Tıbbın Alternatifi Olmaz! |
Kars İl Sağlık Müdürlüğü yenidoğan bir bebeğin -halk arasında “topuk kanı” testi olarak bilinen- Ulusal Yenidoğan Tarama Testlerine izin vermeyen ailesi hakkında Kars Aile Mahkemesine sağlık tedbirlerinin alınması yönünde dava açtı. Talebin reddine karar veren Kars Aile Mahkemesi modern tıbbı yok sayan bir karara imza attı. Mahkeme bilirkişi olarak “Alternatif Tıp Uzmanı” olduğu iddia edilen ve şu an hayatta olmayan, hekim olup olmadığı ise bilinmeyen bir kişinin “topuk kanı almak çocuğa yapılacak en büyük kötülüktür” açıklamasını gerekçe göstererek topuk kanı almanın topluma veya toplum sağlığına hizmet eden bir yanının olmadığına hükmetti. Sağlık Bakanlığı Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü konuya müdahil olarak, Yenidoğan Tarama Programı kapsamında bebeklerin hastalıklarını erken teşhis etmek amacıyla topuk kanı alınması uygulaması hakkındaki Kars Aile Mahkemesi’nin verdiği kararın kesin hüküm niteliğinde olmadığını ve yenidoğan tarama programına devam edileceğini duyurdu. Sağlık Bakanlığı ayrıca Kars Aile Mahkemesi'nin kararını istinafa taşıyacağını da duyurdu. Ulusal Yenidoğan Tarama Testleri, tanı konulmadığında bebeğin fiziksel ve zihinsel gelişimini geri dönüşsüz biçimde etkileyen fenilketonuri ve hipotiroidi gibi hastalıklar için son derece güvenilir bir tarama ve erken tanı yöntemidir. Ulusal Yenidoğan Tarama Testleri sayesinde fenilketonuri ve hipotiroidinin yanı sıra kistik fibrozis, biotinidaz enzim eksikliği ve spinal muskuler atrofi (SMA) hastalıklarına da bebeklik döneminde tanı konabilmektedir. Toplumumuzun geleceği, toplum sağlığının korunması ve geliştirilmesi bakımından yaşamsal önem taşıyan bu erken tanı ve tarama yöntemi kanıta dayalı modern tıbbın bileşenlerinden birisidir. “Alternatif ve Geleneksel Tıp” olarak adlandırılan bu uygulamalar, sağlıkta muhafazakârlaşmanın bir ürünüdür. Bu uygulamaların kanıta dayalı, maddi temelleri bulunan modern bilimsel tıbbi bilgiyle denk görülmesi bilim dışı olduğu kadar, toplum sağlığının korunması ve geliştirilmesi bakımından yukarıdaki örnekte de görüldüğü üzere düpedüz sabote edici niteliktedir. Geleneksel ve alternatif sağlık uygulamaları, kuramsal akademik araştırmalardan ve yöntemlerden ziyade söylencelere, geleneklere, kişisel deneyim gibi çok çeşitli ancak maddi kanıtı bulunmayıp sübjektif kaynaklara dayanan bilgiler ve deneyimlerle ilerler. Çağdaş bilim gözlem, varsayım ve deneylere dayalı, standardize ve tekrarlanabilir yöntemlerle üretilir. Bu nedenle genellenebilen bilgi, aynı yöntemlerle yanlışlanana kadar doğru kabul edilir. Bu tür bilgilerin –bilimsel bilgi açısından– genellenemez, standardize edilemez ve yinelenemez oluşu güvenilirliğini azaltır. İnsan yaşamını ilgilendiren konularda bilimselliği kanıtlanmamış, alternatif uygulamaların tercih edilmesi, bu alandaki uygulayıcıların “bilirkişi” pozisyonunda değerlendirilmesi, kimi alternatif ve geleneksel yöntemlerin ilgili konuda sağlığı koruyan ve geliştiren bir sonuç alınacakmış gibi sunulması yalnızca sağlıkta muhafazakârlaşmanın değil aynı zamanda ticarileşmenin de bir başka boyutudur. Sağlığını yitirmiş insanların iyileşme umutlarını ve sağlık hizmetinden beklentilerini irrasyonel gerekçelere dayanarak riske etmek, sağlığını yitirmiş kişide karşılıksız umutlar yaratarak hayal kırıklığına uğratmak tıp etiğiyle ve iyi hekimlik değerleriyle de bağdaşmamaktadır. Ankara Tabip Odası olarak yurttaşlarımızı, bilimsel yöntemler kullanılarak elde edilen ilaçlardan, etkili, güvenilir, kanıta dayalı bilimsel teşhis ve tedavi yöntemlerinden vazgeçmemeye çağırıyoruz. Başta Sağlık Bakanlığı olmak üzere hükümetin ilgili birimleri, sağlıkta gericileşmeyi ve muhafazakârlaşmayı hızlandıran ve yaygınlaştıran bu uygulamalara müsaade etmemeli, gerekli denetimleri yapmalı, modern bilimin ışığında sağlık hizmeti sunumunu planlamalıdır. Ankara Tabip Odası Yönetim Kurulu Türk Tabipleri Birliği tarafından 2017 yılında hazırlanan TIBBIN ALTERNATİFİ OLMAZ! GELENEKSEL ALTERNATİF VE TAMAMLAYICI TIP UYGULAMALARI kitapçığına erişmek için tıklayınız Makaleye Dön |
23-08-2024, 13:30 |