İzmir Torbalı İlçe Sağlık Müdürü Dr. Mehmet Park ve Torbalı Devlet Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Dr. Harun Gülcemal’in eşi Hatice Gülcemal 29 Aralık 2019’da akşam saatlerinde evlerinde uğradıkları silahlı saldırı sonucu yaşamını kaybetti. Hırsızlık ve gasp amaçlı olduğu düşünülen saldırıda Dr. Vildan Park ve Dr. Harun Gülcemal de yaralandı.
Bu vahim olayın kesin sebebi bilinmemekle birlikte toplumsal şiddetin giderek ivme kazandığı, her gün ülkemizde onlarca canı aramızdan aldığı bir gerçektir. Bireysel silahlanmanın kolay olması, cezasızlığın her alanda politik bir tutum haline gelmesi, basın yayın kuruluşları aracılığıyla şiddetin kanıksanması ve yaygınlaştırılması, eril iktidarın ve yöneticilerin şiddet içeren konuşma ve davranışlarının artması, toplum tarafından onay almamış politik kararların üstenci söylem ve kararlarla uygulanması, şiddet iklimini besleyen ve büyüten en önemli faktörlerdendir.
Şiddet toplumun her alanındadır: Erkek şiddeti sonucunda her gün bir kadın katledilirken, her gün ortalama 4 veya 5 işçi iş cinayetlerinde yaşamını yitirmekte, sağlık alanında ise her gün ortalama sözlü veya fiziksel 40 şiddet vakası yaşanmaktadır.Bu cinayetlerin ve şiddetin sistematik olarak devam etmesi ülkenin içine sürüklendiği politik ortamdan bağımsız değildir.
Yaşamdan ve yaşatmaktan yana olan hekimler olarak defalarca haykırdık: “Hastaneler, aile sağlığı merkezleri her an bir arkadaşımızı daha kaybedebileceğimiz güvensiz çalışma alanlarına dönüşmüştür. Sağlıkta Şiddeti Önleme Yasasının geciktirilmesi sağlık alanında şiddete davetiye çıkarmaktadır.TTB’nin hazırladığı şiddeti önlemeye yönelik yasa tasarısı derhal yasalaşarak şiddet uygulayanlara hapis cezası ile birlikte önleyici ve caydırıcı önlemler hayata geçirilmelidir.” dedik.
Ne var ki, Sağlık Bakanlığı ve hükümet, sağlık örgütlerinin ve sağlık emekçilerinin önerilerine kulaklarını tıkayarak şiddetin kazandığı ivmeyi görmezden gelmiş ve sağlık kurumlarında seri cinayet dehşetine doğrudan veya dolaylı zemin hazırlamıştır. Kamu otoritesi sağlıkta şiddete ilişkin taleplerimizi ciddiye almadığı gibi şiddeti körükleyecek piyasacı sağlık taleplerine yönelik sağlık politikalarından vazgeçmemiş (Şehir Hastaneler, artmış acil yükü, aile hekimlerinin artan iş yükü…), bunun yanı sıra şiddete yönelik çözüm taleplerimizi etkisiz, palyatif çözümler ile geçiştirmiştir.
Son olarak İzmir Torbalı’da yaşanan korkunç seri cinayetler sağlık çalışanlarının nasıl güvenliksiz ortamlarda hizmet verdiğini, şiddet vakalarının ne kadar ciddi olduğunu, hatta artık en özel alanlarımız olan evlerimize kadar girdiğini ve etkili çözümün caydırıcı yasaların devreye sokulmasından ve bu konuda meslek örgütleri ile iş birliği yapılmasından geçtiğini hepimize büyük acı yaşatarak bir kez daha göstermiştir.
Hekimlere, hemşirelere, teknikerlere, taşeron işçilere; kısacası tüm sağlık emekçilerine yönelik şiddeti ve cinayetleri kınıyor, meslektaşlarımıza rahmet, ailelerine baş sağlığı diliyoruz. Artık gelinen noktada, şiddetin çözümüne yönelik eylemsel olarak yapabileceklerimizi yapmaya hazır olduğumuzu ifade ederek tüm yetkilileri uyarıyoruz! Artık bir sağlıkçının daha eksilmesine tahammülümüz kalmadı.
Ankara Tabip Odası
Yönetim Kurulu