Dostlar, kardeşler, Yoldaşlar;
Günlerin bugün getirdiği baskı, zulüm ve kandır; ancak, bu böyle gitmez, diyenler, hoş geldiniz.
Gezi’de, ağacına, toprağına, derelerine, zeytinine sahip çıkanların yol arkadaşları,
Soma’da 301 canımızın kardeşleri, Ethem’in, Ali İsmail’in yoldaşları, hoş geldiniz.
31 Mart 2019 da sandıklara, iradesine ve demokrasiye sahip çıkanlar, hoş geldiniz.
1 Mayıs 1977’den, 10 Ekim’e tüm saldırılarda katledilenlerin, Berkin Elvan’ların gözyaşları, öfkesi hoş geldiniz… Umutlarımız, mücadelemiz, yeminimiz, yarınlarımız hoş geldiniz..
Kadınlarımız, üniversiteler bizimdir, “olanak yoksa biz varız, diyen gençlerimiz, boyun eğmeyen tabiplerimiz, ülkenin bütün değerlerini yaratan mühendislerimiz, mimarlarımız işçilerimiz… Çocuklarımıza onurlu bir gelecek bırakacağız diyen kamu emekçilerimiz, sosyal demokratlarımız, sosyalistlerimiz, feministlerimiz, tüm yurttaşlarımız, yurtseverlerimiz, yurtta sulh-cihanda sulh, diyenlerimiz hoş geldiniz.
Kıdem tazminatımıza, haklarımıza dokundurtmayız diyen işçiler, hoş geldiniz…
“Dönen dönsün ben dönmezem yolumdan” diyenler, hoş geldiniz…
Bu gün, dünyanın en görkemli meydanlarında işçiler- emekçiler, ezilen halklar, kol kola- omuz omuza haykırıyorlar.
Eşitlik ve özgürlük için yürüyorlar… Emperyalizme, kapitalizme karşı yürüyorlar… Sınıfsız, sömürüsüz, savaşsız bir dünya için, güzel günler için yürüyorlar…
Selam olsun “iş, adalet ve özgürlük” için bu ülkenin 1 Mayıs meydanlarında buluşan milyonlara.
1 Mayıs 1977’de, ’89’da, ’96’da yitirdiğimiz canlarımızdır. Haziran İsyanı’nda toprağa verdiğimiz evlatlarımızdır… Selam olsun 1 Mayıs’ı yaratanlara… Selam olsun dünyanın tüm ezilenlerine…
Kardeşler ;
Ülkemizde Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi adı altında yeni bir rejim yapılanıyor. Yasama, yürütme yargı bir kişinin sözüne bakıyor, her alanda yandaş örgütlenmeler toplumu kutuplaştırıyor. Tüm muhalifler tehdit altında, ülke açık cezaevine dönüştürülmüş durumda, bu ağır koşullarda taleplerimiz için mücadele ediyoruz.
Bu ülkede anayasal bir hak olan grevi yasaklamakla övünen bir iktidar var.
Hapishaneleri, muhaliflerle, akademisyenlerle, gazetecilerle, siyasetçilerle, dolduranlara, tacizcileri, katilleri, kadına şiddet uygulayanları serbest bırakanlara karşı hak hukuk adalet için bugün ülkemizin dört bir yanında meydanları doldurduk. Martın sonu bahar dedik, bugünde hava döndü işçiden, işçiden esiyor yel diyenler bir arada alanlardayız.
Cezaevlerinde mahkûmların en temel anayasal haklarını kullanmak için açlık grevi yapmak zorunda kaldığı, çocuklar ölmesin dediği için Ayşe öğretmenin hapse atıldığı, barış talebinin yargılandığı ve cezalandırıldığı, gazetecilerin cezaevine girmek için kuyruk oluşturduğu, KHK’lar ile işten atılan yüzbinlerce kamu emekçisinin açlığa mahkum edildiği bir ülkede barış, kardeşlik, özgürlük ve adalet talebi ile 1 MAYISTA alanlardayız.
2001 ekonomik krizinin yarattığı atmosfer üzerinden iktidar olup, 2008 krizinde kriz ülkemizi teğet geçti, içinde bulunduğumuz ekonomik kriz koşulları için ülkede kriz, mriz yok deyip her defasında krizin bedelini emekçilerin, yoksul halkımızın sırtına yıkan siyasi iktidara artık yeter krizin bedelini krizi yaratanlar ödesin iradesi ve mücadele kararlılığı ile bugün 1 Mayıs alanlarını doldurduk.
Yeni ekonomi programı ve yapısal reformlar adı altında emekçilerin kazanılmış hakları gasp edilmek isteniyor. İşsizlik fonu yağmasından sonra kıdem tazminatlarının fona devredilmesi adı altında kıdem tazminatı hakkımız gasp edilmek isteniyor. Toplumsal dayanışmayı esas alan kamusal emeklik sistemi tasfiye edilerek yerine zorunlu bireysel emeklilik sistemi dayatılıyor. Mücadele ederek kazandığımız haklarımızın gaspına yine mücadele ederek sahip çıkma kararlılığı ile bugün ülkemizin dört bir yanında alanlardayız.
