
Türkiye’de hukuk devleti ve demokrasi, son yıllarda sistematik şekilde zayıflatılmakta, Anayasa’da güvence altına alınan temel haklar ve özgürlükler hukuksuz ve keyfi kararlarla gasp edilmektedir.
Seçme ve seçilme hakkı demokratik toplumun yapıtaşlarından birisi olup, hiçbir siyasi güç halkın iradesini yok sayarak seçimle göreve gelmiş yöneticileri yetkisiz hale getiremez. Hukuk ve demokrasi herkes içindir ve tüm yurttaşlara eşit uygulanmalıdır.
Son olarak İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun diplomasının iptal edilmesi ve kendisiyle birlikte belediye yöneticilerinin gözaltına alınması süreci, hukukun ve yargının siyasallaşmasının eriştiği boyutu gözler önüne sermektedir.
Siyasi iktidarın anayasal demokrasiyi askıya alarak rakiplerini yargı ve idari mekanizmalar yoluyla saf dışı bırakmaya çalışması halkın iradesine yönelik açık bir müdahaledir. Bugün yaşanan adaletsizlikler, yurttaşlarımız için en temel sorunlardan biri haline gelmiştir; Türkiye’nin demokratik birikimine ve geleceğine yönelik tehdit oluşturmaktadır.
Hukukun üstünlüğüne dayalı bir yönetimde, hiçbir kişi veya kurum halkın iradesinin üzerinde değildir. Anayasal haklar ve demokratik değerler, herhangi bir siyasi gücün keyfi kararlarıyla askıya alınamaz.
Dünya Sağlık Örgütü’ne göre sağlığın tanımı yalnızca hastalık ve sakatlığın olmayışı değil; bedensel, ruhsal ve sosyal yönden “tam iyilik” halidir. “Tam iyilik” halinin gerçekleşmesinin koşullarından biri ise özgür, adil ve demokratik toplumsal düzendir.
Hukukun üstünlüğünün yok sayıldığı, adaletin ortadan kaldırıldığı bir ülkede yalnızca yurttaşların siyasi hakları değil, yaşam koşulları ve özgürlükleri de tehdit altındadır. Bu nedenle, halkın iradesine yapılan her türlü müdahale aynı zamanda insan hakları ve halk sağlığı sorunudur.
Demokrasi ve hukuk olmadan, temel insan haklarına saygı gösterilmeden sağlık ve refah içinde bir toplum olamayacağımız gerçeği unutulmamalıdır. Ülkemizin geleceği için hukuk, demokrasi ve adalet tüm kurumlarıyla işler hale getirilmelidir.
Demokrasi, yalnızca seçimlerden ibaret değildir; aynı zamanda halkın iradesine saygı, hukukun üstünlüğü ve temel hakların korunmasıdır. Bu değerlerin korunması, toplumun her kesiminin sorumluluğundadır.
Aydınlık yarınlar için “kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiç birimiz” diyoruz ve demokrasiye ve halkın iradesine sahip çıkacağımızı bir kez daha ifade ediyoruz.
Ankara Tabip Odası Yönetim Kurulu