Sağlık Bakanlığı tarafından 27.10.2020 günü yayımlanan bir genelge ile; kamuda görev yapan hekimlerin işten ayrılma, emeklilik ve izin hakları gibi kimi temel haklarına yönelik kısıtlamalar getirilmesi üzerine, Odamız hukuk bürosu tarafından aşağıdaki bilgilerin sizlerle paylaşılması ihtiyacı duyulmuştur.
Öncelikle, içinde bulunduğumuz pandemi sürecinde bakanlık tarafından daha önce de çıkarılan benzer genelge ve kısıtlamalara dair, TTB Merkez Konseyi Hukuk Bürosu ve odamız hukuk bürosunun ilan olunan görüş ve tespitleri, geçerliliğini ve güncelliğini halen sürdürmektedir. Bu kapsamda TTB ve odamız web sitesinde konuyla ilgili yer alan önceki açıklamaları, yeniden dikkate sunmak isteriz.
Bilinmelidir ki; ülkemizin tarafı olduğu uluslararası hukuk belgeleri, Anayasa ve 657 Sayılı Yasa hükümleri başta olmak üzere, idari makamlar nezdinde de doğrudan bağlayıcılığı bulunan sözleşme ve yasa normları ile düzenlenen ve de güvenceye alınan temel hak ve özgürlüklerin, bu kapsamda çalışanlara getirilen temel hukuki güvencelerin; özünde “idari tasarruf” olan bir genelgenin hükümleri ile şimdi geçersiz kılınması, özde ihlal edilmesi; hukuk düzeninin gerekleri ile bağdaşmayacaktır. Yasa kuralları ile çatışan bir genelge hükmü, en basit ifadesi ile yok hükmündedir ve böylesi bir genelge hükmüne dayanılarak gerçekleştirilen idari işlem ve eylemler de her durumda hukuka aykırı olacaktır.
Kamuda görev yapan hekimlerin işten ayrılma (istifa) hakkı, her durumda hukuki bir hak ve güvence olarak güncel varlığını sürdürmektedir. Hekimler, 657 Sayılı Yasa m. 94 de belirlenmiş olan yazılı bildirim usulüne ve gereğinde bir aylık bekleme süresine de uyarak, bu hakkını her durumda kullanabilir. Söz konusu genelgenin ise bu konuda yasa kuralları ile idari makamlara zaten tanınmış olan sınırlı takdir hakkına dair, şimdi kimi ek güncel belirlemeler getirdiğinden söz edilebilir.
Nitekim olası somut durumlarda anılan genelgeden kaynaklı olarak, 657 Sayılı Yasa’da belirlenen usulünce istifa hakkının kullanımına idari makamlarca olanak tanınmayacağı/gerekli olurun verilmeyeceği ve hekimlerin, farklı yaptırımlarla karşılanan istifa (çekilme) ve/veya müstafilik (çekilmiş sayılma) durumuna zorlanacağı söylenebilir. Ancak her durumda kamuda görev yapan hekimin istifa (görevden çekilme) hakkı, görüldüğü üzere yine de mevcut ve geçerlidir.
Söz edilen yaptırımların ise, yine 657 Sayılı Yasa lafzında öteden beri var olan ve özünde belli süreler ile kamuya geri dönüş (yeniden kamu görevlisi olma) hakkını kısıtlayan bilinen yaptırımlar olarak kabulü ve uygulanması beklenir. Bilindiği üzere 657 Sayılı Yasa’nın 97. maddesinde, kamu görevinden istifanın niteliğine göre değişiklik gösteren ve 6 ay ile 3 yıla uzanan kimi sürelerde kamuya dönüş yasağı öngörülmüş bulunulmaktadır.
Hemen belirtmek gerekir ki, 657 Sayılı Yasa’nın 96. maddesinde tanımlanan “olağanüstü hal” yada “genel hayata müessir afet” gibi durumlarda istifadan kaynaklı özgün usul ve devamında 97. maddede buna karşılık getirilen “hiçbir suretle devlet memurluğuna alınmama” şeklindeki özgün yaptırımın, güncel durumda uygulanmasının hukuki dayanakları kesinlikle söz konusu değildir. Nitekim, ilgili sair yasa kuralları ve usul kapsamında, bugün için ilan olunmuş bir olağanüstü halin yada afet durumunun mevcut olmadığı açıktır.
Ne yazık ki meslektaşlarımızca odamıza yapılan başvurularda idari makamların, istifa talebinde bulunan hekimleri, yukarıda açıklanan hukuki nedenlerle her durumda geçerliliği bulunmayan kimi ağır yaptırımlara maruz bırakmakla tehdit ettiği, sıklıkla dile getirilmektedir. Bu yoldaki söylemlerin hukuki bir geçerliliği ve haklılığı bulunmamaktadır. Şüphesiz ki, pandemi ile mücadelede başarı da, hukuk düzenini ve hukuki gerekleri yok sayarak elde edilemeyecektir. Hekimlerin ve diğer sağlık çalışanlarının pandemi ile mücadelede öteden beri sergilediği büyük özveri, yaşamları pahasına aldıkları ağır riskler, kamuoyunun bilgisi ve takdirindedir.
Öte yandan, önceki benzer genelgelerden farklı olarak, Sağlık Bakanlığı tarafından 27.10.2020 günü yayımlanan anılan genelgenin lafzı dikkate alındığında, getirilen kısıtlamaların yalnızca Sağlık Bakanlığı bünyesinde görev yapan hekimleri kapsadığı, her durumda özel sağlık kuruluşlarında görev yapan hekimlere dair bir somut belirlemenin yapılmadığı da görülmektedir.
Odamız, anılan genelgeden kaynaklı hak kaybı yaşayan ya da bilgilenme ihtiyacı duyan hekimlere gerekli hukuki danışmanlığı ve desteği, her konuda ve her zaman olduğu gibi sunmaya devam etmektedir.
Ankara Tabip Odası Yönetim Kurulu