Ankara'dan Seslendik: “Toprağıma, Suyuma, Ormanıma Dokunma!”


Ankara emek ve demokrasi güçleri Akbelen’de doğaya sahip çıkmak için mücadele eden İkizköylüler’i ve Antakya Dikmece köylülerini karşılayarak dayanışma için basın açıklaması düzenledi.
DİSK İç Anadolu Bölge Temsilciliği, KESK Ankara Şubeler Platformu, TMMOB Ankara İl Koordinasyon Kurulu, Ankara Tabip Odası, Ankara Dişhekimleri Odası yöneticileri tarafından Makine Mühendisleri Odası Kültür Merkezi’nde 08 Ağustos 2023 Salı günü yapılan açıklamaya çok sayıda kitle örgütü yönetici ve üyeleri, siyasi parti temsilcileri ve Ankaralılar katılarak doğa ve yaşam alanları için direnen yurttaşlara destek verdi.



TBMM’de gerçekleşecek Akbelen oturumu için İkizköy Akbelen’den ve Antakya Dikmece köyünden yola çıkarak Ankara’ya ulaşan köylüler alkışlar eşliğinde “Her yer Akbelen her yer direniş” sloganlarıyla karşılandı.





Ortak açıklamayı okuyan TMMOB Ankara İl Koordinasyon Kurulu’ndan Seyit Ali Korkmaz doğa ve kültür değerlerini sermaye birikim aracı olarak gören ve ranta dönüştürmeyi hedefleyen ekonomi politikalarının acımasız ve kuralsız bir şekilde yürütüldüğünü ve yaşam alanlarının yok edildiğini söyledi.



Korkmaz, Akbelen ormanlarının maden sahası ilan edilerek; doğanın, ormanlık alanların ve yaban hayatının katledilmesinin çevre ve insanlık suçu olduğunu vurgulayarak sonucunda coğrafyanın değişeceğini ve telafisi mümkün olmayan zararlara yol açacağını belirtti.
Akbelen`de Limak Holding ve IC Holding tarafından yapılan orman katliamının devletin kolluk güçlerinin himayesinde gerçekleştirilmesini ve devletin kurumlarının, ilgili bakanlığın, idarelerin bu duruma sessiz kalmasını kınayan Seyit Ali Korkmaz ”Ormanını, toprağını, yaşamını savunan ve tek bir ağacını kestirmemek için direnen halka, baskı, gözaltı ve şiddetli saldırılar yapılmıştır. Akbelen Ormanlarına ve çevre değerlerine sahip çıkan bölge halkına ve duyarlı kesimlere uygulanan şiddet ve hukuksuz müdahaleler kabul edilemez.” diye konuştu.
Madencilik anlayışının, bir üretim faaliyeti değil, bir sömürü faaliyeti olduğunu, madenleri olduğu gibi, doğayı ve halkı da sömürdüğünü ifade eden Korkmaz “Buradan bir kez daha sesleniyoruz: Akbelen’den elinizi çekin, Akbelen’e dokunmayın! İnsana ve doğaya zarar veren tüm projeleri iptal edin!” diye seslendi.



İkizköy Çevre Komitesi’nden Necla Işık dört senedir İkizköylülerin toprağını, suyunu, ormanını savunduğu için “marjinal grup” olarak nitelendirildiklerini belirterek “Eğer bu vatan hainliğiyse biz sonuna kadar marjinaliz. Eğer 90 yaşındaki Zehra ninemiz, toprağıyla uğraşan köylü kadınlarımız marjinalse sonuna kadar marjinaliz ve Akbelen’i, İkizköy’ü madene teslim etmeyeceğiz!” dedi.



Ankara’ya doğru yola çıktıktan sonra sekiz kere yollarının kolluk kuvvetleri tarafından kesildiğini ve arandıklarını söyleyen Necla Işık Ankara’ya üçüncü kez geldiklerini ve bu sefer sadece Akbelen için değil İliç, Dikmece ve tüm Türkiye için Meclis’e gideceklerini ifade etti.



İkizköy adına söz alan bir yurttaş da “Biz havamız, toğrağımız yok olmasın, suyumuz tükenmesin diye bu işin peşine düştük. Diyorlar ki kömürü aldıktan sonra yerine ağaç dikeceğiz. Yok olan evleri yerine getirebilecekler mi?, Yok olan ovalarımızı, kuyularımızı geri getirebilecekler mi? Biz köylülerin yok olup şehir hayatına gitmesinden sonra bizleri geri getirebilecekler mi? Bizi köyümüzden etmesinler. Hayvancılık, tarım yapıyoruz. İklim krizinin içinde yaşıyoruz. Bir kilo domates, bir çuval un kaç para? Bize sahip çıksınlar.” diyerek destek verenlere de teşekkür etti.



Tarım ve zeytinlik arazilerine kamulaştırma kararı alınan Hatay’ın Antakya ilçesinin Dikmece köyü sakinleri adına söz alan Hasan Akyüz deprem bölgesinden geldiklerini belirterek depremden sonra çok şey kaybettiklerini şimdi de Dikmece köyündeki evlerini ve asırlık binlerce zeytin ağacını kaybetmekle karşı karşıya olduklarını söyledi. Akyüz, “Deprem bizi öldürmedi biz yaşamaya zeytinliklerimizle devam edeceğiz. Devletin bir kilometre üstünde binlerce dönüm hazine arazisi var ancak orada yapmak yerine gözlerini bizim topraklarımıza, ağaçlarımıza diktiler. Direneceğiz ve direnmeye devam edeceğiz” diye konuştu.



İklim Adaleti Koalisyonu’ndan Levent Büyükbozkırlı ağaçların kesilmesine engel olamadıklarını ancak İkizköy’ün sembol haline gelerek Cudi’den Kaz Dağları’na Türkiye’nin farklı coğrafi bölgelerindeki ekolojik mücadeleleri ortaklaştırdığını belirtti. Levent Büyükbozkırlı, Akbelen’deki mücadelenin sadece bir ormanın korunması olarak değil kömürden çıkışın Muğla’dan başlatılmasına, termik santrallerin kapatılmasına, ekolojik yıkımlara yönelik bir mücadeleye dönüştüğünü vurguladı.
Ortak açıklamanın tamamını okumak için tıklayınız.
Makaleye Dön
8-08-2023, 12:28