Halk sağlığı alanının öncü isimlerden Dr. Nevzat Eren’in anısını yaşatmak için Ankara Tabip Odası ve TTB Halk Sağlığı Kolu tarafından düzenlenen Dr. Nevzat Eren Ulusal Halk Sağlığı Sempozyumunun 18’incisi ‘aşılama’ ana başlığı ile gerçekleştirildi.
Pandemi koşulları nedeniyle sempozyum 18 Mart 2021 günü Ankara Tabip Odası’nın youtube kanalından canlı yayınlandı.
TTB Halk Sağlığı Kolu Sekreteri Dr. Bahar Marangoz, TTB ve ATO Halk Sağlığı Komisyonlarına teşekkürlerini iletip Dr. Nevzat Eren’in özgeçmişi hakkında bilgi verdikten sonra sözü açılış konuşmasını yapması için TTB Merkez Konseyi Başkanı Dr. Şebnem Korur Fincancı’ya verdi.
Dr. Fincancı, mezuniyet sonrası mecburi hizmete başladıklarında sahada sağlık yönetiminin nasıl yapılacağına dair temel adımları Dr. Nevzat Eren’in öncülüğünde öğrenerek uyguladıklarını, bu nedenle kendi kuşağının Dr. Eren’e teşekkür borçlu olduğunu söyledi. Dr. Fincancı yıllardır kararlı bir şekilde bu sempozyumu hayata geçiren TTB ve ATO’ya teşekkürlerini iletti.
Sempozyumun ilk oturumunun moderatörlüğünü ATO Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Ali Karakoç yaptı. “Nevzat Eren Anması” ve “Erzurum’dan Hacettepe’ye Nevzat Hoca” başlıklı konuşmalarda Dr. Nevzat Eren’in kişiliği ve mesleki çalışmalarını Eren ailesi ve çalışma arkadaşı Dr. Ayşe Akın anlattı.
Dr. Eren’in eşi Gönül Eren hem kendi gözünden hem de çalışma arkadaşları ve meslek örgütündeki arkadaşlarının gözünden Nevzat Eren’i anlattı. Eren’in oğlu Mehmet Alpagut Eren, düzenlenen sempozyumun halkın aydınlatılması açısından önemine değindi. Eren’in kızı Gizem Eren de yaptığı konuşmada hem bilim insanı hem sanatçı olarak tarif ettiği babasının insan odaklı düşünüp yaşadığını belirterek onun ışığının herkese aydınlık vermesini umduğunu söyleyerek konuşmasını bitirdi.
Dr. Ayşe Akın ise konuşmasında Çubuk Kaymakamı Ferit Ünal’ın Nevzat Eren’in ardından sarf ettiği “İnsan tatlısı, başlı başına bir kabiliyet olan bu doktorun anlamadığı yoktu. Ruhların yeniden bedenleşmesine inanıyorsanız Nevzat Hoca sanki bu dünyaya defalarca gelip gitmiş, tekrar gelmişti. Üç kelimeniz bitince dördüncüye lüzum kalmaz istediğiniz cevabı söylerdi. Liderlik yönü, önsezisi çok kuvvetliydi, sonuca en kestirmeden ulaşırdı. Alçakgönüllü, asil, bazen gülerken sertleşir, neticeyi alınca güler gönül alırdı.” sözlerini Dr. Eren’in sağlık camiası dışında nasıl tanındığını anlatabilmek için aktardı. Ardından Dr. Eren ile Erzurum’un Çat ilçesinden Ankara Çubuk’a uzanan mesleki yolculuklarından ve halk sağlığı alanında örnek modellerden biri olan Çubuk’ta yürüttükleri çalışmalardan bahsetti.
Sempozyumun ikinci oturumu Dr. Bahar Marangoz’un moderatörlüğünde “Türkiye’de Bağışıklama Hizmetleri” başlığı altında yapıldı.
Dr. Pınar Okyay “Türkiye’de aşı üretimi dün, bugün, yarın” başlıklı sunumunda 15. yüzyıldan bugüne dünyada ve yaşadığımız coğrafyada aşının tarihçesini, Türkiye’de aşı çalışmalarında çok önemli bir yeri olan Hıfzısıhha Enstitüsünün kuruluşundan kapatılana kadar yürüttüğü çalışmaları aktardı.
Dr. Muzaffer Eskiocak da “Türkiye’nin Bağışıklama ile İmtihanı: Aşı Yaşatır” başlıklı sunumunda Türkiye’nin bağışıklama deneyimi ve bugünkü durumunu ele alarak Covid-19 aşısına ulaşmada yaşanan sorunlar ve mevcut durum hakkında bilgi verdi.
TTB Halk Sağlığı Kolu Üyesi Dr. Nasır Nesanır’ın moderatörlüğünü yaptığı üçüncü oturumda ise Dr. Ahmet Soysal “Covid-19 Aşılaması; Aşıya Erişimde Eşitsizlikler” başlıklı bir sunum yaptı. Dr. Soysal sunumunda ülkelerin tercih ettiği aşılar, satın alınan aşı dozları, ülkeler arasındaki eşitsizlikler, Türkiye’deki durum hakkında tespitlerde bulundu.
Dr. İlker Belek ise aşı üretimi ve aşıya erişimin ekonomi politiğine değinerek her kriz döneminde sermayenin el değiştirdiğini bugün aşı üretimi ve aşıya erişim ile ilgili yaşanan sorunların tekelci kapitalizmden kaynaklı olduğunu belirtti.
Dr. Cem Taylan Erden’in “Küba’da Aşı ve Biyoteknoloji” başlıklı sunumunun ardından sempozyum sona erdi.
18. Dr. Nevzat Eren Ulusal Halk Sağlığı Sempozyumu’nu izlemek için tıklayınız.