Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı Son Dersi “İnsan Hakları ve Hekim Sorumluluğu”nu Ankara'da Verdi


Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, zorunlu emekliliği öncesi İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi'ndeki son dersini bir kez de Ankara’da verdi. Ankara Tabip Odası ve Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası tarafından 21 Nisan günü düzenlenen “İnsan Hakları ve Hekim Sorumluluğu” başlıklı etkinlik Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi İbni Sina Hastanesi Hasan Ali Yücel Salonu’nda gerçekleştirildi.

Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı’nın son dersinin konusu olan “İnsan Hakları ve Hekim Sorumluluğu”nu çok sayıda hekim, sağlık çalışanı ve tıp öğrencisi dinledi.



Açış konuşmasını yapan Ankara Tabip Odası Genel Sekreteri Dr. Ali Karakoç katılımcıları ve Dr. Şebnem Korur Fincancı’yı selamlayarak “Şebnem Hocam zorunlu emeklilik öncesi İstanbul’da verdiğiniz son dersinizi izlemeyi çok istemiştim. Ankara’da bu etkinliği planlarken son dersi yine bir amfide vermesini istemiştik ancak alamadık. Birçok üniversiteye başvurduk ve bu salonu alabildik. Sonuçta üniversiteler de kamunun malı” dedi.



Etkinliğin moderatörlüğünü yapan TTB Merkez Konseyi üyesi Dr. Selma Güngör Türkiye’de son yıllarda insan hakları ihlalleriyle sıkça karşılaşıldığını belirtti. Dr. Güngör barış bildirisine imza atan kişilerin düşüncelerini açıkladıkları için akıl almayan olaylara maruz kaldıklarını ifade etti. "Bu suça ortak olmayacağız" bildirisini imzaladığı gerekçesiyle 2 yıl 6 ay hapis cezası alan Fincancı’nın kısa öz geçmişini ve meslek hayatındaki başarıları sıralayan Dr. Selma Güngör “Adli tıp uzmanı olarak Şebnem Korur Fincancı toplumsal adaletin gerçekleşmesi için, güven içinde yaşayabilmemiz için ve gerekli olan adaletin sağlanması için mesleğini kullanmıştır” dedi.



Son dersi “İnsan Hakları ve Hekim Sorumluluğu” olan Fincancı, “Bir hekim hastaların avukatı olduğu ve sağlık hakkı için mücadele ettiği gibi insan haklarının tüm alanlarında mücadele etmeyi bilmeli ” diye konuştu.

1990'larda ve 2000'lerde Türkiye'de yaşanan pek çok hak ihlaline dikkat çeken Fincancı hekimlerin insanlar için mücadele etmeyi sürdürmek zorunda olduklarını ifade etti. Fincancı, “Meslek Örgütümüz, Türk Tabipleri Birliği, 3 Mayıs'ta yargılanırken de yanında olacağız” dedi. “Bu suça ortak olmayacağız" bildirisini imzaladığı gerekçesiyle 2 yıl 6 ay hapis cezası alan Fincancı, bu cezayı bir onur ve madalya olarak kabul ettiğini ifade etti.

Hekimlerin hakikatin peşinde olduğunu ve hakikati söyleme sorumlulukları olduğunu belirten Fincancı, “Bizler hakikati ortaya çıkarmaya çalışıyoruz. Zarar görenlerin, hak ihlallerine maruz kalanların, insan eliyle şiddete uğrayanların, kimin eliyle şiddete maruz kaldığını veya kimin eliyle zarar gördüğünü ortaya çıkarma çabasındayız” dedi. Fincancı, “Hekim olarak hastamıza ve topluma hakikati söylemediğimizde toplum bundan çok büyük yara alıyor. Bugün pek çok konuda hiç ses çıkmaması, örneğin insanlar açlık grevindeyken büyük bir sessizliğin hüküm sürmesinde toplumun aldığı bu yaraların etkisi çok büyük. Bu yaralar yüzünden Üniversitelerden akademisyenler atıldığında ya da sağlık kurumlarından sağlıkçılar atıldığında sesimizi çıkaramadık. Aslında bu yaralardan kurtulmanın yolu da ses çıkarmaktan geçiyor” diye konuştu.

Açlık grevlerine değinen Fincancı, “Bu açlık grevlerinin bir sebebi var, bunu görmezden gelemeyiz, bu hiç yokmuş gibi davranamayız. Bizler hekim olarak hastalarımızın isimleri üzerine ya da onların yaşadıkları üzerinden kararlar vermiyoruz. Biz hastalarımızın gereksinimleri üzerine karar veriyoruz” dedi.
Makaleye Dön
22-04-2019, 00:00