Sağlık ve sosyal hizmet emekçilerinin özlük haklarının ve taleplerinin karşılanması için yapmak istedikleri alkışlı protestoya polis saldırdı. Saldırı sonucunda gözaltılar yaşandı.
Pandemi döneminde artan sorunlarla baş etmeye çalışan ve hakkını arayan sağlık emekçileri “Özlük Haklarımızı İstiyoruz. Maskeler Konuşuyor!” eylemi için 22 Ocak Cuma günü Ankara Şehir Hastanesi Kadın Doğum Hastanesi önünde bir araya geldi.
Ankara Tabip Odası, Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası ve Dev Sağlık-İş Sendikası Üyeleri’nin alkışlarla sorunlarını duyurmak istedikleri protestoya polis müdahale etti. Müdahale sonucunda aralarında Ankara Tabip Odası Başkanı Dr. Ali Karakoç, Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Ayşe Uğurlu, SES Ankara Şube Eş Başkanları Nazan Karacabey ile Kubilay Yalçınkaya, SES Ankara Şube Genel Sekreteri Yüksel Delice, SES Üyesi Mahmut Konuk, SES Eski Başkanı İbrahim Kara ve Dev Sağlık – İş Üyesi Osman Çokaman gözaltına alındı.
Gözaltılara tepki gösteren Ankara Şehir Hastanesi sağlık emekçilerinin alkışlı protestosu da polis tarafından engellendi.
Saldırı ve gözaltılara ilişkin basına açıklama yapan SES Genel Sekreteri Pınar İçel “Sürecin başından beri pek çok sağlık emekçisi hayatını kaybetti, binlerce sağlık emekçisi hastalandı ancak hiçbir talebimiz duyulmadı. Biz de buna karşı sessiz çığlıklarımızı ulaştırmak için “Maskeler Konuşuyor” eylemleri yapıyoruz. Bugün de fiili yıpranma hakkı başta olmak üzere özlük haklarımızla ilgili bir araya gelmek istedik. Ancak herhangi bir açıklama yapmadan bir müdahale ile karşılaştık. Yasal hakkımızı bile engellemeye çalışıyorlar” dedi.
Protesto sırasında gözaltına alınan sağlık emekçileri Gazi Mustafa Kemal Devlet Hastanesinin ardından ifadelerinin alınması için emniyete götürüldüler.
Gözaltıların duyulması ile birlikte TTB Merkez Konseyinin tüm üyeleri önce hastaneye ardından da emniyete giderek sürecin yakından takipçisi oldu. CHP Ankara Milletvekili Murat Emir ve HDP Iğdır Milletvekili Habip Eksik de sağlık emekçilerini yalnız bırakmadı.
Gözaltına alınan sağlık emekçileri emniyetteki işlemlerin ardından serbest bırakıldı.
Göz altı sonrası Ankara Tabip Odası’nda bir araya gelen TTB, ATO, SES ve Dev Sağlık-İş yöneticileri basın açıklaması düzenledi.
İlk olarak söz alan Ankara Tabip Odası Başkanı Dr. Ali Karakoç, Anayasaya ve görünürdeki yasalara uygun olmayan bir tarzda darp edildiklerini belirterek açıklama yapılmasına izin vermediklerini sert bir dille eleştirdi.
Ankara polisinin bu tavrı ile mücadele edeceklerini vurgulayan Dr. Ali Karakoç “Biz geçmişte de bugün de yarın da özlük haklarımız için mücadele edeceğiz. Bunu sadece pandemi döneminde yapmadık. Daha önce de yaptık, pandemide de yapacağız. Pandemiden sonra da özlük haklarımız için harcadığımız emeğimizin karşılığını almak için, insanca onurluca yaşayabilmek için mutlaka mücadaleye devam edeceğiz” sözlerini kaydetti.
İş kanununa göre çalışma yerlerinde kreşlerin olması gerektiğinin altını çizen Dr. Ali Karakoç “ Geldiğimiz noktada şehir hastanesinin devasa kampüsünün içinde kreş isteyecektik. Bugün yapacağımız açıklamada başka ne isteyecektik. Sayımız çok az iş yoğunluğumuz çok arttı. Pandemi öncesinde bu durum vardı, pandemi ile iş yoğunluğumuz daha da arttı. Onun için atama bekleyen bütün sağlık emekçilerinin bir an önce atanmasını istiyoruz. KHK ile ihraç edilen sağlık emekçilerinin bir an önce işe iade edilmesini istiyoruz. Sağlık emekçilerini hedef gösterip itibasızlaştırma sonucunda yıllardır şiddet yaşıyoruz. 10 arkadaşımız hayatını kaybetti. Sağlık alanında günde ortalama 50’den fazla şiddet vakası yaşanıyor. Şiddet ile ilgili etkin ve önlenebilir yöntemler için sağlık otoritesine davette bulunacaktık” dedi. Ankara’daki demokratik kitle örgütleri için ifade özgürlüğünün önemine değinen Dr. Ali Karakoç “Anayasal hakkımızı kullanamıyoruz. Anayasal hakkımızı mutlaka kullanacağız” sözlerini kaydetti.
Gözaltına alınıp serbest bırakılan sağlık emekçilerinden de biri olan SES Ankara Şube Eş Başkanı Nazan Karacabey yaşanan durumu kınayarak özlük hakları için mücadele etmeye devam edeceklerini söyledi. Sağlık çalışanlarının sayısının üzerinde aşılama yapıldığına dikkat çeken Nazan Karacabey pandeminin, başından beri şeffaf olmayan basiretsiz bir şekilde yönetildiğinin altını çizdi. Sağlık emekçilerinin sorunlarını dillendirmeleri en doğal haklarıdır diyerek sözlerini noktaladı.
