07 Ağustos 2014
Filistin’e Yönelik İsrail Saldirilarini Protesto Ediyoruz
İsrail ordusunun Gazze’ye yönelik saldırıları sonucunda yaklaşık iki bin Filistinli yaşamını kaybetti. İsrail devleti, tarihi boyunca yaptığı gibi bir kez daha sivilleri hedef aldı, binlerce insan öldürüldü, yaralandı, on binlercesinin ocaklarına ateş düştü. İsrail devleti, Birleşmiş Milletlere ait okulları, hastaneleri bombalayacak kadar gözü dönmüş bir terör harekatı ile kan dökmeye devam ediyor.
İsrail işgali ve kuşatması Filistin halkına çok ağır bedeller ödetti. Milyonlarca Filistinli ülkesinden uzakta, mülteci olarak yaşıyor. Filistinlilerin neredeyse üçte ikisi işsiz, yarısından fazlası günde 2 dolardan az bir gelirle yaşamını sürdürmeye çalışıyor. İsrail devletinin kontrol noktalarında insanlar aşağılanarak bekletiliyor, işkence yapılıyor, kurşunlanıyorlar. İsrail ordusu Gazze’de bölgenin çok kısıtlı sivil altyapısını da yerle bir ediyor. Tüm bu insanlık dışı eylemler, başta ABD olmak üzere emperyalist güçlerin desteği ile hayata geçiriliyor.
Geçtiğimiz günlerde Pentagon’un İsrail’e cephane sevkiyatı yapacağı duyuruldu. Bu da yetmedi, ABD Senatosu İsrail’e füze savunma sistemini yenilemesi için 225 milyon dolar verme kararı aldı.
İşte bu açık işbirliği nedeniyle, Filistin’de İsrail’e “dur!” demek, bölgedeki emperyalist saldırganlığa “hayır” demektir. Onurlu Filistin halkının yanında olmak, emperyalizme karşı yoksul Ortadoğu halklarının safında olmaktır. Bugün “Diren Filistin” demek aynı zamanda “Diren Rojava” demektir, “Diren Şengal” demektir. Çünkü Ortadoğu’da İsrail’e benzer biçimde kendinden olmayan herkesi düşman gören bir başka güç de kendine Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) diyen çetedir. Onlar da bugün Irak’ta ve Suriye’de kendinden olmayan herkesi sivil demeden, çocuk demeden, kadın demeden katletmektedir.
Ortadoğu halkları emperyalizmin kendilerini mahkum etmek istediği bu barbarlığa, bu karanlığa mahkum olmayacaktır! Türkiye halklarının yüreği direnen halkların yanındadır!
Türkiye Cumhuriyetini yönetenlerin Ortadoğu politikaları ise iflas etmiştir. İsrail’i kınamak dışında hiçbir gerçek yaptırım uygulanamamakta, AKP iktidarı hamasi söylevlerle bu aczi örtmeye çalışmaktadır.
Devletin en tepesindekilerin çocukları İsrail ile ticari ilişkilerini geliştirirken, “van münit” tarzı açıklamalar yapmak sadece samimiyetsiz değil aynı zamanda ciddiyetsizdir.
İsrail’in OECD üyeliğine vetoyu kaldıran AKP hükümeti döneminde Türkiye İsrail’in en çok ithalat yaptığı dördüncü ülke pozisyonuna gelmiştir. Türkiye İsrail’in en büyük beşinci ticari partneri olarak dünyanın en gelişmiş ekonomilerini geride bırakmıştır.
Yine iktidarı döneminde Kürecik’te açılan radar üssü ile İsrail’e NATO kanalları üzerinden istihbarat desteği sağlayan AKP hükümetidir.
Kendi yurttaşları 10 Haziran’dan beri IŞİD adı verilen çetenin elinde rehinken, serbest bırakılmalarını temenni etmekle yetinen bir hükümetin, İsrail’e karşı hamasi sözlerinin de Ortadoğu halkları gözünde hiçbir inandırıcılığı yoktur.
Türkiye Cumhuriyeti’ni yönetenlerin İsrail ile ticari, askeri ve diplomatik ilişkileri aynı biçimde sürdürmekteki ısrarını kınıyoruz.
Filistin halkına yönelik bu soykırım boyutundaki katliamların durdurulması için, Türkiye bir an önce İsrail ile tüm askeri anlaşmaları iptal etmeli, Ortadoğu halklarına karşı kullanılan askeri üsler kapatılmalıdır!
Uluslararası düzeyde de yapılacaklar bellidir: Acilen İsrail işgaline son verilmelidir. Filistin halkına yönelik bir soykırım girişimi olan ambargo derhal sona ermelidir. Bu acil adımların atılmasını engelleyen, hatta İsrail’e somut yaptırımlar uygulamayan her hükümet İsrail’in suç ortağıdır!
Ve direnen Ortadoğu halklarına sesleniyoruz: Diren Filistin! Diren Rojava! Diren Şengal!
Yalnız değilsiniz. Türkiye’de işçiler, emekçiler direnen Ortadoğu halklarının yanında olmaya devam edecek!
Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Türk Tabipleri Birliği (TTB)
Türk Mühendis ve Mimarlar Odaları Birliği (TMMOB) Ankara Tabip Odası (ATO)