Dolaylı ve dolaysız vergilerle soyulduğumuz, emekçilerden alınan vergilerin patronlara teşvik olarak verildiği adaletsiz vergi sistemine karşı adil bir vergi sistemi kurulması, asgari ücretin vergi dışı bırakılması, vergi dilimi soygununa son verilmesi için alanlardayız.
İşçi sağlığı, iş güvenliği önlemlerinin etkin bir şekilde alınması, iş cinayetlerinin önüne geçilmesi, kadın işçilere eşit ücret verilmesi, taşeron çalışmanın yasaklanması, iş güvencesinin sağlanması, açlık ve yoksulluk sınırı altındaki maaş ve ücretlere karşı insanca bir yaşam için alanlardayız.
Ülkede, bölgede, dünyada barış istiyoruz, emperyalist işgallerin son bulması için, halkların kardeşliği için alanlardayız. Etnik, dinsel, mezhepsel farklılıklarımızla bir arada yaşamı savunduğumuz için alanlardayız. Toplumu kutuplaştırarak siyasi ikbal peşinde koşanlara, kendi beka sorunlarını, ülkenin bekası diye bizlere yutturmaya çalışanlara karşı 1 Mayıs alanlarını doldurduk. Karanlığın sonu aydınlık dedik başardık. Şimdi emekçilerin elleriyle her mevsimin bahar olduğu yeni bir dünya yaratacağız. Bizim baharımızda eşitlik, özgürlük, kardeşlik, adalet, laiklik olacak. İnsanca bir yaşam olacak ve bu mevsim daim olacak.
Buradan yoksulların, ezilenlerin, yok sayılanların, ötekileştirilenlerin ve işçi sınıfın taleplerini bir kez daha haykırıyoruz.
Korkunç boyutlara ulaşan işsizlik sorunu için yeni istihdam alanları yaratılmalı, işsizlik fonunda ki para sermayeye değil tamamıyla işsizlere verilmelidir.
Çalışanların sefalete ve açlığa mahkum edildiği ücretli kölelik düzenine son verilmelidir.
Emeklilik hakları gasp edilen EYTlilerin emeklilik hakları teslim edilmelidir.
Kamu çalışanlarının sendikal hakları uluslararası belgelerde şekillenen normlar dâhilinde iyileştirmeli, grevli ve toplu sözleşmeli sendikalar yasası çıkartılmalıdır.
Seçim öncesi söz verilen 3600 Ek göstergesi kamu çalışanlarına söz verildiği gibi derhal ödenmelidir.
Kamu kurumlarında ve özel sektörde yandaş sendika baskısına son verilmeli, örgütlenme özgürlüğünün önündeki bütün engeller derhal kaldırılmalıdır.
İş yerlerinde performans sistemi altında iş güvencemizi tehdit altına sokan uygulamalara son verilmelidir.
657 sayılı Devlet Memurları Kanununda esnek çalışma adı altında güvencesiz çalıştırmayı yaygınlaştıracak olası düzenlemelerden vazgeçilmeli, sözleşmeli devlet memurluğu kaldırılmalıdır.
Zorunlu Bireysel Emeklilik Sistemi adı altında kamusal emeklilik sisteminin tasfiyesine yol açacak
Kıdem tazminatının fon devredilmesi projesinden vazgeçilmelidir.
Kriz bahanesiyle yapılan toplu işten çıkarmalar yasaklanarak, yargı kararına bağlanmalıdır.
Eğitim ve sağlık gibi tüm kamusal hizmetlerin piyasalaştırılmasına son verilmelidir.
Güvenlik soruşturmaları ve mülakat bahanesi ile ataması yapılmayan kamu emekçilerinin ve atanmayan öğretmenlerin atamaları derhal yapılmalıdır.
Taşeron işçilerin kadroya alınmasında yaşanan ayrımcılığa son verilmelidir. Belediye şirketlerine geçirilen taşeron işçilerin mağduriyetleri ortadan kaldırılmalı ve kamu işçisi olarak kadroya alınmalıdır.
Kamuya ve belediye şirketlerine geçirilen taşeron işçilere ikinci sınıf işçi muamelesi yapılmasından vazgeçilmelidir. 4+4 zam uygulamasına son verilmeli ve özgür toplu sözleşme hakları tanınmalıdır.
Emekli aylık ve gelirleri enflasyon ve milli gelir artışı ölçüsünde artırılmalıdır. Asgari ücretin altında kalan tüm emekli aylık ve gelirleri asgari ücret düzeyine çıkarılmalıdır.
Emekçi ellerimizle ülkemizi yeniden kuracağız! İnanıyor ve söz veriyoruz!... Güzel günler göreceğiz! Memleketimize ve geleceğimize sahip çıkacağız.
Ve tüm yitirdiklerimize, sözümüz olsun ki, kazanacağız…
Yaşasın 1 Mayıs, YAŞASIN BİRLİK, MÜCADELE, DAYANIŞMA!... Yolumuz açık olsun.