Emekli Hekim Yoksulluğu Derinleşiyor |
Türkiye’nin sosyo-ekonomik en önemli sorunlarından birisi yaşlı nüfus yoksulluğudur Sosyal güvenlik hakkının ayrılmaz bir parçası olan emeklilik, Anayasa ve uluslararası sözleşmelerle güvence altına alınan temel bir yurttaş hakkı olmasına karşı, yaşlı nüfus içindeki güvencesizlik ve yoksulluk derinleşiyor. Pek çok sektörden emekli milyonlarca yurttaşımız asgari ücret veya altında aylık ve gelir elde edebiliyor. Yaşlı nüfusu doğrudan etkileyen emeklilik sistemindeki temel sorunlar, açlık sınırı civarındaki emekli aylıkları ile emekliler arasındaki aylık ve hak eşitsizlikleridir. TÜİK’in bu yıl açıkladığı “İstatistiklerle Yaşlılar” araştırmasına göre 2021 yılında yüzde 11,4 olan yaşlı nüfusun yoksulluk oranı, 2023 yılında yüzde 21,7’ye çıktı. 2002 yılında emekli aylığının kişi başına GSYH’ye oranı yüzde 46,4 iken 2024 yılının başında yüzde 27,7’ye geriledi. Emekli aylıklarına Türkiye’de Avrupa’nın yarısından daha az kaynak ayrılıyor. Emekli ödemelerinin GSYH’ye oranı AB üyesi 27 ülke ortalamasında yüzde 9,5 iken, Türkiye’de sadece yüzde 4,1’dir. Emekli yoksulluğu ekonomi politikalarındaki tercihlerin sonudur SGK prim gelirlerinin emekli aylıklarını ve sağlık ödemelerini karşılama oranı SGK’nin mali durumunu yansıtır. DİSK-AR’ın yaptığı araştırmaya göre, SGK’nin geliri artıyor ancak emekliye ayrılan kaynak azalıyor. Prim gelirlerinin emekli aylıklarını ve sağlık ödemelerini karşılama oranı 2002’de yüzde 61 iken 2023’te yüzde 76,4’e yükseldi. Buna karşılık SGK’ye yapılan bütçe transfer miktarının hem GSYH’ye oranı hem de bütçeye oranı geriliyor. 2008-2024 arasında SGK’ye yapılan bütçe transferlerinin oranı 5,2 puan azaldı. Bu da emeklilere GSYH’den ve bütçeden verilen payın azalması anlamına geliyor. Emekli Hekimlerin önemli bir bölümü çalışmak zorunda kalıyor Geçinmek zorunda kalan emekli nüfusun büyük bölümü düşük emekli aylıklarından ötürü çalışmak zorundadır. Bu kesimlerden birisi de emekli hekimlerdir. Ankara Tabip Odası olarak yaptığımız bir araştırmaya göre yaklaşık her 4 hekimden 3’ü emekli olduktan sonra geçinebilmek için çalışma hayatında yer alıyor. Çalışmak zorunda kalan emekli hekimlerin önemli bölümü özel hastanelerde veya ortak sağlık güvenlik birimlerinde güvencesiz koşullarda istihdam ediliyor. Bu alanlarda yaşanan en önemli sorun ise düşük ücret ve uzun çalışma süreleridir. Emekli hekimlerin içerisinde bulduğu dezavantajlı konumdan istifade etmek isteyen işverenlerin önemli bir bölümü ücret ve hak pazarlığına imkân tanımıyor. Kaynak var, çözüm var OECD’nin sosyal güvenlik ile ilgili raporuna göre üye ülkeler, küresel salgın ve savaş dolayısıyla kısa vadede reel ücretler düşünce emekli aylıklarını ücret zamlarına endekslemek yerine enflasyona endekslediler. İspanya, İsrail, Lüksemburg ve İngiltere enflasyon veya ücret artışından hangisi yüksek ise emekli aylıklarını ona göre artırıyor. Estonya, İsviçre, Norveç ve Almanya’da ücret zammı ve enflasyonun karışımı bir sistem uygulanıyor. Kanada’da emekli aylığı zamları üç aylık ve yıllık TÜFE’ye endekslendi. Bizim aksimize gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler emeklilerini koruyacak mekanizmalar geliştiriyor. • Farklı sosyal güvenlik kurumlarından emekli olan hekimler arasındaki gelir adaletsizliği giderilmeli ve bütün kurumlar için yoksulluk sınırının üstüne çıkarılmalıdır. • Emekli hekimlere ödenen ek ödemelerde çalışan- çalışmayan ayrımı gözetilmeden tüm emekli hekimleri kapsayacak düzenlemeler yapılmalıdır. • SGK emeklisi hekimlerin çalışması durumunda maaşlarından yapılan yüksek kesintilere son verilmelidir. • 7200 ek gösterge çalışan ve emekli bütün hekimlere yönelik olarak ayrımsız şekilde hayata geçirilmelidir. Ankara Tabip Odası olarak emekli hekimlerin sorunlarını her zaman gündemde tutmaya devam edeceğiz. Ankara Tabip Odası Yönetim Kurulu Makaleye Dön |
20-09-2024, 13:40 |