Ankara Tabip Odası Yönetim Kurulu ve Kadın Komisyonu, siyasi iktidarın kadın bedenine ve üreme sağlığına yönelik cinsiyetçi söylemlerine ilişkin açıklama yaptı.
Ankara Tabip Odası Basın Açıklaması
Hayatları ve Sağlıkları Hakkında Karar Kadınların!
7 Haziran 2016
Siyasi iktidar bir süredir kadınların kaç çocuk doğuracaklarına ve bunu hangi yolla yapacaklarına karar veriyor. ‘Anneliği reddeden kadın, evini çekip çevirmeyen kadın eksiktir yarımdır fetvaları veriliyor. Bir yandan da kürtaj ve sezaryan kriminalize edilmeye çalışılıyor. Kadın bedenini denetleme ve cinselliğini kısıtlama çabaları doğum kontrolünü dini gerekçelerle yasaklamaya kadar varmış durumda.
Yani kadınların sevişirken korunup korunmayacaklarına siyasi otorite karar veriyor. Kadınlara sahip oldukları ya da olmadıkları çocuk kadar değer biçiliyor.
Tıp profesyonelleri ve kadınlar olarak endişeyle izliyoruz.
Sağlık Bakanlığı ise kavramları ve kafaları karıştırmayı amaçlıyor. Bir kez daha tane tane anlatmayı deneyeceğiz:
"Üreme sağlığı (ÜS), yalnızca üreme sistemi, işlevleri ve süreci ile ilgili hastalık ve sakatlığın olmaması değil, üreme sistemi, işlevleri ve süreci ile ilgili fiziksel, zihinsel ve sosyal açıdan tam bir iyilik halidir." Bu tanım, ilk kez Kahire'de 1994 yılında Dünya Nüfus ve Kalkınma Konferansı'nda ifade edilmiş ve kabul görmüştür.
Üreme sağlığı ile ilgili haklar, ulusal yasalarda ve uluslararası insan hakları bildirgelerinde benimsenmiş haklardır. Bütün çiftlerin ve bireylerin, çocuklarının sayısına, doğum aralığına ve zamanlamasına özgürce karar verme, bunu yapabilecek bilgiye sahip olma ve Üreme Sağlığında en yüksek standartlara ulaşma hakkı bulunmaktadır. İnsan Hakları Bildirgesi'nde belirtildiği gibi, tüm insanların ayrımcılık, baskı ve şiddete maruz kalmadan kendileri için üreme ile ilgili konularda karar verme hakkı da bu haklara dahildir. Bu hakların sorumlu biçimde kullanılmaları için hükümetler ve toplumlar gerekli önlemleri almakla yükümlüdür.
Kısaca üreme sağlığı kavramı, zorla kısırlaştırmayı içermediği gibi, kontrasepsiyona (doğum kontrolüne) ulaşmanın yasaklanmasını da reddeder.
Siyasi otoriteyi kadınların cinselliklerine odaklanmak yerine acilen aşağıdaki hakları garanti altına almaya davet ediyoruz:
- Eşit işe eşit ücret kazanma fırsatı yoluyla ekonomik güvenlik hakkı
- Herkes için güvenli işyeri ve çevre hakkı,
- Yeterli sayıda ve ucuz çocuk bakım hizmetlerine erişim hakkı;
- Düşüğe, ücretsiz ve bilgilendirilmiş doğum kontrolü yöntemi seçimine ve diğer üreme sağlığı yöntemlerine erişim hakkı;
- Cinsellik eğitimine ulaşma hakkı;
- Sadece doğum kontrolünün güvenliğini sağlamak için değil, temel bir insan hakkı olarak nitelikli sağlık bakımına ulaşma hakkı;
- Nasıl doğum yapacağını seçme hakkı;
- Şiddetin her türlüsünden uzak olma hakkı;
- Kadınlara yönelik ayrımcılığın her biçiminin ortadan kaldırılarak kadınların kendi doğurganlıkları üzerinde söz sahibi olmalarının sağlanması;
- Erkeklerin çocuk bakımı, ev işleri ve doğum kontrolünde eşit şekilde katılım sağlaması, diğer bir ifade ile sorumlulukların eşit paylaşımı.
Siyasi iktidara düşen kadın bedeni ve cinselliği ile ilgili denetleme ve yasaklar koymak değil, kadınlara yönelik fiziksel ve cinsel şiddeti önlemek, doğum kontrolüne ulaşılamadığında oluşacak sağlık risklerini önlemek, çocukların cinsel istismarının, çocuk yaşta zorla evlendirilmelerin önüne geçecek önlemler almaktır.
Elinizi bedenimizden çekin!
Ankara Tabip Odası Yönetim Kurulu
Ankara Tabip Odası Kadın Komisyonu