İnsan eliyle yaratılan tahribat nedeniyle, gittikçe artan oranda afetle(!) karşılaşıyoruz ve insanlarımız ölüyor. İki gün önce Giresun’da yaşanan sel felaketi nedeniyle ölen yurttaşlarımız için başsağlığı, yaralılara acil şifalar diliyor, kayıpların biran önce bulunmasını umuyoruz.

Doğal yaşam alanlarına göz diken, Karadeniz’in en küçük deresine dahi HES yapan, ranta göz yuman, teşvik eden anlayıştan vazgeçilmelidir. Ülkemizin her karışında toprağına, suyuna sahip çıkan, direnen, yerlerde sürüklenen köylü görüntüleri her gün yaşanır oldu. Taş ocakları, maden ocakları, HES, JES, Nükleer santral, yol gibi doğayı tahrip eden, çevresini yaşanmaz kılan, yüzlerce binlerce yıldır oralarda oturan, o suları içen, ürettikleriyle var olan insanlarımızın yaşam alanları yok ediliyor, kendi topraklarına yabancılaştırılıyor, varlık nedenleri ortadan kaldırılıyor.

Biran önce ekolojiyi gözeten, doğayla barışık, rantı değil insanı önceleyen yönetim anlayışına ihtiyacımız var. Bu topraklar şu anda üzerinde yaşayan 84 milyon insan ve bütün canlılar ile gelecekte yaşayacak olan nesillerin ortak değeridir. Bu değeri korumanın ötesinde gelecek kuşaklara daha verimli, daha yaşanabilir bırakmak görevimizdir.

Ankara Tabip Odası olarak felaketin yaşandığı Giresun halkının ve sağlık çalışanlarının yanında olduğumuzu, elimizden gelen her türlü katkı ve desteği vereceğimizi belirterek başsağlığı ve geçmiş olsun dileklerimizi iletiyor, Giresun’un yaralarının hızlıca sarılabilmesi için acilen afet bölgesi ilan edilmesini bekliyoruz.

Ankara Tabip Odası Yönetim Kurulu