Hekimler Dr. Fikret Hacıosman’ı Andı: "Şiddet Olmasaydı Dr. Fikret Yaşayacaktı"


Türk Tabipleri Birliği (TTB) ve Tabip Odaları tarafından tüm illerde 2 Ekim 2018 tarihinde yaşamını yitiren Dr. Fikret Hacıosman’ı anmak amacıyla sağlıkta şiddet konulu basın açıklamaları gerçekleştirdi. TTB Genel Merkezinde Ankara Tabip Odası (ATO) ve TTB Merkez Konseyi’nin katılımıyla düzenlenen basın açıklamasına Genel Sağlık-İş Sendikası ve TTB Asistan Hekim ile Tıp Öğrencileri Kolu (TÖK) da katıldı.

Açıklamaya TTB Merkez Konseyi (MK) Genel Sekreteri Dr. Vedat Bulut ve MK Üyesi Dr. Karer Yurtdaş, ATO YK Başkanı Dr. Muharrem Baytemür ve YK Genel Sekreteri Dr. Mine Coşkun, TTB Asistan Hekim Kolu'ndan Dr. Ebru Demirel ve TTB TÖK adına Şiyar Güneş, Genel Sağlık-İş Sendikası Başkanı Derya Uğur ve Sendika Genel Sekreteri Gazi Çeliker katıldı.



Açılışı yapan Dr. Vedat Bulut’un ardından ortak basın açıklamasını okuyan ATO Genel Sekreteri Dr. Mine Coşkun, Sağlık Bakanı’na seslenerek, “Tüm hekimler/sağlık emekçileri geçim derdi ile boğuşuyor. Günde en az 100 sözel ve fiziksel şiddetle karşılaştığımız, hekimlerin %84'ünün en az bir kere şiddete maruz kaldığı çalışma koşullarındayız. Artık canımıza da kasteden bu sorunlarımıza karşı halen sadece tweet atmakla mı yetineceksiniz? Hekimlerin, sağlık emekçilerinin yaşadıkları sorunlar için tek yapabileceğiniz bu mu?” dedi.

TTB ve tabip odaları olarak, 2003’ten beri ülkede Sağlıkta Dönüşüm Programı ile had safhaya ulaşan piyasacı, halk sağlığını ve hekimleri/sağlık emekçilerini yok sayan, değersizleştiren sağlık politikalarının şiddeti daha çok artıracağını söylediklerini ifade eden Dr. Mine Coşkun, “sağlıkta şiddet nedeniyle 1988’de kaybettiğimiz Dr. Edip Uğurcan Kürklü dışındaki tüm meslektaşlarımızı ne yazık ki yaratılan tüketici sağlık politikalarının hızla bizleri de tükettiği son 20 sene içerisinde kaybettik” diye devam etti.

“3-5 dakikaya sığdırılmaya çalışılan muayenelerle verilemeyen sağlık hizmeti, yok sayılan sağlık hakkı, iyileşemeyen hastalıklar, bulunamayan ilaçlar, yapılamayan ameliyatlar, mesleki özerkliğe yönelik müdahaleler, hekimlerin/sağlık emekçilerinin tükenmişliği ve son zamanlarda iyice derinleşen ekonomik zorluklar, toplumun sağlığını bozdu” diye sözlerine devam eden Dr. Coşkun, “Toplumda artarak süregelen şiddet iklimi, sağlığımızı bozan, bizi yok sayan, tüketen, değersizleştiren sağlık politikaları, hem bizi hem de halkı geçinememeye sürükleyen ekonomik buhranla birleşince; sağlığın fiziksel, zihinsel, toplumsal bütün bileşenleri de zarar görerek sağlık alanlarında şiddete de zemin oluşturdu. Aynı zamanda ülkeyi yönetenlere kadar uzanan nefret ve şiddet dili de sağlıkta şiddeti körükledi” dedi.

Konuşmasında Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesi acil servisinde yaşanan silahlı saldırıda ölümden dönen hekim ve güvenlik görevlilerine de değinen Dr. Coşkun, "silahla hastaneye bu kadar rahat girip ateş edilmesi, Sağlık Bakanı ve diğer yetkililerin önlem alma konusunda harekete geçmeleri için yeterli değil midir?" diye sordu.

Dr. Coşkun, “2 Ekim 2018’de Dr. Fikret Hacıosman’ı, görev yaptığı hastanede silahlı saldırı sonucunda yitirmiştik. Kendisini ve sağlıkta şiddet nedeniyle kaybettiğimiz tüm hekimleri/sağlık emekçilerini saygıyla anıyoruz. Sağlıkta şiddet son bulana kadar mücadele edeceğimize yeniden söz veriyoruz” dedi ve sözlerine şöyle devam etti:

"Yakın zaman önce Van’da yaşanan sağlıkta şiddet olayında ciddi şekilde zarar gören hekim arkadaşımıza, Ankara Eğitim Araştırma Hastanesi’nde ölümden dönen hekim ve güvenlik görevlisi arkadaşlarımıza bir kez daha geçmiş olsun dileklerimizle acil şifalar diliyor; şiddete dur demek için meslektaşlarımız ve toplumla dayanışmamızı sürdüreceğimizi belirtiyoruz. Yaşamı ve yaşatmayı kendine şiar edinmiş bir mesleğin mensupları olarak sağlıkta şiddete karşı her yönüyle mücadelemiz devam edecek: YAŞAMAK ve YAŞATMAK İSTİYORUZ!"

Basın Açıklaması için tıklayınız
Makaleye Dön
2-10-2023, 17:05