10 Aralık İnsan Hakları Günü


10 Aralık 2022

10 Aralık İnsan Hakları Günü


Bu yıl İnsan Hakları Evrensel Bildirgesinin kabul edilişinin 74. yılı.

Tüm zamanlarda, tüm coğrafyalarda savaş ne yazık ki yoksulluk, açlık, ölüm ve ağır insan hakkı ihlallerine yol açmıştır. Bütün bunlara dur demek için Haziran 1948'de hazırlanan İnsan Hakları Bildirgesi ne yazık ki bütün bunların önlenmesinde yeterince dikkate alınmamaktadır.

Savaş ve yanı sıra şiddetin nedeni bizler değiliz. Savaştan rant elde eden devletler ve siyasi iktidarlar dünyanın her yerinde kadın, özgürlük, insan hakları ve eşitlik mücadelelerini engellemeye çalışıyorlar. Yaratılan ağır ekonomik krizler ve şiddet, yönetme biçiminin bir parçası haline getiriliyor. Şiddet sıradanlaştırılıyor.

Ülkemizin de insan hakları ve demokrasi karnesi ne yazık ki çok kötü. Yasama, yürütme ve yargının yok sayıldığı tek kişiye dayalı otoriter bir başkanlık sistemi tarafından yönetiliyoruz.

Cezalandırma, korkutma, otorite kurma, itiraf alma amaçlı işkence ve kötü muameleler artmaktadır.

20 Temmuz 2016 tarihinde ilan edilen ve ilan ediliş amacını aşacak bir şekilde ağır ve ciddi hak ihlallerine yol açan, kaldırıldıktan sonra dahi fiilen devam eden OHAL koşulları insan hakları ihlallerinin giderek artmasına neden olmaktadır.

Mülteci, göçmen ve sığınmacı krizi ve ayrımcılık ve ekonomik sömürü üzerinden hak ihlalleri devam etmektedir.

Savaş yanlısı politikalar yüzünden siyasal ve ekonomik bir istikrarsızlık hali yaşamaktayız. Bu durum da insan hakları ihlallerinin artmasında çok önemli bir nedendir.

Kadına, çocuğa, LGBTİ+ bireylere, doğaya, hayvanlara karşı şiddet giderek artmaktadır.

Kadına yönelik şiddet ile toplumsal cinsiyet eşitliğinin güvencesi olan İstanbul Sözleşmesi yürürlükten kaldırılmıştır. Bu karara karşı yapılan barışçıl tüm gösterilerin yasaklanması ve kolluk kuvvetleri tarafından orantısız güç kullanılarak engellenmeye çalışılması, yüzlerce kadın ve LGBTİ+ bireyin işkence ile göz altına alınması, siyasi iktidar tarafından desteklenen LGBTİ+ nefret mitinglerinin yapılmasının da insan hakları ihlali olduğunu belirtmek istiyoruz.

Esnek ve güvencesiz çalışma, iş cinayetleri devam etmektedir.

Farklı etnik ve inanç gruplarına karşı ayrımcılık ve ötekileştirme devam etmektedir.

Hak temelli sivil toplum örgütlerine baskılar devam etmektedir.

Cezaevlerinde çıplak arama, kelepçeli muayene, insan onurunu rencide eden her türlü muamele devam etmektedir. Yüksek güvenlikli, devasa, A,B,C,E,F,L,TS,R gibi neredeyse alfabenin tüm harflerini kapsayacak sayıda cezaevi yapmak yerine onarıcı, dışarıdaki insandan tek farkı özgürlüğünden alıkonulmuş olmak olan insanlar için rehabilite edici ve destekleyici bir bakış açısının egemen olduğu kurum ve kuruluşların açılması öncelikli olmalıdır.

İfade ve örgütlenme özgürlüğü, akademik özgürlükler engellenmektedir.

Adil yargılanma hakkı engellenmektedir. Seçilmiş siyasetçi, gazeteci, yazar, insan hakları savunucularına davalar açılmış, uzun tutukluluk süreleri ile cezaevinde tutulmaktadır.

Bunun en son örneği Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi Başkanımız Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı’dır; yaptığı bir açıklama nedeniyle hukuk dışı bir şekilde tutuklanmıştır. İnsan hakları savunucuları ihlalin nereden ve kimin tarafından yapıldığından bağımsız olarak ileri sürülen iddialar ile ilgili olarak her türlü inceleme ve gözlemi yapmakla yükümlüdürler.

Anayasal güvencede olan toplantı ve gösteri özgürlüğü ortadan kaldırılmıştır.

KHK’larla insanlar bir gecede işlerinden edilmiş, aileleri ile birlikte açlığa mahkum edilmiştir.

Yüzlerce yeni mezun hekim güvenlik soruşturması gerekçesi ile işe başlatılmamıştır.

Hiranur Vakfı’nın kurucusunun kızının çocukken bir tarikat üyesiyle "evlendirilip" yıllarca cinsel istismara maruz bırakılması çocukların çocuk olmalarından kaynaklı sahip oldukları tüm hakların ihlal edildiğini gösteren çok acı bir örnek olmuştur. Bu şekilde bir çok olayın örtbas edilmesi cinsel istismar suçu işleyen sanıkların adeta yargı kararları ile korunmakta olduğunu göstermiştir.

Evet hak ihlalleri saymakla bitmiyor.

Biz hekimler şimdiye kadar barışı, özgürlüğü, demokrasiyi, insan haklarını, eşitliği ve adaleti savunduk. Bundan sonrada savunmaya devam edeceğiz.

10 Aralık İnsan Hakları gününün 74. yılında da doğal ve kültürel mirasın korunmasında, mülteci krizlerine önlemede, yoksullukla ve adaletsizlikle mücadelede, kadına, çocuğa, hayvana yönelik şiddette, ayrımcılığın ve ırkçılığın önlenmesinde mücadelemizi sürdüreceğiz.

Ankara Tabip Odası Yönetim Kurulu

Ankara Tabip Odası İnsan Hakları Komisyonu


Makaleye Dön
10-12-2022, 16:44