İşyerlerinde Koronovirüs Önlemleri


Koronavirüs hastalığından korunmak için sosyal mesafenin korunması, hijyen kuralları ve diğer önlemler çok önemlidir. Fakat öncelikle, ekonomiyi halk sağlığından daha önemli gören bir yaklaşımın yanlış olduğunu düşünüyoruz. Esas olarak salgınla mücadele kapsamında zorunlu, acil ve temel mal ve hizmet üretimi dışındaki işler 3 hafta-1 ay süreyle toplu olarak tatil edilmelidir. Çalışanların sağlığı temel olarak böyle korunabilir. İşyerlerinde ciddi sağlık riskleri söz konusudur. Sosyal mesafenin korunması zor hatta çoğu zaman imkansızdır. Servisler ve yemekhaneler alınacak tüm önlemlere karşın ciddi risk oluşturmaktadır. Bu zorunlu evde kalma döneminin asgari barınma ve beslenme şartları sağlanmalıdır. Bu süreçte gıda, sağlık, enerji gibi faaliyetini sürdürmesi zorunlu alanlarda çalışma koşullarının nasıl olması gerektiği belirlenmeli ve uygulanmalıdır.

Çalışanların kendi iradeleri dışındaki ücretsiz izin uygulaması kabul edilemez. Salgın döneminde bu tip uygulamalar geçersiz sayılmalıdır. Salgın nedeniyle zorunlu olarak verilen tüm izinler, yıllık ücretli idari izin olarak sayılmalıdır.

Koronavirüs pandemisi tüm dünyanın en sıcak gündem maddesi haline gelirken, çalışanların işini kaybetme korkusunun, koronavirüs korkusunun önüne geçtiği görülüyor. Yani insanlar yaşamını kaybetmekten çok işini kaybetmekten korkuyor. Olağanüstü bir dönemden geçiyoruz, olağanüstü önlemler alınmalıdır. Acilen işten çıkarma yasağı getirilmelidir. İşten çıkarma yasağı toplumsal bir felaketi önlemenin ilk adımıdır.

Evde kalmayı geçici bir süre başarabilenlerin bunu ne kadar sürdürebileceği belli değil. Eğer Anayasamızda belirtilen sosyal devlet olmanın gerekleri yerine getirilirse insanların birkaç gün, birkaç ay evde kalmasının bedelini daha büyük işsizlik ve açlık olarak ödemeleri önlenebilir. Ama halen bugünlerde fabrika, inşaat ve tarlalarda işçiler çalışmak zorundalar ve bu bir süre daha böyle sürecek gibi görünüyor. Dolayısıyla bu koşullarda işyerlerinde ilk olarak yeni koronavirüs salgını dikkate alınarak risk değerlendirmesi ve acil durum planlarının güncellenmesi yapılmalıdır.

Yaşadığımız dijital çağ, çalışma biçimlerinde önemli değişiklikler ve yeni olanaklar yaratıyor. Bu olanaklardan yararlanarak salgın döneminde uzaktan çalışma uygulaması teşvik edilmelidir. Uzaktan çalışma mevzuatta yer alan bir uygulamadır. Uzaktan çalışma çalışanın hak kaybına uğramaksızın işini yapması anlamına gelmektedir. Kamuda ve özelde pek çok alanda uzaktan çalışma mümkündür ve salgından korunmanın en önemli yollarından biridir.

Bütün ülkede toplum sağlığını tehdit eden COVID-19 salgının önlenmesinde, hepimizin bildiği gibi risk grubuna giren kronik hastalıkları bulunan işçilerin işyeri ortamından uzaklaştırılarak korunması hayati öneme sahiptir. Sağlık Bakanlığı kamuda çalışan ve risk grubuna giren kronik hastaların idari izinli sayılması konusunda bazı tedbirler almıştır. Oysa özel sektörde çalışan kronik hastalar da aynı risk altındadır. Kamuda çalışan kronik hastalar idari izinli sayılırken, özelde çalışan kronik hastaların 14 gün rapor verilerek kalabalık ortamlardan uzaklaştırılması ve izolasyonu için Aile Sağlığı Merkezleri ve hastanelere yönlendirilmesi ayrıca bir risk oluşturmaktadır. Hem bu riskin önlenmesi hem de işyeri hekiminin evde izlenmesini uygun göreceği hastalar için; TTB, bu kritik süreçte, 14 gün rapor verme yetkisinin, işyeri hekimlerine de tanımlanması için SGK’ya bir yazı ile başvurmuştur. Bu uygulama gerçekleşinceye kadar bu çalışanlar ücretli izinli sayılmalıdır.

