Türk Tabipleri Birliği ve Değerlerimiz |
Türk Tabipleri Birliği kurulduğu 1953 yılından itibaren, özellikle de Dr. Erdal Atabek’in başkan olduğu dönemden itibaren bir meslek örgütü olmanın yanında bir demokratik kitle örgütü olarak, hekimlerin, sağlık çalışanlarının çalışma koşulları ve özlük hakları mücadelesini halkın sağlık hakkıyla birlikte düşünmüş ve savunmuştur. SSK ilaç fabrikasından kapatılan hastanelere kadar her alanda ülke çıkarlarını gözeten bir yaklaşım sergilemiştir. Savunduğu kamucu sağlık anlayışı nedeniyle zaman zaman iktidarların hedefi haline gelmiş,12 Eylül darbesi sonrası kapatılmış, merkezi Ankara’ya alınarak bir çok yetkisi elinden alınmıştır. Ancak hekimler doğruyu, bilimsel olanı söylemekten vazgeçmemiştir. Bu bağlamda, 12 Eylül’ün karanlık günlerinde idama karşı duran, her yerde sağlık herkese sağlık anlayışıyla; sağlıklı olmanın koşulunu demokratik ve barış ortamına bağlayan Nusret Fişek halkın sağlık hakkını savunan Füsun Sayek, Nevzat Eren, Ata Soyer TTB’nin değerleri olarak ölümlerinden sonra da yol göstermeye devam etmişlerdir. Savaş insan eliyle yaratılmış bir halk sağlığı sorunudur diyen 2016-2018 TTB MK üyelerinin hepsi düşünceleri, varlıklarıyla TTB’nin değerleridir. Şebnem Korur Fincancı da birlikte görev yaptığı Merkez Konsey üyeleriyle birlikte TTB’nin değerlerindendir. 40 yıllık bir hekimdir. Evrensel tıbbi etik ilkelerine göre mesleki faaliyetlerini yerine getiren onurlu bir insandır. Yaşamı boyunca iyi hekimliğin temel ilkeleri olan yaşamak ve yaşatmaktan yana olmuş, sağlık hakkını savunmuş ve bu sorumlulukla mesleki yükümlülüklerini yerine getiren iyi bir hekim ve aynı zamanda bir insan hakları aktivistidir. Adli tıp uzmanı olarak mesleki yükümlülüğünü yaparken hastanın sağlığını ve esenliğini her şeyin üstünde tutan, hastanın siyasi görüşü, sosyal konumu, inancı, cinsiyeti, ırkı ve rengine göre değil klinik durumuna göre davranan bir hekimdir. Bugüne kadar ulusal ya da uluslararası iktidar ve güçlerin baskı ve tehditlerine rağmen zor koşullarda dahil bu iyi hekimlik değerlerinden, keza yine insan hakları aktivisti olarak tarafsızlık ilkesinden ödün vermeden çalışmalarını yürütmüştür Ülkemizde ve uluslararası alanda insan hakları mücadelesinin önemli bir neferidir. Klinik özerkliğinden ve bağımsızlığından ödün vermediği için insanlığa karşı işlenen en büyük suçlardan olan Srebrenica katliamında BM tarafından Bosna’da işlenen suçları raporlamak için görevlendirilmiştir. İnsan onuruna karşı işlenen en önemli suçlardan biri olan kötü muamele ve işkenceye karşı verdiği amansız mücadeleden ötürü Uluslararası İşkence Rehabilitasyon Merkezi (IRTC) tarafından Bahreyn’de işkence sonucu hayatını kaybeden bir olgu için görevlendirilerek işkenceyi raporlamıştır. İşkence ve insanlık dışı kötü muameleye karşı soruşturma ve belgeleme el kılavuzu niteliğinde hazırlanan ve Birleşmiş Milletlerin resmî bir belgesi olan İstanbul protokolünün yazarlarındandır. Ülkemizde ise 30 yıldır insan hakları ihlallerini raporlayan ve belgeleyen TİHV’in başkanı olarak görev yapmaktadır. Yıllar boyunca İstanbul Tabip Odasının seçili kurullarında görev almış ve iki dönem de genel sekreterliğini yapmıştır. Yine TTB’de yüksek onur kurulu üyeliği yapmış, TTB okulunun hem öğrencisi hem de öğretmenlerindendir. Şebnem Korur Fincancı TTB 72. büyük kongresinde Etkin Demokratik Tabiplerin listesinden aday olarak seçime katılmış, pandemiden kaynaklı olağanüstü koşullara rağmen 481 delegeden 308’i seçime katılarak (diğer bir ifade ile tüm delegelerin %64’ü ) oy kullanmışlar. Kullanılan oyların %70’ni alan Etkin Demokratik Hekim Grubu’nun bir adayı olarak seçimi kazanmıştır. TTB MK’i ilk toplantıda görev dağılımı yapmış ve Şebnem Korur Fincancı’yı başkan olarak seçmiştir. TTB ve tabip odaları halka, hekimlere, sağlık çalışanlarına ve ülkemize olan sorumluluk duygusuyla kesintisiz olarak görevlerini yapmaya devam etmektedir. Sağlık, toplumsal yaşantının bir sonucu olduğu içindir ki; sağlıklı bir toplum ve çevrede yaşamak için; doğayı, emeğin haklarını, demokrasiyi ve barışı savunmaya devam edeceğiz. Dünyayı ve ülkemizi yakıcı bir şekilde etkileyen küresel salgının ilk gününde olduğu gibi bugün de, gelecekte de toplumun sağlık hakkını savunmaya, tüm sağlık çalışanlarının güvenli çalışma ortamlarında çalışması için, güvenceli gelir ve gelecek için bugüne kadar olduğu gibi bugünden sonra da söz söylemeye ve gerektiğinde de uyarılarımızı yapmaya devam edeceğiz. Ankara Tabip Odası Yönetim Kurulu Makaleye Dön |
20-10-2020, 00:00 |