Basın Açıklaması
30 Mayıs 2019
Ankara Numune Hastanesinin Rant ve Siyasi Hırsa Kurban Edilmesini Doğru Bulmuyoruz... Kabul Etmiyoruz...!
Bildiğiniz gibi Ankara Numune Hastanesi 138 yıldır sadece Ankaralıların değil, Türkiye’nin her bölgesinden gelen hastaların şifa bulduğu bir kurumdur. 14 Mart 2019 tarihinde Bilkent Şehir Hastanesi’nin daha bitmeden parça parça teslim edilmesiyle birlikte Atatürk Eğitim Araştırma Hastanesi ve Yüksek İhtisas Hastanesi kapatılmıştı.
Üç aylık taşınma süresiyle Ankara Numune Hastanesi sermayeye feda edildi ve geçtiğimiz hafta sonu kapatıldı.
Maalesef Türkiye’nin köklü sağlık kurumları ranta ve siyasi hırslara kurban edilmektedir. Ankara'da kimi konusunda uzman 13 Devlet Hastanesinin daha geleceği belirsizdir.
Ulaşımından, alt yapısına, yönetsel sistemlerinden, sağlık hizmetlerine maalesef her alanda sorunlar barındıran ve dünyadaki benzerleri başarısızlık hikayeleri ile anılan Şehir Hastaneleri’nin dudak uçuklatan yatırım ve işletme maliyetleri bir yana, sağlık hizmetleri anlamında telafisi mümkün olamayacak boyutlarda vereceği zararlar milyarlarca dolarlık rant nedeniyle görmemezlikten gelinmekte, üzeri örtülmektedir.Tıpkı İstanbul Havaalanı hakkında bilim insanlarının, mühendislerin, çevrecilerin seslenişine kulak tıkandığı gibi.
Hastaneye zamanında ulaştırılamayan hastaların ölümlerinden, hastaları müşteri olarak gören bu AVM yapılı Şehir Hastanelerinde artan sağlık sorunlarından, Şehir Hastanelerinin sağlık bütçesine ayrılan parayı bir kara delik gibi yutmasından kimler sorumlu olacaktır?
Numune Hastanesi’nin kapatılmasıyla söz verilmesine rağmen 400 çalışan işsiz kaldı, daha önce de söz verilmesine rağmen Atatürk Eğitim Araştırma Hastanesi çalışanları işsiz bırakılmıştı.
Hastane etrafındaki işletmelerin yaşayacağı olumsuzluklardan dolayı yaklaşık 15 bin kişi işsiz, aşsız kalacaktır.
Ankara Numune Hastanesi Kurtuluş Savaşı'nda da önemli sağlık hizmeti vermiş olan tarihi bir yapıdır. Hastanenin planı, Almanya'nın Mannheim kentinde bulunan Theresien Krankenhaus binasından esinlenilerek Viyanalı mimar Robert Oerley tarafından çizilmiştir. Nazi Almanyası zulmünden Türkiye’ye sığınan Ernst Magnus-Alsleben, Max Meyer, Albert Eckstein, Eduard Melchior, Alfred Marchionini gibi pek çok hekim burada görev yapmış, dahası Ankara Üniversitesi’nin kuruluşuna da öncülük etmişlerdir.
Cumhuriyet tarihimiz ve tıp tarihi açısından önem taşıyan Ankara Numune Hastanesi’ni bekleyen gelecek nedir? Yetkililer bunu derhal açıklamalıdır.
Ankara Numune Hastanesi Medipol Üniversitesi’ne mi verilecektir? Yıkılıp yerine AVM'ler, plazalar, rezidanslar, oteller mi yerleştirilecektir? Vatandaşlar olarak bunu öğrenmek en doğal hakkımızdır.
Bizler Ankara’nın yaklaşık 50 sivil toplum örgütünü içinde bulunduran Hastanemizi Kapatma Platformu olarak çoğunlukla yoksul halkımızın teşhis ve tedavi için kolaylıkla ulaşabildiği, yanı başımızdaki Ankara Numune Hastanesi’nin kapatılmamasını, gerekiyorsa depreme dayanıklı hale getirilmesini, modernleştirilmesini, dekorasyon, makine, ekipman ve cihazlarının yenilenmesini, sistemlerinin çağdaş hale getirilerek dertlere derman olmaya devam etmesini istiyoruz.
İlla gerekli ise Ankara Numune ve Yüksek İhtisas Hastaneleri, bu bölgede yer alan Ankara veya Hacettepe Üniversitelerine devredilerek de sağlık hizmetleri sunmaya devam edebilirler. Kapatılacak hastanelerin yatak sayısıyla Bilkent ve Etlik Şehir Hastanelerinin planlanan yatak sayıları arasındaki fark sadece 150 yataktır. 150 yatak için 3 milyar Amerikan doları ödeyenler yatak başına 20 milyon dolar ödemiş olacaktır.
Bu akıl almaz Rant kimleri zengin etmektedir? Yaşadığımız kriz ortamında tasarrufa önem verilmesi gerekirken bu israf ve talan politikalarına bir an önce son verilmesi, ülkemiz, kurtuluş savaşımız, ilimiz ve tıp tarihinde ve her birimizin hatıralarında özel bir yeri olan bu köklü sağlık kurumlarımızın, özellikle de Ankara Numune Hastanesi’nin yok edilmesini kabul etmiyoruz...
Doğru bulmuyoruz.
Her şeyin başı sağlık olsun... Soygun değil...
Saygılarımızla.
Hastanemi Kapatma Platformu