Ortak Basin Açiklamasi
Bugün 17 Nisan 2015
Dr. Ersin Arslan’in Ölüm Yildönümünde Sağlikta Şiddet Ve Kaos Sürüyor
Değerli Basın Emekçileri,
Bugün Dr. Ersin Arslan’ı yitireli üç yıl oldu.
Her ölüm erkendir ama Ersin’inki çok erken oldu! Yaşamının baharında 30 yaşında, umutları, gelecek hayalleri olan bir hekim iken, bir hasta yakını tarafından, hastane içinde bıçaklanarak katledildi.
Sağlık örgütlerinin yıllardır haykırdığı şiddeti Sağlık Bakanlığı da nihayet gördü ve 113 şiddet bildirim sistemini kurdu.
Sağlık Bakanlığı 113 Beyaz Kod kayıtlarına göre; 14 Mayıs 2012’den 2015 Mart ayına kadar 31767 sağlık çalışanı şiddete uğramıştır. Bunların 18.000’i hekim 13.000’i ise diğer sağlık çalışanlarıdır. Saldırıların üçte biri fiziki saldırıdır.
Yani Bakanlığa her ay 1000’e yakın, her gün 30’dan fazla sağlıkta şiddet olgusu bildirilmiştir. Bu rakamlar hastanelerde, polikliniklerde aile sağlığı merkezlerinde yaşanan kavgaların, itiş kakışın sadece bildirilen bölümüne aittir.
Sağlık Bakanlığı Ersin’in ölümünden bu yana sağlıkta şiddeti önlemeye katkısı olabilecek hiçbir gerçek tedbir almamıştır.
Çünkü Sağlık Bakanlığı sağlıkta dönüşüm için şiddete ihtiyaç duymaktadır.
Şiddet, politikacılar tarafından yıllarca dönüşüm tramvayının güçlü bir motoru olarak kullanılmıştır.
Yetkililerin “iğne yapmayı bilmezler, doktor efendi, mani mani mani, muayenehaneden geçmeden hastaya bakmazlardı, tuzu kurular, 150 dolara doktor getiririm” sözleri, miting meydanlarında kitlelere hekimlere yönelik çektirilen yuhlar, halen kulaklarımızda çınlamaktadır.
Bugün Sayın Cumhurbaşkanı ne diyor: “Doktora şiddet ülkemizin yüz karası. Sağlık personelimizin itibarı doğru yere oturtulmalı.”
Şimdi görevini yaptığı için katledilen Ersin, SABİM’le taciz ettiğiniz Melike size ne desin? Demez onlar, diyemezler!
Biz söyleyelim o halde:
Evet; bizce de YÜZ KARASI!
Şiddet de yüz karası! Şiddeti meşrulaştıran politikacılar da! Sağlıkta dönüşüm dediğiniz politikanız da!
Bugün sağlıkta kaos ortamı vardır.
Hızla bakılmak zorunda olunan hastalar, Hızla bitirilmek zorunda olunan vizitler, Hızla bitirilmek zorunda olunan ameliyatlar, Hızla çekilmek zorunda olunan filmler, Hızla takılmak zorunda olunan serumlar, Hızla yapılmak zorunda olunan dolgular…
Yurttaşlar kamuda aldıkları bu hizmet için bir de para ödemektedir. Özele gidenler ise hiç beklemedikleri faturalarla karşılaşmaktadır.
Kısaca; sağlıkta dönüşüm tramvayı bizi sağlıkta kaos durağına getirmiştir. Her saat başı en az bir çalışanın saldırıya uğradığı bir sağlık ortamı!
Ne kadar övünseniz azdır! Tekrarlayalım!
Bugün Türkiye’de sağlıkta kaos vardır!
Böyle sağlık sistemi olmaz.
Bu şartlarda, iyi hekimlik, diş hekimliği, hemşirelik, teknisyenlik yapılmaz! Nitelikli sağlık hizmeti verilmez!
Bizler bugün Türkiye’nin her yerinde, tüm hastanelerde, sağlık alanında yaşadığımız şiddeti, bu şiddetin nedenlerini, çözüm önerilerini tartışacağız,
Bugün Oslo’da Dünya Tabipler Birliği Toplantısı’nda Türkiye’nin önergesi olan 17 Nisan Sağlıkta Şiddeti Önleme Günü de tartışılacaktır.
Bu eylem ve etkinliklerimizdeki temel amacımız; sağlık sistemindeki yanlışlıklara DUR demek ve sağlık emekçilerinin sorunlarına dikkat çekmektir.
Mücadelemiz şiddeti doğuran ve besleyen bu sisteme karşıdır.
Halkımıza daha iyi bir sağlık hizmeti sunabilmek için; halkımızı verdiğimiz bu mücadelede yanımızda olmaya, hükümeti; şiddeti doğuran, emekçileri ve halkı mağdur eden bu sistemi ortadan kaldırmaya, işkolundaki sağlık emek ve meslek örgütleri olarak birlikte çözüm üretmeye davet ediyoruz.
Taleplerimizin yerine getirilmesi için, daha etkili eylemlerle ve daha kararlı bir şekilde mücadelemizi sürdüreceğiz….
Böyle Sağlık Sistemi Olmaz. Bu Şiddet Sona ERS!N.
TTB (Türk Tabipleri Birliği)
ATO (Ankara Tabip Odası)
TDB (Türk Dişhekimleri Birliği)
SES (Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası)
DEV SAĞLIK İŞ (Devrimci Sağlık İşçileri Sendikası)
THD (Türk Hemşireler Derneği)
TÜM RAD DER (Tüm Radyoloji Teknisyenleri/Teknikerleri Derneği)
TMRT DER (Türk Medikal Radyoteknoloji Teknisyenleri Derneği)
SHUD (Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği)
Türk Psikologlar Derneği