş Bir Halk Sağlığı Sorunudur” başlıklı ‘savaşa hayır’ mesajı veren basın açıklaması yüzünden yöneltilen baskılar sonucu TTB Merkez Konseyi Üyesi 11 hekim 30 Ocak Salı günü sabah erken saatlerde evlerine yapılan operasyonla gözaltına alındılar. TTB Merkez Binası da sabah erken saatlerde polis ekiplerince arama yapma gerekçesiyle basıldı. TTB Başkanı Prof. Dr. Raşit Tükel, Genel Sekreter Sezai Berber, İkinci Başkan Sinan Adıyaman, üyeler; Selma Güngör, Şeyhmus Gökalp, Hande Arpat, Ayfer Horasan, Taner Gören, Funda Obuz, Yaşar Ulutaş ve Nazım Yılmaz’ın gözaltına alınmasını protesto etmek ve TTB’nin yanında olduğunu bildirmek üzere milletvekilleri, hekimler, sivil toplum örgütü temsilcileri ve yurttaşlar TTB binasının önünde toplandı. TTB önünde açıklama yapan CHP İzmir Milletvekili Selin Sayek Böke, bir an önce bu gözaltılara son verilmesi gerektiğini belirterek, şunları söyledi: “Bugün Türk Tabipler Birliği Merkez Konseyi üyelerinin gözaltına alınması bir kez daha Türkiye’de yaşanıyor olan faşist düzenin bir yansımadır. Hekimlerin en temel görevi yaşam hakkını savunmaktır. Bireylerin en temel hakkı da ifade özgürlüğüdür. Dolayısıyla Türk Tabipler Birliği’nin hekimleri, en temel hakları olan ifade özgürlüğünü kullanarak en temel görevlerini yerine getirmiş ve Türkiye’de halkın sağlığını korumak adına ‘barış' demiştir. Bu ifade özgürlüğünü sınırlayan ve yaşam hakkı savunucularına açıktan saldırı yapan anlayışın karşısında ‘barış' diyen, ‘yaşam hakkı diyen' ve ‘birlikte yaşamak için birlik olmalıyız' diyen milyonların bugün bu mücadeleye ortak olması gerekiyor. Biz hukuken atılacak adımlarda bir an evvel bu gözaltılara son verilmesini talep ediyoruz. Ama biliyoruz ki mücadelemiz bir toplum mücadelesidir. Biliyoruz ki bizlere düşen en temel görev ifade özgürlüğünün savunucusu olmak.” Ankara Tabip Odası Genel Sekreteri Dr. Mine Önal ve Yönetim Kurulu Üyesi Onur Naci Karahancı da yaptıkları konuşmada merkez konseyine sahip çıktılarını ifade ettiler. TMMOB Başkanı Emin Koramaz hedef göstermelerle AKP dışındaki her türlü fikrin baskılandığı, gözaltına alındığı ve hukukun da bu yönde hareket ettiğini vurguladı. KESK Eş Genel Başkanı Aysun Gezen de, TTB’nin yanında olduklarını belirterek, şunları söyledi: “Ülkemiz 18-19 aydır OHAL süreci ile yönetiliyor. Bizler ülkede yeniden demokrasi tesis edilmesi için mücadele eden örgütler olarak tabi ki insanların ölmesini değil yaşamasını savunacağız. Tabi ki savaşı değil barışı savunacağız. Bu hekimliğin en temel görevidir ve barış içinde yaşama hakkının en temel gereğidir.” dedi. TTB Merkez Konseyi Eski Başkanı Dr. Eriş Bilaloğlu da “TTB 24 Ocak tarihinde bir açıklama yaptı açıklamayı lütfen sözcük sözcük okuyun. TTB anlık bir heyecanla acaba bugün nasıl bir açıklama yapsak duygu ve düşüncesiyle hareket etmiş değil. TTB hem insanlığın, hem hekimliğin tarihsel birikimi üzerinden bir açıklama yapmıştır. Hiçbir suçla alakası olmadığı gibi bütünüyle hekimlerin yapması gerekenleri savunan bir açıklamadır.” diye konuştu. TTB Hukuk Bürosu Avukatlarından Ziynet Özçelik de bir gün önce haklarında soruşturma açılan hekimlerin gelip ifade verebileceklerini, soruşturmaya icabet etmeye hazır olduklarını Özel Kalemi aracılığıyla Cumhuriyet Başsavcısına bildirdiklerini, Başsavcıdan bu sabah için randevu almayı beklerken gözaltıların yaşandığını anlattı. Merkez binadaki aramaların bitmesini bekleyen kalabalık ile polis ekipleri arasında zaman zaman gerginlik yaşandı. Öğlen 14.00’e kadar süren aramalar sonunda polis ekipleri bilgisayarların hard disk alarak binayı boşalttılar. TTB Binası içinde de çok sayıda kişinin katıldığı bir açıklama yapıldı. Burada yapılan açıklamada Ankara Tabip Odası Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Vedat Bulut “Bugün bir meslek örgütünün yasal görevlerini yapmasını engelleyecek şekilde bir Anayasal suç işlendi. Bu açıklamada hukuken bir suç unsuru bulunmuyor.” diye konuştu. TTB Merkez Konsey Eski Üyesi Dr. Deniz Dülgeroğlu da şunları söyledi: “TTB önemli bir gelenek önemli bir güç. Sağlık alanına, tıp eğitimine, hekim sorunlarına, halkın sağlık hakkına ilişkin pek çok çalışmamız var. Dev bir külliyatımız var. Toplum ve hekimler için önemli işler yapan bir örgütüz. Topluma karşı sorumluluklarımız var. Ülkede bu kadar yanlış giden işler olurken susamazdık.” Devrimci Sağlık İş Genel Merkez Yöneticisi Funda Keleş, Sudan’da savaş görmüş bir hemşire olarak yaptığı konuşmada “Savaş görmeyenler savaşı savunurlar. Kime ya da neye karşı olursa olsun savaş çok kötü bir şeydir. Bu kadar siyaset kurumu neden var o zaman bu siyaset kurumları işe yaramıyor, savaşa ihtiyacımız varsa bütün partiler istifa etsin.” dedi. CHP Manisa Milletvekili Tur Yıldız Biçer de söz alarak “Bir doktor olarak benim de kendi sağlık örgütüm. Sonuna kadar TTB’nin yanındayız. TTB’ye yapılan bu operasyon herkes çok iyi bilmelidir ki barışa karşı yapılmıştır. TBMM toplanıp bir savaş kararı alsa herkesin savaş anında bile o kararla ilgili ve karar hayata geçirildikten sonra olacaklarla ilgili düşüncelerini, endişelerini bütün açıklığıyla söyleme hakkı vardır. Bu Anayasamızın içinde ve güvencesindedir. Savaş kararı olduğunda bile bu kararın korunduğunu düşünürsek TTB en doğal olanı yapmıştır. TTB’nin insan hayatı kutsaldır, yaşam hakkı kutsaldır, hekimler bu hakkın sonuna kadar yanında mücadele edecektir açıklamasının bu şekilde hukuksuzca bir operasyonla sonuçlandırılması bir suçtur.” sözlerini kaydetti. CHP Milletvekillerinden oluşan bir heyet de gün içinde TTB’ye destek ziyaretinde bulundu. Makaleye Dön |
30-01-2018, 00:00 |