Ankara Tabip Odası’nın öncülüğünde düzenlenen “Barış Konuşmaları” etkinliği 14 Eylül 2019 Cumartesi günü TTB Merkez Binasında gerçekleştirildi.
Ankara Tabip Odası Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Vedat Bulut’un moderatörlüğünde yapılan ilk oturumda TTB Genel Sekreteri Dr. Bülent Nazım Yılmaz “TTB Mücadele Tarihi ve Barış” başlıklı bir sunum yaptı. Dr. Yılmaz TTB’nin tüm baskılara rağmen Türkiye’de barışı, özgürlüğü ve demokratik hakları korumada önder bir kurum olduğunu belirtti.
Dr. Yılmaz, iyi hekimlik mücadelesi içinde hekimlerin çalışma koşullarının düzeltilmesinden, özlük hakları için mücadele edilmesine, hastanedeki nöbet odalarının iyileştirilmesinden örgütlenmeye kadar birçok talep yattığı gibi demokrasi, eşitlik ve barış mücadelesini de bu mücadelenin önemli parçaları saymak gerektiğini aktardı.
Ettibba Odalarının kuruluşundan bu yana hekimlerin gündeminde savaş karşıtlığı olduğunu hatırlatarak TTB barış mücadelesinin önemli duraklarını aktaran Dr. Yılmaz TTB’nin en temel gücünün iyi hekimlik mücadelesi ile sağlık ve yaşam hakkı mücadelesini birleştirmesinden kaynaklandığını söyledi.
Ankara Barosu İnsan Hakları Merkezi Üyesi Avukat Mesut Özer de “Barış Hakkı” başlıklı bir sunum yaptı. Anayasa da tanımlı haklar konusunda kısa bir açıklama yapan Özer, bu haklar çerçevesinde bireylerin savaş istememe hakkı olduğunu belirtti. Barış yanlılarının seslerini savaş yanlıları kadar gür çıkaramadığına dikkati çeken Özer, barış içinde yaşamanın ve barış hakkı talep etmenin hiçbir şekilde yargılanamayacağını dile getirdi.
Verilen aranın ardından Dr. Sibel Perçinel’in moderatörlüğünde ikinci oturuma geçildi. Barış Akademisyeni Nejla Kurul “Barış Kültürünü İnşa Etmede Entelektüelin ve Üniversitenin İşlevi” başlıklı bir konuşma yaptı. Kurul, aydın olarak tabir edilen kişilerin en temel görevinin korkusuzca barışı savunmak olduğunu söyledi.
Barış Akademisyeni Dr. Onur Hamzaoğlu da “Halkların Sağlığı İçin Barış” başlıklı sunumunda savaşın, özellikle kadın ve çocuklar olmak üzere siviller üzerindeki yıkıcı etkisini ortaya koydu. Dr. Hamzaoğlu 1700’lü yıllarda savaşlarda çoğunlukla askerlerin öldüğünü ama tarih bugüne yaklaştıkça ölenlerin sayısının askerlerden çok sivillere doğru kaymaya başladığını kaydederek son 40 yılda savaşlarda ölen 30 milyon insanın sadece 3 milyonunun asker geri kalanının sivil olduğunu belirtti. Savaşlarda her bir asker ölümüne karşılık bir kişinin silahla öldüğü bunun yanında 14-15 sivilin de açlık, susuzluk, bulaşıcı hastalık gibi sebeplerle hayatını kaybettiğini aktaran Dr. Hamzaoğlu 1 hafta içinde dünyada tüm silahları susturarak 5580-6720 insanın ölümünü ya da 13.440-16.800 insanın sakat kalmasını engellemenin mümkün olduğunu söyledi.
Konuşmaların ardından yapılan forumda tüm katılımcılar savaş ve şiddet koşullarını lanetleyerek barışa yönelik mücadelenin çok katmanlı olması gerektiğini dile getirdiler