Türk Tabipleri Birliği (TTB) Pratisyen Hekimler Kolu toplantısı 9 Şubat 2019 tarihinde Ankara’da yapıldı.
12 ilden 21 meslektaşımızın ve TTB Merkez Konseyi adına Genel Sekreter Dr. Bülent Nazım Yılmaz'ın katıldığı toplantının yoğun gündeminde, sağlık alanının ve aile hekimliği sisteminin bugünkü durumu, son yasal düzenlemeler sonrasında toplum sağlığı hizmetleri alanı, ülkenin “acil” sorunu ve tüm bu alanlarda çalışan pratisyen hekimlerin durumu, atanamayan hekimler, TTB Birinci Basamak Sağlık Hizmetleri Sempozyumu, 21. ve 22. Pratisyen Hekimlik Kongresi ve sertifikasyona dayalı çalışma alanları konuşuldu.
Yıllarca Türkiye sağlık sisteminin açıkları pratisyen hekimlerce kapatılmaya çalışılmıştır. Birinci basamak sağlık alanına sahip çıkan pratisyen hekimler 1989 yılında TTB bünyesinde Pratisyen Hekimler Kolu’nu kurmuş, birinci basamak hekimliğinin çok sayıda ülkede olduğu gibi bağımsız bir tıp disiplini olması gerektiğini ortaya koyarak çalışmalar yürütmüştür. Özellikle Sağlıkta Dönüşüm ve Aile Hekimliği Uygulaması sürecinde uygulamanın başladığı pilot il dâhil adım adım geçilen tüm illerde TTB Genel Pratisyenlik Enstitüsü ve Pratisyen Hekimlik Derneği ile birlikte hekimleri ve kamuoyunu bilgilendirmeye yönelik aktif rol üstlenmiş, sayısız toplantılar düzenlemiş, raporlar hazırlamış ve yayınlar paylaşmıştır.
Bugün aile hekimi olarak görev yapmayı üstlenen 24 bin hekimin %93’ü pratisyen hekimdir ve yıllardır sürdürülen özverili çalışmayı sürdürme gayretindedirler. Hâlbuki bugün gelinen noktada aile hekimliği sistemi çok sayıda sorunla devam etmektedir. Eşitsizlikler derinleşmiş, iş yükü artmıştır. Ücretler düşmekte, artan gelecek kaygısı ve şiddet olayları huzursuzluk yaratmaktadır. Sözleşmeli çalışma statüsü ve rekabet ortamı iş barışını ve iyi hekimlik değerlerini tehdit etmektedir.
Birinci basamakta koruyucu sağlık hizmetlerinin tek kurumdan sunumunu ortadan kaldırıp bunları ayrı ayrı kurumlara bölen, birinci basamak sağlık hizmeti sunumunda bölge temelli örgütlenmeyi bozan, ekip çalışmasını ortadan kaldıran, toplumun bütününü göz ardı ederek sağlık hizmeti sunumunu bireyselleştiren “Aile Hekimliği Uygulaması” gerçek birinci basamak sağlık hizmetine erişimi zorlaştırmaktadır.
Birinci basamak sağlık alanı hekimlerce tercih edilmemektedir. Hekim başı nüfusun düşürülmesi için sisteme sıfır nüfusla katılım yapmak zorunda bırakılan hekimlerin diğer hekimlerden nüfus alması beklenmektedir. Buna karşın dile getirilen sorunların çözümü için Bakanlık hiçbir girişim yapmamaktadır. Ancak biz biliyoruz ki sistem en başından beri kurgulandığı üzere aynı şekilde devam ettirilmektedir ve bu yüzden bir şey de yapılacağı yoktur. Aile hekimliği sistemi için henüz daha proje aşamasında öngördüklerimiz ne yazık ki artık açıkça gerçeğe bürünmüştür. Önümüz süreçte aile hekimliği sürecini ve bugününü ayrıntılı şekilde raporlamak, meslektaşlarımızın sorunlarına yönelik çalışmalar yapmak ve gerçek birinci basamak sağlık sistemi ve hekimliği için çalışmalarımızı yoğunlaştırma kararı alındı.
