Ortak Basın Açıklaması
14 Mart 2022
Bugün 14 Mart Tıp Bayramı. Bugünü bayram tadında geçirmemiz gerekirken, yine haklarımız için mücadele ediyoruz ve ne yazık ki yine G(ö)REV'deyiz…
Toplum sağlığını öncelemeyen, sağlıksızlığa neden olan sağlık politikaları uygulayan bu sistem; ne bizim emeğimizi ne de toplumun sağlığını umursamaktadır. Pandemi sürecinde salgın biliminin gereklerini yerine getirmeyen, salgını değil algıyı yöneteler; binlerce insanımızın, yüzlerce hekimin ve sağlık çalışanının yaşamını yitirmesini umursamadan tekrar tekrar şehir hastanelerine güzellemeler yaptılar.
Bu süreçte yoğun ve özverili çalışmamıza rağmen bizleri değersizleştiren, ötekileştiren ve emeğimizi görmezden gelenlere şöyle haykırdık; sağlıklı bir gelecek ellerimizde, yüzyıllardır bu topraklarda sağlık hizmeti sunuyoruz. Demokratik bir ülke, sağlıklı bir toplum, emeğimizin hakkı ve geleceğimiz için mücadele ediyoruz; bir yere gitmiyoruz; buradaydık, buradayız ve burada kalacağız.
Beyaz Yürüyüş, Beyaz Forum, Beyaz Nöbetlerle acil taleplerimizin karşılanması, sözümüze kulak verilmesi için defalarca haykırdık. Bilmenizi isteriz ki siz emeğimizi-bizleri görmezden gelmeye devam ettikçe; bizler de tüm haklılığımızla sizin karşınızda durmaya, emeğimize, geleceğimize sahip çıkmaya devam edeceğiz. 15 Aralık’ta ve 8 Şubat’taki Beyaz G(ö)REV’ler de olduğu gibi bugün de Üniversite Hastanelerinde, 2. basamakta, aile sağlık merkezlerinde Türkiye’nin dört bir yanında tüm sağlık kuruluşlarında emeğimize sahip çıkıyoruz.
Bizleri mutsuz, hastaları mağdur eden; sağlığı ticarete, hastaları müşteriye, hastaneleri ticarethanelere dönüştüren ve özel sağlık kuruluşlarında sağlık emekçilerini güvencesiz ve uzun çalışma koşullarına mahkum eden sağlık politikaları iflas etmiştir. Bizleri sağlık hizmeti veremez hale getiren bu çalışma koşullarının artık sürdürülemez olduğunu bir kez daha ifade ediyoruz. Emeğimizin karşılığını alamadan her geçen gün umutsuzluğa sürüklenirken, tüm bu yaşadıklarımızın kader olmadığını biliyoruz.
Emeğimizin karşılığını alamadığımız bu çalışma koşullarına, sağlık alanında yaşanan şiddete tek bir gün bile tahammülümüz kalmadı.
Oyalama istemiyoruz,
Daha fazlasını değil, yalnızca hakkımız olanı istiyoruz.
Şiddetin olmadığı güvenli çalışma alanları istiyoruz.
Bilimsel bilgi üreten özerk üniversiteler istiyoruz.
Temel görevi eğitim almak olan asistan arkadaşlarımızın uzun çalışma koşulları altında ezilmediği, nitelikli eğitim alabilecekleri akademik ortamlar istiyoruz.
Bölge tabanlı, koruyucu sağlık hizmetlerini önceleyen, kamuya ait binalarda birinci basamak sağlık hizmeti sunulmasını ve aile sağlığı merkezlerinde çalışan hekimlerin üzerindeki baskıların kaldırılması istiyoruz.
Sağlık sistemi ve kurumsal sorunlar kaynaklı malpraktis baskısı altında ezilmediğimiz çalışma koşulları istiyoruz.
İnsanca yaşayacağımız, emekliliğimize yansıyan performansa dayalı olmayan güvenceli bir gelir istiyoruz.
Hastalarımıza en az 20 dakika muayene süresi ayırabileceğimiz, hastaların aylarca randevu sırası beklemediği, sevk zincirinin uygulandığı basamaklandırılmış sağlık hizmeti sunmak istiyoruz.
En az OECD ülke ortalamaları kadar sağlık emek gücünün kadrolu ve güvenceli istihdam edilmesini istiyoruz.
Yaşama adanmış bir mesleğin onurlu mensupları olarak hakkımızın gasp edilmesine, kötü çalışma koşullarına, sefalet ücretlerine karşı “Sağlıklı Bir Gelecek Ellerimizde, Emek Bizim Söz Bizim” diyerek mücadele etmeye devam edeceğiz. Bu haklı ve onurlu mücadelemizde; bütün hastalarımızın, toplumun desteğini bekliyor; sağlığımıza birlikte sahip çıkmaya davet ediyoruz.
Ankara Tabip Odası
Ankara Dişhekimleri Odası
Sağlık ve Sosyal Hizmetleri Sendikası Ankara Şubesi
Devrimci Sağlık İş
Birlik ve Dayanışma Sendikası
Ankara Aile Hekimleri Derneği