Basın Açıklaması
24 Mart 2022
Özelde Çalışan Hekimlerin Sorunları Büyüyor
24 Mart 2022
Özelde Çalışan Hekimlerin Sorunları Büyüyor
2020 yılında hekime yapılan başvurunun %42,2’si birinci basamak sağlık hizmeti veren kurumlara yapılırken, %57,8’i ikinci ve üçüncü basamak sağlık kurumlarına yapıldı. Kişi başı hekime başvuru sayısı 2019 yılında 9,8 iken %26,5 azalarak 7,2 oldu.
247.273.830’u aile hekimliklerine olmak üzere birinci basamak sağlık kurumlarına yapılan toplam başvuru 253.119.935 olarak gerçekleşti. Birinci basamakta kişi başına hekime başvuru 3.0 oldu.
75.433.870’i ( % 21.7 ) özel sağlık kurumlarına olmak üzere 347.141.196 başvuru ikinci ve üçüncü basamak sağlık kurumlarına yapılmış olup kişi başına hekime başvuru 4.2 olmuş ve bütün basamakların başvuru oranı ise 7.2 olmuştur.
171.259 olan toplam hekimin 30.683’ü ( 26.499 uzman hekim, 4.184 Pratisyen hekim ) özel sağlık kuruluşlarında çalışmaktadır. Bu da toplamın yaklaşık % 18’ini oluşturmaktadır.
AKP iktidarı döneminde neoliberal sağlık politikalarının daha kararlı uygulanmasıyla, sağlık hizmetlerindeki metalaşma hızlanmış, hasta tam anlamıyla müşteriye dönüşmüştür. Destek ve teşviklerle çok hızlı büyüyen özel sektör başvuru sayısı, 2002 ‘de 5.697.170 iken 2020’de 75.433.870’e çıkarak 13 kattan fazla artmıştır. Bu devasa iş yükünü sırtlanan özel sektör hekimleri ve sağlık çalışanları büyümeden aynı oranda yararlanamadıkları gibi gittikçe artan iş yükü ve sorunlarla boğuşmaktadır.
Sağlık Bakanlığı ve tıp fakültelerine bağlı hastanelerde çalışmakta iken, liyakatsiz idareciler, düşük ücretler, mobbing, şiddet, memuriyete son verme gibi gerekçelerle istifa eden, emekli olan, mecburi hizmeti biter bitmez kamu kurumundan ayrılıp özel sağlık hizmetlerinde çalışmaya bir anlamda mecbur bırakılan hekimleri çoğu zaman daha iyi koşullar beklememektedir.
Yetkililerin gerekli adımları atması için, özel sağlık hizmetlerinde çalışan hekimlerin sorunlarına bir kez daha dikkat çekmek istiyoruz.
* Öncelikli olarak hekimlere şirket kurdurulması, neredeyse tek çalışma biçimi olarak sözleşme önkoşulu olmuş durumda. SGK’lı ve kadrolu olarak çalışmanın getirdiği tazminat, ücretli izin ve rapor hakkı başta olmak üzere birçok hak kaybına yol açan bu durum sonlandırılmalı, buna paralel olarak, Aralık ayında Meclise getirilip geri çekilen yasada var olan, emekli olup çalışan hekimlerin maaş kesintisi son bulmalıdır.
* Bazı merkezlerde, özellikle taşeronlaştırılmış bölümler( acil servisler dahil ) başta olmak üzere ücretlerin geç ödenmesi önemli bir sorundur ve çözülmesi gerekir.
* SSK’lı olarak çalışan hekimlerin aldıkları maaş üzerinden/ tavandan primlerinin işveren tarafından yatırılması sağlanmalı, emekli olan BAĞ-KUR ve SSK hekimlerinin maaşı yoksulluk sınırının üzerine çıkarılmalıdır.
* 60 yaşından önce emekli olanlar için, tıp merkezlerinde olduğu gibi hastanelerde de kadro tanımlaması yapılmalıdır.
* Çoğu hastanede Cumartesi tüm gün çalışmanın mevcudiyeti önemli bir sorun olmaya devam etmekte, gün içinde yeterli dinlenme ve yemek arası olmaması insani sınırları zorlamaktadır.
* Poliklinik odasında hekime yardımcı olacak personel eksikliğinin yanında, poliklinik odalarının büyüklük ve havalandırma açısından yeterli olmaması, sağlık hizmetinin niteliğini olumsuz etkilemesinin yanında, çalışan ve hasta sağlığı açısından da önemli bir sorundur.
* Özellikle hekim dışı çalışanların gerek hastane içinde gerekse hastaneler arası sirkülasyonunun fazla oluşu, hizmetin niteliği ve sürekliliğini olumsuz yönde etkilemektedir.
* Malpraktis davalarının artması ve tazminat yüksekliği, hekimleri yüksek riskli operasyonları yapma konusunda tereddütte sokarken, cerrahi branşların tercih edilmeyen, boşta kalan bölümler olmasına neden olmaktadır.
* Acil servislerde yeterli olmayan nöbet ücretleri, tatil ve bayram gibi farklı ücretlendirilmesi gereken günlerin normal nöbet gibi değerlendirilmesi, ulusal ve uluslararası yasalara aykırı, sömürüyü artırıcı bir durum oluşturmaktadır.
* Nöbetin 24 saat kesintisiz olması nedeniyle yemek, dinlenme ve diğer ihtiyaçlar için belirli bir zamanın olamaması nedeniyle, nöbetlerin en az iki hekimle tutulması sağlanmalıdır.
* Acil hekimine kat hekimliği, evde bakım gibi görevi olmayan hizmetler verilmemelidir.
* Şiddetin en çok yaşandığı acil servislerde güvenli çalışma ortamları sağlanmalıdır.
* Kadro ve sabit bir maaşın olmaması, her hastanenin acil servis imkânlarının, çalışma koşullarının değişiklik göstermesi, hekimlerin çok sık hastane değiştirmesine neden olmaktadır. Bu nedenle kadrolu, iş güvenceli bir çalışmanın yaşama geçirilmesi gerekmektedir.
Hekimler ve sağlık çalışanları aleyhine gittikçe derinleşen sorunların bir an önce gerekli adımların atılmasıyla çözüme kavuşturulmasını talep ediyoruz.
Ankara Tabip Odası Özel Hekimlik Komisyonu