Sağlıkta Şiddet ve Kınama!


Her seferinde bu şiddet sona Ersin diyoruz ancak, şiddetin tüm etkinliği ile toplumun tüm birimlerine yayılarak devam ettiğine şahit oluyoruz. Daha geçtiğimiz gün vahşice katledilen Şule Çet’in davası Ankara Adliyesinde görülürken, maalesef aynı saatlerde Ankara Numune Hastanesi kardiyoloji polikliniğinde, kardiyoloji uzmanı hekimin bir hastanın yakını tarafından fiziksel saldırıya uğrayarak darp edildiğini öğreniyoruz.

Darp sonucunda hekimin elinde; metakarpal kemiğinde fissür oluşmuş ve kendisine istirahat raporu verilmiş. Bu arada kardiyoloji polikliniğinde sağlık hizmeti sunumu sekteye uğramış. Şiddet uygulayan kişi ise savcılık ifadesinden sonra serbest bırakılmış. Şaşırdık mı? Hayır. Şiddet Yasası garabetinin rutin yansımaları ne yazık ki! Sağlıkta şiddet yasasında değişikliğin koca bir fiyasko olduğunu başından itibaren belirtmemize rağmen uygulamalı olarak da gördük, görüyoruz, görmeye devam edeceğiz.


Oysa ki meslek emek örgütleri; sağlıkta şiddet yasasında değişiklik talepleri için günlerce nöbet eylemleri yaptılar. Temel taleplerden biri de sağlık hizmet sunumu sekteye uğrarsa, yani, başka bir hastanın temel hizmet hakkı engelleniyorsa cezai yaptırımların mutlaka uygulanması gerekliliği idi. Geldiğimiz nokta sağlıkta şiddet için herhangi bir önlemin alınmadığının, uygulamadaki yasaların yetersizliğinin kanıtıdır.


Tekrar vurguluyoruz; Sağlıkta Dönüşüm Programı ile yaratılan sağlık algısı, sadece tüketime dayanan, niteliğine bakılmaksızın yaratılan aşırı talep sonucu sağlık çalışanları sürekli şiddet görmekle yüz yüze kalmaya devam edeceklerdir. Hekim ve hastayı karşı karşıya getiren bu sağlık politikalarından vazgeçilmeden ve kamusal hizmet olan sağlık hizmeti sunumu üzerinden kar amaçlanarak uygulanan politikalar tamamen terk edilmeden hastalar da sağlık çalışanları da şiddete maruz kalmaya devam edecekler.
Uygulanan bireysel şiddeti kınıyor, hekim arkadaşımıza tekrar geçmiş olsun diyoruz.
Makaleye Dön
8-02-2019, 00:00