22.Kongre hazırlıklarının başlatılmasına karar verilen toplantıda, Hatay ilinde yapılan 21. Pratisyen Hekimlik Kongresi de değerlendirildi. Geçen kongrelere göre katılımın önemli oranda artmıştır. 22. Kongre’nin yine Hatay ili örneğindeki gibi farklı bir ilimizde yapılması ve her hekimin sponsorsuz katılabileceği minimum ücretlendirme politikamızın sürdürülmesi prensip olarak benimsenmiştir. 22. Kongre için çok daha aktif bir çalışma yapılarak katılımın arttırılması hedeflenmiştir. Yine kongrenin TTB içindeki paydaşları Pratisyen Hekimler Kolu ve TTB Genel Pratisyenlik Enstitüsü ile birlikte Aile Hekimliği Kolunun da yer alması konusundaki ısrarımızın sürdürülmesine karar verilmiştir.
TTB’nin 100. Yılında 14 Mart Tıp Haftası “Ülkeme, Mesleğimize ve Geleceğimize Sahip Çıkıyoruz” temasıyla işleniyor. Tüm sağlık sistemi ve özellikle birinci basamak için topluma “alternatifsiz değilsiniz, alternatifiniz bu” diyebileceğimiz “TTB Birinci Basamak Sağlık Hizmetleri Sempozyumu” düzenleniyor. Bu sempozyuma geniş düzeyde katılım sağlanmasına ve düzenleme kurulunun oluşturacağı çalışma planına göre verilecek görevler için sahanın sesini en etkin şekilde yansıtacak bir çalışma yürütülmesi önemsenmiştir.
Acil sağlık hizmetlerinde çalışan pratisyen hekimler ciddi sorunlarla karşı karşıyadırlar. En zor çalışma alanı olarak özellikle hastane acillerinde hasta yoğunluğu nedeniyle iş yükleri oldukça artmış durumdadır. Bu iş yüküne hasta ve yakınlarının tutumu, hemen her gün yaşanan şiddet ve baskı eklenmekte, uzun çalışma süreleri, idarecilerce yapılan mobbing, ücretlerde eşitsizlikler, izin kullanamama gibi diğer pek çok neden acil çalışanlarını tükenmişlik durumuna getirmiştir. Acillere başvuru fazlalığında sevk zincirinin bir türlü uygulanamaması, sağlık konusunda eğitiminin eksikliği, çalışan hasta ve yakınlarının mesai saati sonrasını beklemek zorunda kalmaları önemli nedenlerdir. Ancak acil başvurularını azaltmak için en önemli adım, birinci basamak sağlık hizmeti sunumunu etkinleştirmektir. Her biri mesleki eğitimini tamamlamış nitelikte ve ihtiyacı karşılayacak sayı ve çeşitlilikte personel alt yapısıyla birinci basamak sağlık kuruluşları işlevselleştirilse, ulaşabilirliği kolaylaştıran tedbirler alınsa acillerin yeşil alanları boşalacaktır. Önümüzdeki süreçte aciller ve acilde çalışan pratisyen hekimlerin sorunlarına yönelik bir çalışma yapılmasına, ilerde farklı acil koşullarının yerinde ziyaret ve görüşmelerle detaylı bir şekilde raporlanmasına karar verildi.
Somut ve makul gerekçelere dayanmadan atanması yapılmayan ve üstelik 450 gün süreyle çalışması da yasaklanan meslektaşlarımızla ısrarlı örgütsel mücadelenin sürdürüleceği ve hekim dayanışmasını daha da arttırarak meslektaşlarımıza sahip çıkılacağını dile getirdik.
Tüm pratisyen hekim arkadaşlarımızı illerindeki komisyon çalışmalarına katılarak katkıda bulunmalarını davet ediyoruz. Önümüz süreçte yapılacak çalışmalara ait raporlar meslektaşlarımız ve kamuoyuyla paylaşılacaktır.
Türk Tabipleri Birliği Pratisyen Hekimler Kolu