14 Mayıs 2014
Kömür Karası Değil Yüz Karası!
Manisa’nın Soma ilçesindeki Soma Holding’e bağlı Soma Kömürleri Ocağında dün öğleden sonra gerçekleşen trafo patlaması sonucunda yüzlerce maden işçisi kardeşimizi yitirmiş bulunuyoruz. 1992 yılındaki Kozlu grizu faciasından sonra ülke tarihinin tanık olduğu en büyük maden kazası ve iş cinayeti ile karşı karşıyayız. Enerji Bakanı ve yetkililer yitirdiğimiz canları saklamaya çalışsa da acı gerçek ne yazık ki ortaya çıktı: 205 maden işçisi hayatını kaybetti ve bu rakam daha da artabilir. Çünkü her geçen dakika toprağın yüzlerce, binlerce metre altındaki maden işçilerinin hayatta kalma mücadelesi şiddetleniyor. 787 maden işçisi günışığına, eşine, çocuklarına, sevdiklerine kavuşmayı bekliyor.
Katliamın sorumluları belli
Doymak bilmeyen patronlar, onları besleyen hükümet ve sömürü hırsı!
Bu hırs öyle bir boyuta ulaştı ki, Soma Holding’in sahibi Alp Gürkan gazetelere verdiği demeçlerde “Gerek biz gerek diğer şirketler kar etmesek bu işe girmezdik” demiş ve Türkiye Kömür İşletmeleri’nin 130-140 dolara mal ettiği kömürün tonunu 23 dolara çıkartmalarıyla övünmüştü. Soma’daki maden ocaklarında meydana gelen iş kazalarına ilişkin muhalefet partileri tarafından verilen araştırma önergeleri ise Meclis Genel Kurulu’nda AKP milletvekillerinin oylarıyla reddedilmişti. Demek ki birileri maliyetlerini sıfırlarken işçilerin canlarını da sıfırlıyordu ve bunun bilinmesi istenmiyordu.
On beş!
Yitirdiğimiz 205 canın arasında ne acıdır ki 15 yaşında bir çocuk da var. Yetkililere sormak istiyoruz:
Geçtiğimiz yıl 13 yaşında pres makinasına sıkışıp can veren akranı gibi madende can veren bu çocuğumuzun ölümüne de “kader” diyebilecek misiniz?
Berkin’in ölümünün ardından 15 yaşındaki bir çocuğun sokakta ne aradığını sormuştunuz. Oysa bu yaştaki her çocuk ekmek almaya gönderilebilir ve yine ne acıdır ki, ülkemizde bazen geri dönemeyebilir. Siz, 15 yaşında bir çocuğun madende ne işi olduğu sorusuna yanıt verebilecek misiniz?
Yastayız…
Çok açıktır ki yaşanan bu katliamın sorumlusu, güvencesiz çalıştırmayı yaygınlaştıran, işçi sağlığını bir maliyet unsuru olarak gören sermaye ve AKP Hükümetidir.
Ankara Tabip Odası olarak, Soma’da yaşanan katliamın yaralarını sarmak ve olağandışı bir ihtiyaç haline gelen acil sağlık hizmeti talebini karşılamak üzere olayı haber alır almaz ilçeye ulaşan meslektaşlarımızın yanındayız.
Katliamda yaşamını yitiren tüm yurttaşlarımızın ailelerine başsağlığı diliyoruz. Basına ve kamuoyuna saygılarımızla duyururuz.
Ankara Tabip Odası Yönetim Kurulu