200’ü aşkın gündür Aile Hekimleri, Aile Sağlığı Merkezi Çalışanları (ASM) ve sağlık çalışanları olarak vergide adalet istiyoruz; sesimizi hükümete ve milletvekillerine duyurmaya çalışıyoruz.
İlk eylemimizden bu yana geçen 31 haftada, Orta Vadeli Program ile patronların nasıl korunduğunu, çalışanların ise yüksek enflasyon ortamında ezildiğini, eriyen ücretler nedeniyle daha da yoksullaştığını görüyoruz.
Kamu otoritesinin asli görevlerinden birisi, kamu yararı doğrultusunda halkın sorunlarını çözmek için yöntem ve modeller geliştirmek iken, ne yazık ki, milyar dolarlık ciroları olan şirketlerin vergi borçlarını siliniyor ya da vergi kaçıran şirketlere yaptırım uygulanmıyor.
Sağlık çalışanları olarak bu adaletsizliğe son verilmesini beklerken Sağlık Bakanlığı’nın Aile Hekimlerini cezalandırdığı, “Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliği”nde değişiklik yapan yeni bir yönetmelik taslağı kamuoyuna yansıdı.
Söz konusu yönetmelikte koruyucu sağlık hizmetlerini öncelemek yerine hekimlere daha çok yükümlülük getiren, keyfi cezalarla ve sözleşme fesihleriyle korkutmaya çalışan, kat sayılarla oynayarak Aile Hekimlerinin emeğini karmaşık formüllere bağlayan sistem olduğu görülüyor. Taslak, halkın sağlığını, hekimlerin ve sağlık çalışanlarının özlük hakları ve çalışma koşullarını iyileştirmek bir yana, yaşanmakta olan sorunları daha da derinleştirecek niteliktedir.
Yönetmelik değişikliği, öteden beri uygulanan lohusa takiplerinin performans göstergesi olarak değerlendirilmesi de dâhil olmak üzere koruyucu hekimlik uygulamalarıyla ilgili hiçbir yenilik, gelişme içermemektedir.
Taslakta 4.000 nüfus yerine en fazla 3.500 nüfusa ödeme yapılması ve cari giderin yüzde 12'sinin kesilmesi planlanmaktadır.
Taslak ile yeni ASM açmak için gerekli paranın genel bütçe yerine mevcut ASM’lere ayrılmış sınırlı kaynaktan yapılacak yüzde 12’ye varan kesinti ile sağlanması planlanmaktadır. Bu yaklaşımla hekim başına düşen nüfusun ideal sayı olan 1.500-2.000 aralığına inmesi mümkün değildir. Nitekim taslak zımnen de olsa bu sayıyı 3.000-3.500 olarak kabul etmektedir.
Hekimlerin ve ASM çalışanlarının gelirlerini azaltmaya yönelik, karmaşık ve anlaşılmaz matematiksel formüller ve katsayı hesaplamalarından oluşan amorf performans kriterleri getirilmektedir.
Hem ASM çalışanları hem de toplum için “∑ziyet”e dönüşecek yönetmelik, güvenceli çalışmaya aykırı olduğu gibi, iyi hekimliğe ve birinci basamak koruyucu sağlık hizmetlerine büyük zarar verecektir.
“∑ziyet Yönetmeliği” taslağı derhal geri çekilmeli; birinci basamak sağlık hizmetleri toplumun sağlığını koruyan, sağlık çalışanlarının haklarını gözetecek şekilde ve sağlık emek-meslek örgütlerinin görüşleri doğrultusunda yönetilmelidir.
Talebimizi bir kez daha yineliyoruz:
*** Yüzde 35 vergi kesintisini kabul etmiyoruz. Adaletsiz vergi uygulamasına karşılık her ay sabit kalmak koşuluyla en fazla yüzde 15 vergi kesintisi talebimizi yineliyoruz.
*** Sağlık çalışanlarının iş ve gelir güvencesini tamamen ortadan kaldıran, birinci basamak koruyucu sağlık hizmetlerini zayıflatan, sağlık ortamında yeni tahribatlar yaratacak “∑ziyet Yönetmeliği”ne izin vermeyeceğiz.
Ankara Tabip Odası Yönetim Kurulu