29.03.2019 (Cuma) tarihinde İzmir’in Bornova ilçesinde bir ASM’deki hekim arkadaşımız, meslek ilkelerine uygun davrandığı için hasta yakınları tarafından canına kast edecek şekilde hunharca darp edildi.
Son yıllarda hayatından endişe ederek güvencesiz ortamlarda hizmet veren sağlık çalışanlarının durumu, kendileri söz konusu olduğunda zırhlı makam araçları ve güvenlik ordusu gibi tüm imkanları kullanan siyasi erk tarafından görmezden gelinmektedir. Geldiğimiz noktada; sağlık çalışanları, sağlık hizmeti sunumu sırasında temel ilke olan “önce zarar verme” durumundan şiddet görme durumuna evrildi. Bu şiddet görme kaygısı, mesleki özerkliğimizi zedeleyerek, sağlık çalışanları üzerinde baskı ve kontrol aygıtı olarak işlemektedir. Kendi koyduğu kuralı ( hastanın kendisi olmadan reçete ve rapor yazılmayacağı vb gibi) dahi savunmaktan aciz olan Sağlık Bakanlığının, aslında bu kontrol ve baskı aracı ile uyguladığı sağlık politikalarını sağlık çalışanlarına kabul ettirdiğinin farkındayız. Devlet ise çalışanını korumaktan aciz olup bu amaçla çıkarıldığı iddia edilen 7151 Sayılı şiddet yasası ise çözüm olmaktan çok uzaktadır.
Her gün ortalama 30 sağlık çalışanının şiddete uğradığı düşünülürse, şiddetin ulaştığı vahim boyut kelimelerle anlatılacak düzeyi çoktan geçmiştir. Devasa hastaneler ve hasta sayısında artış ile övünen Sağlık Bakanlığı çalışma şartlarını düzenlemeden iş yükünü artırmış ve kışkırtılmış sağlık talepleri karşısında tükenen sağlıkçılar adeta şiddete hedef hale getirilmiştir.
Neredeyse rutinleşen sağlıkta şiddet haberleri sağlıkçıların hizmet sunmaya çalıştıkları vahşet düzeni değişmedikçe ve siddeti cezalandırma amaçlı ağır yaptırımlar uygulanmadıkça devam edecektir.
Talebimiz çok basit; sadece güvenli ortamlarda çalışmak ve görev bitiminde kurumlarımızdan sağ salim ayrılmak. Hizmet verdiğimiz alanların savaş meydanlarını andırdığı koşullarda her saniye şiddete uğrama korkusu yaşadığımız ortamlarda çalışmak istemiyoruz.
Ülkeyi yöneten siyasi iktidar, çalışanlarının güvenliğini sağlayamadığı ve çıkardığı yasanın işe yaramadığının farkında mıdır?
Lütuf değil, en temel hakkımız olan yaşama ve güvenli çalışma hakkımızı istiyoruz.
Öldürülmediğimiz, şiddete uğramadığımız güvenli ortamlarda hizmet vermek istiyoruz.
Bu amaçla mücadelemiz TTB’nin meclise sunduğu yasa çıkana ve sğlık ortamı şiddetten arınana kadar devam edecektir.
Ankara Tabip Odası
Yönetim Kurulu