Ortak Basın Açıklaması
29 Eylül 2016
Özgür Basına Yönelik Ekran Karatmayı Kabul Etmiyoruz
Hükümetin, özgür basına yönelik baskıları ve yayın durdurma uygulamaları artarak sürmektedir. Özgür Gündem’in kapatılması, yazarlarının, genel yayın yönetmelerinin tutuklanması, çok sayıda gazetecinin baskılara maruz bırakılması yetmemiş, 28 Eylül 2016 akşam saatlerinde OHAL sebebiyle çıkarılmış KHK gerekçe gösterilerek Başbakanlık talimatıyla çok sayıda televizyon kanalının yayınları durdurulmuştur.
Yıllardır hükümet icazetli yayın yapan yandaş basın ve medya karşısında, halkın doğru ve gerçek haber alma hakkına ve basın özgürlüğüne yönelik olarak tehlikeli bir darbe gerçekleştirilmiştir. Emek ve demokrasi mücadelesinde yayınlarıyla yanımızda olan, halkın bağımsız ve gerçek haber alma hakkına önemli katkılar sunan Hayatın Sesi TV, TV 10, Jiyan TV, Zarok TV, Van TV gibi televizyonların da arasında bulunduğu çok sayıda televizyon kanalının ekranları tamamen hukuksuz bir biçimde karartılmıştır.
15 Temmuz darbe girişimini kendisi için bir fırsata dönüştüren AKP iktidarı, içeride ve dışarıda sürdürdüğü savaş ve sömürü politikalarının karşısında duran basın organlarını susturarak, halkın haber alma hakkına, basın özgürlüğüne ağır bir darbe indirmiştir. KHK dayanak yapılarak Başbakanlığın talimatıyla televizyon ekranlarının karartılması ülkedeki hukuksuzluğun geldiği nokta açısından son derece endişe vericidir. Ülkedeki basın özgürlüğünün geldiği nokta, Meclis’te anmak istedikleri Abdülhamit’in bile kemiklerini sızlatacak bir noktaya ulaşmış bulunmaktadır.
Sendikalar, siyasi partiler, demokratik kitle örgütleri gibi, farklı yayın çizgisine sahip gazete ve televizyonların varlığı, bir ülkede hak ve özgürlüklerin düzeyini ve bu özgürlüklerin ne kadarının kullanılabildiğinin göstergesidir. Hükümet bu tutumuyla farklı seslere, kimliklere inançlara ve kültürlere ne kadar tahammülsüz ve düşman olduğunu bir kez daha kanıtlamıştır. Ancak darbecilerin cesaret edebileceği böylesine yasakçı, baskıcı tutum ve politikaların Türkiye’yi sonu görünmeyen derin bir karanlığın içine çektiği açıktır.
15 Temmuz’dan bu yana uygulanmakta olan OHAL hukukunun ne kadar büyük bir hukuksuzluk olduğu her geçen gün açıkça görülmektedir. On binlerce emekçinin hiçbir yargı kararı olmaksızın açığa alınması, FETÖ ile hiçbir ilişkisi olmadığı açıkça bilinen akademisyenlerin ihraç edilmesi, günlerce süren gözaltılar, gözaltında işkence iddiaları ve bir dolu uygulama darbe ile mücadele ettiğini söyleyen hükümetin darbeden beter icraatlarıdır.
Düşünceyi ifade ve basın özgürlüğüne ve halkın gerçek ve doğru haberleri haber alma hakkına yönelik ciddi bir saldırı ile karşı karşıyayız. Hükümetin çizgisi dışında, emekten, demokrasiden ve barıştan yana yayın yapan, iktidarın değil halkın sesi olan basın organlarına yönelik olarak gerçekleştirilen bu darbe, ülke tarihine şimdiden kara bir leke olarak geçmiştir.
İktidar tarafından susturulan televizyonlar yayın kamu emekçilerinin, işçilerin, kadınların, gençlerin, çevre mücadelesi verenlerin, çocukların, sesini başka hiçbir yerde duyuramayan her kesimin, her türlü inanç grubundan yurttaşın gerçek sorunlarını ekranına yansıtmıştır. Ülkemizin işçi ve emekçilerinin, halkın, ezilenlerin sesi olan Hayatın Sesi televizyonun da içinde bulunduğu TV kanallarını kapatan darbeci zihniyeti protesto ediyoruz.
Düşünceyi ifade ve basın özgürlüğüne doğrudan darbe niteliği taşıyan bu uygulamayı kınıyor, hukuk dışı uygulamaya son verilerek yayın durdurma kararının derhal geri alınmasını talep ediyoruz.
Basını susturmaya çalışanlar, halkın haber alma hakkına engel olmaya çalışanlar, gerçeklerin duyulmasını, görülmesini istemeyenler tarihin hiçbir döneminde iyi hatırlanmadılar. Korkmayacağız, yılmayacağız, haber alma hakkımıza sonuna kadar sahip çıkacağız, güç birliği ve dayanışmamızı büyüteceğiz.
Haber Alma Hakkımıza Sahip Çıkacağız!
Özgür Basın Susturulamaz!
KESK Ankara Şubeler Platformu
DİSK Ankara Bölge Temsilciği
Ankara Tabip Odası
TMMOB Ankara İKK