ATO Yönetim Kurulu üyesi Dr. Ayşe Uğurlu sendikalar ve meslek örgütlerinin en doğal hakkı olan alkışlı protesto eyleminin engellendiğini belirterek “Bir avuç insandık. İzin verselerdi belki de bu kadar tepki çekmeyecekti. En doğal hakkımız engellendi. Biz yapılan muamelelere karşı mücadelemizi her zaman sürdüreceğiz. Korkmuyoruz direneceğiz” dedi. Adli tıp uzmanı olduğunu vurgulayan Dr. Ayşe Uğurlu gözaltı muayenelerinde yaşanan durumu eleştirerek “İstanbul protokolüne göre gözaltına alınan kişi hekimle birebir görüşmeli ve etrafta kolluk kuvveti bulunmamalı ancak bu durumun tersi yaşanıyor” dedi. Bu durumun ne kadar acı olduğunu vurgulayan Dr. Uğurlu, insanların yaşadıklarının ne kadar yok sayıldığını bizzat yaşayarak öğrendiğini belirtti.
Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi Başkanı Dr. Şebnem Korur Fincancı Merkez Konseyi üyelerinin tamamının gözaltı kararıyla birlikte emniyete gittiğini ifade etti. Dr. Fincancı Ankara’da ve Türkiye’nin bazı yerlerinde OHAL sürecinden beri bir tutum olduğuna dikkat çekerek “ Demokratik hakların dile getirilmesini ve sokakta bunun kamuoyuyla paylaşılmasını hiçbir biçimde istemiyorlar. Bugün aslında emniyette bize ifade ettikleri bu yaklaşımın tam da hangi noktada olduğunu gösteriyordu. Çünkü bize ‘kötü davranmadık ki’ dediler ki zaten kötü davranmamaları gerekiyor. İfadelerini alıp muayeneden sonra bırakacaklarını söylediler ancak bizi gördükleri her yerde araçların yönünü değiştirip başka bir hastaneye gittiler. Bu aslında bir belirsizlik ortamı yaratmak ve bu belirsizlik ortamı üzerinden bizim yan yana duruşumuzu da engellemek. Böyle bir uygulama da işkence uygulaması. Sıkça gözaltı muayenelerinin yapıldığı bir ortamı da görmüş olduk. Nasıl mahremiyet ilkesinin ihlal edildiğini nasıl ortalık yerde gözaltı muayenelerinin yapıldığına tanıklık etmek de önemli. O yüzden bizim özlük haklarımız deyince çalışma koşullarımız da dahil olmak üzere bütün özlük haklarımızı değerlendirmek gerekiyor.” sözlerini kaydetti.
“Amirler böyle istiyor” lafının tümüyle hukukun üstünlüğü ilkesine aykırı ve kişilere bağlı uygulamalar olarak değerlendirilmesi gerektiğinin altını çizen Dr. Fincancı “Elbette çalışma koşulları ile ilgili söz söyleyecek meslek örgütleri. Zaten onlar söz söylemezse kim söz söyleyecek? Bu şunu gösteriyor; bundan sonra ATO özlük hakları ile ilgili açıklama yapması gerektiğinde herhalde Konya ya da Eskişehir’e gitmek zorunda kalacak. Hatta bunu açıkça uygun olmayan bir şekilde İstanbul’a gidin açıklamanızı yapın biçimine de büründürebiliyorlar. Bunların her biri doğrudan hak ihlali olarak tanımlanıyor. “Ters kelepçe yapmadık” ne demek? Bu durum zaten pozisyonel işkencedir. ATO Başkanına, bir hekime bunu yapmadık diye övünebiliyorlar. Bu uygulamanın ne kadar yaygın olduğunu gösteriyorlar bir yandan da suç işlemeye devam ediyorlar. Yaşam hakkı ihlalinden, ifade özgürlüğü hakkımızın ihlaline her boyutta ihlalle karşı karşıyayız ama bununla mücadele etmekten vazgeçmeyeceğiz. Biz bu mücadelenin yanındayız. Maskeler konuşsun ile anlatılmaya çalışılan sahaya dair sorunların yüksek sesle dile getirilme çabasını bugünden sonra çok daha güçlü bir şekilde dile getirmemizi gerekiyor. Bütün meslek ve emek örgütlerinin Ankara’da bir mücadele sergilemesi gerekiyor” diyerek konuşmasını bitirdi.
SES Ankara Şube Eş Başkanı Selma Atabey Ankara’da yıllardır her hangi bir eyleme karşı ciddi bir tutum ve müdahale olduğunu vurguladı. Pandemiyle birlikte sağlık emekçilerinin sıkıntılarının arttığına dikkat çeken Selma Atabey Maskeler Konuşuyor programını oluşturduklarını aktardı. Geçen hafta mali haklar üzerinden birçok eylem gerçekleştirdiklerini ancak Ankara’da yine engellendiğini belirtti.
Sağlık çalışanlarının talepleri için mücadele etmeye devam edeceklerini belirterek konuşmasını sonlandırdı.
Basın açıklaması dayanışmaya gelen hekim ve diğer meslek örgütü yöneticilerinin alkışlarıyla son buldu.