2024-2025 eğitim öğretim yılı ders zili 9 Eylül Pazartesi günü çalacak. Yeni eğitim öğretim döneminin açılışıyla birlikte velilerin mutfak ve kırtasiye masrafları da artıyor. Yüksek gıda enflasyonu nedeniyle beslenme çantasının maliyeti yükselirken, çocukların sağlıklı ve dengeli beslenmesi için gereken öğünlerin ya porsiyonları küçülmek zorunda kalıyor ya da daha az besleyici ürünler çantaya giriyor.
Çocukların başarılı ve verimli bir eğitim hayatı sürdürmesinde sağlıklı beslenmenin rolü bilimsel açıdan defalarca kanıtlanmıştır. Yeterli ve dengeli miktarda protein, karbonhidrat, vitamin ve mineralleri içeren gıdaların tüketimi, çocukların bilişsel kapasitelerini ve bedensel gelişimini olumlu yönde etkiler. Büyüme çağındaki çocukların, bedensel ve ruhsal gelişimi açısından kas ve kemik sistemine uygun bir beslenme programına gereksinimi vardır.
Ne yazık ki ülkemizdeki ekonomik krizin etkisiyle birlikte çocuk yoksulluğu derinleşirken, öğrencilerin okullarda sağlıklı öğünlere ücretsiz erişimi de güçleşiyor. TÜİK’in verilerine göre her 10 çocuktan 3’ü yoksul kategorisine girerken, OECD verilerine göre her 5 çocuktan 1’i yeterli ve sağlıklı gıdaya erişemiyor.
Ağustos ayında dört kişilik bir ailenin minimum aylık gıda harcaması tutarı olarak bilinen açlık sınırı 19.271 TL’ye yükseldi.
15-19 yaş grubundaki çocukların sağlıklı beslenmesi için gereken gıda harcaması geçen yılın Ağustos ayında 3.600 TL iken, bu yılın Ağustos ayında 5.690 TL’ye yükseldi. 4-6 yaş arasındaki çocukların dengeli ve sağlıklı gelişimi için gereken minimum gıda harcaması ise 3.000 TL oldu.
Ankara’da yaşayan dört kişilik bir ailenin yapması gereken asgari gıda harcaması bir önceki aya göre yüzde 0,19 oranında artarken, mutfak enflasyonunun bir yıllık değişimi yüzde 77,66 seviyelerine ulaştı.
Türk-İş’in hesaplamasına göre 2024’ün ilk 8 ayında temel gıda maddeleri arasında yer alan yeşil mercimek yüzde 20,59; kırmızı mercimek yüzde 24,03; kuru fasulye yüzde 12,06; nohut yüzde 20,54; pirinç yüzde 16,74; peynir yüzde 26,53; yoğurt yüzde 24,98; dana eti yüzde 27,42; kuzu eti yüzde 36,99; tereyağı yüzde 21,52; baharat yüzde 26,30; siyah zeytin yüzde 24,14; bal yüzde 23,35 oranında arttı.
Yüksek gıda enflasyonu ortamında yoksul çocukların yüzde 40’ına yakını en az 1 öğün atlıyor, pek çoğu kendi yaşına uygun bir diyet yapması gerekirken yetişkin bir birey gibi beslenmek zorunda kalıyor. Yüksek yağ ve rafine şeker oranı öğünler, yetersiz lif ve posa tüketimi gibi nedenlerden dolayı sağlık sorunları artıyor.
Yetersiz ve dengesiz beslenmek zorunda kalan yoksul çocuklarda çabuk yorulma ve halsizlik, depresyon, çinko veya demir yetersizliği, zayıflayan bağışıklık sistemi nedeniyle sık hastalanma, kabızlık ve ödem oluşumu, kalsiyum ve D vitamini eksikliğine bağlı diş çürümesi veya kemik erimesi, cilt kuruluğu, demir ve folik asit eksikliğine bağlı anemi gibi durumların görülme olasılığı artıyor.
TÜİK’in 2023 yılında yayınladığı Türkiye Çocuk Araştırması’na göre:
- ekmek veya makarna gibi karbonhidrat ağırlıklı yiyecekleri her gün yiyen çocukların oranı yüzde 62,4;
- her gün meyve yiyen çocukların oranı yüzde 50,5;
- her gün sebze yiyen çocukların oranı yüzde 33;
- et, tavuk veya balığı her gün yiyen çocukların oranı ise yüzde 12,7 seviyelerinde.
Okullarda ücretsiz ve sağlıklı bir öğün verilmesi için kampanyalar düzenlenmesine karşın öğrenim çağındaki çocukların yüzde 25’inin okula aç gittiği biliniyor. Türkiye Okul Yemeği Koalisyonu’nun açıklamasına göre okul yemeği programlarının uygulandığı ülkelerde okul terki ve devamsızlığının azaldığı, akademik başarının arttığı, cinsiyetten kaynaklı ayrımcılığın ve eşitsizliğin ortadan kaldırıldığı görülmüştür.
Okul çağındaki çocuklarımızın gelişimi için #1ÖğünÜcretsizSağlıklıYemek verilmelidir. Çocuk yoksulluğunun önüne geçmek hükümetin öncelikli görevleri arasında olmalıdır. Yetersiz beslenme ve açlık sorunu yaşayan kesimlere yönelik bir kamusal destek programı yürürlüğe konmalı, merkezi ve yerel yönetimler önleyici ve etkili politikalar geliştirmelidir.
Ankara Tabip Odası Yönetim Kurulu