12 Eylül Karanlığının 43. Yılı!


Türkiye’de patronlara “gülme sırası bizde” dedirten 12 Eylül Darbesinin üzerinden 43 yıl geçti...

Sağlık, eğitim, sosyal güvenlik, ulaşım, enerji, iletişim daha pek çok temel kamu hizmetinde piyasalaştırmanın temellerini atan, 24 Ocak Kararlarının hayata geçirilmesi için yükselen emek hareketini şiddetle ve kanla bastıran 12 Eylül darbesinin izleri hala güncelliğini koruyor.

Darbe sürecinde 650 bin kişi gözaltına alındı; 230 bin kişi çeşitli davalarda yargılandı; 7 binden fazla kişi için idam istendi; 517 kişi ölüm cezasına çarptırıldı; yaşı büyültülen Erdal Eren dâhil olmak üzere 50 kişi idam edildi; 14 bin kişi vatandaşlıktan, 30 bin kişi ise işten çıkarıldı.

Bugün sağlık sisteminde pek sorunun çığ gibi büyümesine yol açan Sağlıkta Dönüşüm Projesi’nin neoliberal ideolojik ve siyasi öncülleri ise 12 Eylül Darbesiyle şekillendi.

Darbe ile birlikte “sağlığın sosyalizasyonu” politikaları kaldırılarak sağlığın ticarileştirilmesinin ve piyasalaştırılmasının önü açıldı. Tam Gün Yasası kaldırıldı, zorunlu hizmet getirildi. Örgütlü mücadeleyi önlemek için sendikalar ve siyasi partiler kapatılırken, Türk Tabipleri Birliği’nin (TTB) de 130 gün süreyle faaliyetlerine son verildi. Dönemin TTB başkanı Erdal Atabek, Barış Derneği davasından toplamda 38 ay cezaevinde tutuklu kaldı.
43 yıl sonra bugün 12 Eylülün piyasacı paradigması kendisini iktidarın uygulamalarında göstermeye devam ediyor.

Kamu yararı doğrultusunda halk sağlığı temelli politikalar yerine özelleştirmeler ve “Kamu Özel Ortaklığı’’ uygulaması öne çıkarıldı. Kamunun birikimleri sermayeye aktarıldı. Emek sömürüsü ve güvencesiz çalışma her alanda olduğu gibi sağlık alanında da artarak devam etti; taşeronluk sistemi ve sözleşmeli istihdam hak kayıplarına yol açtı. Sağlık tüm yurttaşlara tanınan ücretsiz bir “hak” olmaktan çıkarıldı, kamunun sağlık hizmeti sunumundaki payı azaltılarak özel sağlık sektörün payı artırıldı.

Darbenin yıl dönümünde bir kez daha Sağlıkta Dönüşüme Projesine son verilerek, sağlığın kamucu planlı modelde örgütlenmesi gerektiğini, düşük ücretli ve güvencesiz istihdam tiplerinin yerine güvenceli ve kadrolu iş talebimizi yineliyoruz.

Askeri veya sivil darbelerin asla tekrarlanmayacağı, laik demokratik ve çağdaş bir ülke için çalışmaya devam edeceğiz.
Makaleye Dön
12-09-2023, 11:03