Yoksulluk Sınırı Altında Emekli Hekim Maaşı Kabul Edilemez!


Türkiye’de ortalama her dört hekimden üçü emekli olduktan sonra çalışmaya devam etmektedir. Yıllarını bilimin ışığında, zorlu çalışma koşullarında gece gündüz demeden insan ve halk sağlığına adayan meslektaşlarımızın emekli olduktan sonra çalışmaya devam etmesindeki en büyük neden, ekonomik kriz ve hekim yoksulluğudur.
Dört kişilik bir ailenin açlık sınırı 12 bin TL’ye, yoksulluk sınırı 39 bin TL’ye ulaşmış durumdayken, emekli hekim aylıkları kabul edilemez düzeydedir.
Emekli Sandığı, SSK ve BAĞ-KUR’dan emekli hekimler arasındaki maaş farkı açılmakta ve maaşlar yoksulluk sınırının altında kalmaktadır.
Başka hiçbir meslek grubunda emeklilik sonrası çalışmada kesinti olmazken geçinmek için çalışmak zorunda kalan hekimlerden kesinti yapılması ise yaşanan mağduriyeti daha da artırmaktadır.
Farklı sosyal güvenlik kurumlarından emekli olan hekimler arasındaki adaletsizlik giderilmeli; bütün emekli maaşları yoksulluk sınırının üstüne çıkarılmalıdır.
***
Biliyoruz ki, Türkiye’de hayat bütün emekliler için dayanılmaz bir durumdadır. Yaklaşık 16 milyon emeklinin 9 milyonu 7 bin 500 TL aylık almaktadır. DİSK-AR son araştırmasında emekliler ve dar gelir gruplarında gıda enflasyonunun yüzde 66-85 aralığında seyrettiğini ortaya koymuştur.
Ekonomik kriz ve enflasyon nedeniyle açlık ve yoksulluk sınırları her ay yükselirken emekli maaşları yapılan son “artış”tan sonra yıl sonuna kadar sabit kalacaktır. Bu da emekli maaşları açlık ve yoksulluk sınırına oranının yıl sonuna kadar her ay düşmesi anlamına gelmektedir. Bu eşitsizliğe son verilmelidir.
Enflasyonist ekonomi politikaları halka ve emeklilere fatura edilmemelidir.
Aylık bağlama oranları eski düzeyine çıkarılarak büyümeden de emekliye pay verilmesi yasal hale getirilmelidir.
Emeklilerden muayene parası, ilaç bedeli gibi sağlık kesintisi yapılmamalıdır; temel kamu hizmetlerinden ücretsiz yararlanmalıdır.
Makaleye Dön
31-08-2023, 13:16