İşyerinin tüm girişleri kontrol altında tutulmalı, girişler mümkün olan en az düzeye indirilmeli, giriş yapan tüm çalışanlar ve diğer kişilerin (ziyaretçi, tedarikçi, vs.) ateşi ölçülmeli, ateşi 37,8 °C üzerinde olanlar alınmamalı, varsa işyeri hekimi tarafından yapılacak muayene sonrasında şüpheliler hastaneye sevk edilmeli ya da evlerinde dinlenmeye gönderilmeli, işyeri hekimi yoksa ALO 184 aranarak süreç izlenmelidir. Bu hastaların değerlendirildiği ve sevk edilmesine kadar bekletildiği İzolasyon Odası oluşturulmalıdır. Ateş ölçenlerin ve sağlık çalışanlarının koruyucu ekipmanı olmalıdır. Maske, eldiven gibi koruyucu ekipman eksiksiz olarak kullanılmalı ve tedariği sağlanmalıdır.

Ateş, öksürük, nefes darlığı ve benzeri şikâyeti olanların işe gelmemeleri ve doğrudan sağlık kuruluşlarına yönlendirilmeleri sağlanmalıdır. Çalışanlar arasında hastalık şüphesi taşıyan ya da pozitif çıkan veya ön tanı konarak hastaneye yatırılan çalışan var ise bu kişi ile temas eden işyeri çalışanlarının belirlenmesi, çalışan ile temas etmiş kişilerin iletişim bilgilerinin kayıt altına alınması, İl/İlçe Sağlık Müdürlüğü’nün yönlendirmesine göre hareket edilmesi sağlanmalıdır.

Servis araçlarının şoförleri, yemekhane, temizlik çalışanları da dahil olmak üzere tüm çalışanlar hastalığın bulaşma ve korunma yolları ile ilgili olarak bilgilendirilmeli, yapılması gerekenlerin afiş ve talimatlar halinde tüm alanlara asılması sağlanmalıdır. Bütün taşeron hizmetlerdeki çalışanların gerekli koruyucu ekipmanları yönetim tarafından eksiksiz olarak sağlanmalıdır.

Sabun, dezenfektan gibi hijyen ürünlerinin yaygın biçimde olması sağlanmalı, kullanıma ilişkin afişler asılı olmalıdır. Bütün alanların düzenli olarak havalandırılması ve tuvaletler, kapı kolları, merdiven trabzanları, çalışma masaları ve tüm çalışma ekipmanlarının temizlenme sıklığı ve niteliği en üst düzeyde olmalıdır.

Tüm çalışma alanlarında, atölye ve üretim alanlarında, yemek ve diğer hizmetlerde 1,5 metre kuralına uymaya çalışma ya da uygun yeni çözümler bulunmalıdır. (Toplu yemek yerine hazır kumanya dağıtılması, ortak kullanım alanındaki su sebilleri ve çay makinalarının mümkün olduğunca kullanılmaması, çalışanlara kapalı şişelerde su temin edilmesi gibi)

Servislerde özellikle sık temas edilen yüzeyler başta olmak üzere temizlik ve hijyen sık aralıklarla yapılmalı ve araç girişlerine el dezenfektanları konulmalıdır. Servis taşıma kapasitesi en az yarı oranında azaltılmalı, bunun sağlanamadığı zorunlu durumlarda yolculuk süresince araç içerisinde şoför ve tüm yolcuların cerrahi maske takmaları sağlanmalıdır.

Sonuç olarak, çalışanlar salgına karşı korumasız ve zayıftırlar. Bu nedenle, Covid-19 ile mücadele esas olarak; daha fazla sosyal devletçi, insani ve toplumcu politikaların hayata geçirilmesini talep etmek ve bunun için mücadele etmekle mümkün olabilecektir.

ATO Yönetim Kurulu


Makaleye Dön
29-03-2020, 00:00