Dünya Hekimler Birliği’nin açlık grevcileri hakkındaki Malta Bildirgesi’nde (1991 tarihli) açlık grevcisi; “zihinsel olarak ehliyetli, açlık grevine kendi iradesiyle karar vermiş, bu nedenle belirli bir zaman için yiyecek ve/veya sıvı almayı reddeden kişidir” şeklinde tanımlanmıştır.
Malta Bildirgesi, açlık grevcilerinin takip ve tedavisiile uğraşan hekimlere yol gösterici, anayasa niteliğinde bir belgedir. Açlık Grevleri Konusunda Malta Bildirgesi’nin 21. maddesinde de; “Kişinin yararına olduğu düşünülse bile; tehdit, zorlama, güç kullanımı veya fiziksel kısıtlamalarla beslemenin, insanlık dışı ve onur kırıcı bir tedavi biçimi” olduğu belirtilmektedir.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi‘nin de emsal kararlarıyla : “Açlık grevindeki kişinin özellikle
bilincinin açık olduğu durumlarda, hayatî tehlikenin varlığı öne sürülerek, kendi istemi dışında, zorla beslenmesi ya da tedavi edilmesinin onur kırıcı nitelikte olacağı belirtilmiştir.
Biyoloji Ve Tıbbın Uygulanması Bakımından İnsan Hakları Ve İnsan Haysiyetinin Korunması Sözleşmesi’nin, öncelikle temel insan hakları sözleşme ve bildirgeleri göz önüne alınarak, “insana, hem birey, hem de insan türünün bir üyesi olarak saygı gösterilmesi gerekliliğine inanarak ve insan onurunu güvence altına almanın önemini kabul ederek” hazırlandığı belirtilen ilgili maddeleri şöyledir;
Madde 5- (Genel Kural)
Sağlık alanında herhangi bir müdahale ilgili kişinin bu müdahaleye özgürce ve bilgilendirilmiş bir şekilde muvafakat etmesinden sonra yapılabilir. Bu kişiye, önceden, müdahalenin amacı ve niteliği ile sonuçları ve tehlikeleri hakkında uygun bilgiler verilecektir. İlgili kişi, muvafakatini her zaman, serbestçe geri alabilir.
Madde 9- (Önceden Açıklanmış İstek)
Müdahale sırasında isteğini açıklayabilecek bir durumda bulunmayan bir hastanın, tıbbi müdahale ile ilgili olarak önceden açıklamış olduğu istekler göz önüne alınacaktır.
Açlık Grevi ve/veya Ölüm Orucuna Katılan Kişiyi İlk
Kez“Bilinci Kapalı” Olarak Sağlık Kuruluşunda Gören
Hekimin Sorumlulukları Nelerdir?
Kararlarını verebilecek zihinsel yeterliği olan, özgür iradesiyle hareket eden kişiye, istemi dışında zorla besleme veya tıbbi girişimde bulunulamayacağı açıktır. Sorun daha çok, hastanın bilinç durumunun bozulduğu, karar verme yeterliğini yitirdiği andan sonra ne yapılacağına ilişkindir.
Aydınlatılmış onamın olmadığı ve/veya temin edilemediği durumda ne yapılacağı çok sayıdaki uluslar arası metinde düzenlenmiştir:
Lizbon Bildirgesi;
Hastanın bilinci kapalıysa veya iradesini ifade edebilme durumunda değilse, hastanın aydınlatılmış onamı mümkün olan her durumda yasal temsilcisinden alınmalıdır.Yasal bir temsilcinin olmadığı ve acil tıbbi müdahalenin gerektiği durumlarda, daha önceden hastanın bu müdahaleye onam vermeyi reddettiğini gösteren bir ifadesi yoksa hastanın onamı verdiği varsayılarak tıbbi müdahale yapılabilir.
Malta Bildirgesi;
17.Madde: Hekim takibe başladığında, grevci zihinsel yeterliliğini yitirmiş olabilir. Bu durumda tıbbi müdahale konusunda kişinin isteklerini tartışma olanağı yoktur. Grevci tarafından belirtilmiş ileriye yönelik her talimat dikkate alınmalı, gönüllü olarak alınmış ileriye yönelik tedavi reddi isteğine saygı gösterilmelidir.
Bu nedenle hekim, öncelikle aydınlatılmış onamının ve/veya “önceden açıklamış olduğu isteklerin neler olduğunu” araştıracak, sözlü ve yazılı onamının bulunmaması halinde gerekirse hekimi, avukatı, ailesi, arkadaşları ile görüşüp isteğinin/talimatının ortaya çıkarılmasına çabalayacak ve kanuni temsilcisinin iznini alacaktır.
Ancak ve ancak bunların hiçbirinin olmadığı, kişinin iradesinin/isteğinin açıklığa kavuşturulmadığı durumda Malta Bildirgesi’nin 18. Maddesi işletilebilir.“Kişiyle görüşme hiçbir şekilde mümkün olmamışsa ve önceden verilen hiçbir talimat yoksa hekimler kişinin yararına en uygun olanın ne olduğu yönündeki yargılarına göre hareket etmelidirler. Açlık grevcilerinin önceki isteklerinin ne olduğuna dair hiçbir kanıt yoksa hekimler, üçüncü tarafların müdahalesi olmaksızın, besleyip beslememeye karar vermelidir.”
Bu uluslar arası belgeler ve bilgilendirmeler ile birlikte, Ankara Tabip Odası olarak daima sağlığın ve yaşamın devamından yana olduğumuzu, insan sağlığının ve hayatının her şeyin üstünde olduğunu hatırlatma sorumluluğumuzu bildirmek isteriz.
Ankara Tabip Odası
Kaynaklar:
-World Medical Association Declaration of Malta on hunger
Strikers
-World Medical Association Declaration on therights of the patient
(LisbonDeclaration).)