Ortak Basın Açıklaması
17 Şubat 2020
Sağlık hizmeti sunumunda yaşanan sorunların kaynağı, sağlık çalışanları değil, uygulanan sağlık politikalarıdır.
2003 yılından itibaren uygulanmaya başlanan Sağlıkta Dönüşüm Projesi, sağlık alanındaki sorunları çözmek bir yana daha da kronik hale getirdi. Sağlık işgücü piyasasını esnekleştiren, performans mantığını yerleştiren, halk sağlığını geri plana atan, sağlık hizmetlerini GSS ve katılım paylarıyla ücretli hale getiren, şehir hastaneleri projeleri ile sağlık kurumlarını özel sektörün kontrolüne bırakan Sağlıkta Dönüşüm süreci, hem yurttaşlara hem de sağlık emekçilerine yük olmaya devam ediyor.
Sağlık çalışanları olan bizler; hekim, diş hekimi, eczacı, veteriner hekim, psikolog, biyolog, hemşire, laborant, sosyal hizmet uzmanı, diyetisyen, sağlık memuru, ebe, acil tıp teknisyeni, anestezi teknisyeni, radyoloji teknisyeni, çevre sağlığı teknisyeni, onkoloji teknisyeni, optisyen, fizyoterapist, aile sağlığı çalışanı, tıbbi sekreter; sağlık hizmet sunumunda yer alan tüm emekçilerin çözüm bekleyen en acil sorunu sağlık alanında yaşanan ŞİDDET’tir! Sağlık çalışanlarının mesleklerinin itibarsızlaştırıldığı, emeğinin fiilen değersizleştirildiği, taşeronlaştırma, sözleşmeli, staj adı altında iş güvencesinin yok edildiği, çalışma haklarının “güvenlik soruşturmaları” keyfiyeti ile ellerinden alındığı bu dönemde sağlık emekçileri her an şiddet riski altında görevlerini yerine getirmeye çalışıyor.
Gece gündüz demeden, her gün her saat, bayramlarda ve tatillerde, kent merkezlerinden ücra köylere kadar her yerde sağlık hizmeti sunmaya çabalayan sağlık emekçileri son 7 yılda 91 binden fazla şiddet vakası yaşadı. Her saat birden fazla, her gün ise ortalama 40 sağlıkçı sözel ve/veya fiziksel şiddete maruz kalıyor; kimisi psikolojik olarak yıpranıyor, kimisi ağır yaralanıyor, kimisi ise yaşama gözlerini yumuyor. Şiddet uygulayanlar ise mahkemelerden sembolik bile denilemeyecek cezalar alıyor ya da serbest bırakılıyor. Siyasi iktidar ise haberlerde gündem olmuşsa veyahut ölümle sonuçlanmışsa şayet sadece açıklama yapmakla yetiniyor; şiddet ve mağduriyet karşısında caydırıcı adımlar atmaktan kaçındıkları gibi sağlıkçıları itibarsızlaştırarak emeklerini fiilen değersizleştiriyor.
Sağlıkta şiddet, ekonomik krizden, yoksulluktan, işsizlikten, anayasal hakların askıya alınmasından, sosyo-ekonomik kutuplaşmadan, siyasilerin ötekileştirici söylemlerinden, kısacası ülkenin içinde bulunduğu sosyal ve sınıfsal ikliminden bağımsız değildir. İş cinayetleri, kadın cinayetleri ve insan hakları ihlalleri incelendiği eşzamanlı olarak şiddet ikliminin sertleştiği görülecektir.
Biz; sağlık çalışanları sağlıkta şiddete ve buna yol açan sağlık politikalarına “ARTIK YETER!” diyoruz. Emeğimize ve mesleğimize sahip çıkacağımız mücadelemizle sağlıktaki şiddet iklimini sonlandırarak; görevimiz olan sağlık hizmetini şiddetsiz ve barışçıl bir ortamda, aldığımız bilimsel eğitimin gereklerini yerine getirerek ve halkımızın ihtiyaç duyacağı nitelik ve gereklilikte sunmayı başaracağız. Aldığımız eğitimin, bize yüklenen toplumsal ve kamusal sorumluluğu yerine getirecek, emeğimizin karşılığını alacağız!
Üyemiz olan ve üyemiz olmayan bütün sağlık çalışanlarıyla, emeklilerimizle, göreve başlatılmayan atama bekleyen genç meslektaşlarımızla ve geleceğimizi oluşturan her branştan tıp, hemşirelik, diş hekimliği, eczacılık, veteriner hekimlik, psikoloji, sosyal hizmetler ve sağlık bilimleri öğrencisi binlerce kardeşlerimizle birlikte; 15 Mart Pazar günü Ankara’da beyaz mitingde buluşacak ve bu ülkede sağlık ortamının şiddetten arındırılması için on binlerce sağlıkçı olarak tek bir sesle haykıracağız:
SAĞLIK’TA ŞİDDET SONA ERSİN!
- Sağlıkta şiddetin sona ermesi, sağlık emekçileri ile hastaların karşı karşıya gelmemesi için,
- Sağlık hizmeti sunumunda niceliğe değil, niteliğe önem verilmesi için,
- Mesleki değerlerin ve evrensel tıp etiği ilkelerinin korunması için,
- Bütün yurttaşlara eşit parasız bilimsel sağlık hizmeti sunulması için,
Sağlık ortamına dair öncelikli 5 talebimizi dile getireceğiz:
1) TTB’NİN HAZIRLADIĞI SAĞLIK EMEK VE MESLEK ÖRGÜTLERİNİN DESTEKLEDİĞİ “SAĞLIKTA ŞİDDET YASA TASARISI” MECLİS TARAFIMDAN HEMEN YASALAŞTIRILSIN
2) SAĞLIK HİZMETİ SUNARKEN YAŞANAN ŞİDDET İŞ YERİ KAZASI VE MESLEK HASTALIĞI OLARAK DEĞERLENDİRİLSİN
3) MUAYENE RANDEVULARI HASTAYA YETERLİ SÜRE AYRILACAK ŞEKİLDE DÜZENLENSİN
4) ACİL SERVİSLERDE SADECE ACİL HASTALARA HİZMET VERİLSİN
5) BİRİNCİ BASAMAK SAĞLIK HİZMETLERİ GÜÇLENDİRİLSİN, SEVK ZİNCİRİ UYGULAMASINA GEÇİLSİN
HEMEN ŞİMDİ!
BİZLER YAŞAMAK VE YAŞATMAK İSTİYORUZ!
TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ
ANKARA TABİP ODASI
ANKARA DİŞHEKİMLERİ ODASI
DEVRİMCİ SAĞLIK İŞ SENDİKASI ANKARA ŞUBESİ
SOSYAL HİZMET UZMANLARI DERNEĞİ ANKARA ŞUBESİ
SAĞLIK VE SOSYAL HİZMET EMEKÇİLERİ SENDİKASI ANKARA ŞUBESİ
TÜM RADYOLOJİ TEKNİSYENLERİ VE TEKNİKERLERİ DERNEĞİ
TÜRK PSİKOLOGLAR DERNEĞİ
ANKARA VETERİNER HEKİMLERİ ODASI
VETERİNER HEKİMLER DERNEĞİ