Sağlıkta şiddeti önleme amacıyla 8.4.2020 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisine sunulan “Sağlık Hizmetleri Temel Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi” 15.04.2020 tarihinde TBMM’de kabul edildi. Teklif, siyasi partilerin ortak önergesi ile TBMM genel kurulunda görüşülmekte olan 212 sıra sayılı Kanun teklifine eklenerek kanunlaştırıldı.*
TTB’nin yıllardır dillendirdiği ve 2009 yılında somut yasa maddeleri halinde kamuoyu ile paylaşıp milletvekilleri aracılığıyla TBMM’ye taşıdığı “sağlıkta şiddeti önleme yasa teklifi” ile kısmi farklılıklar ve eksiklikler içerse de TBMM’de onaylanan yasa, sağlık çalışanlarına yönelik cezaları arttırıcı ve caydırıcı içeriği ile önemli bir adım olarak görülmelidir.
Ülkemiz sağlık ortamında şiddet uzun yıllardır toplumsal bir sorun halini almış durumda. Sözel hakaret ve tacizin yanısıra silahla yaralamadan hekim ve sağlık çalışanı ölümlerine varan üzücü tablolar ne yazık ki ülkemiz gündeminden hiç düşmedi.
COVID-19 salgını ile mücadele ederken bile birçok sağlık kurumundan hekim ve sağlık çalışanlarına yönelen şiddet haberleri almaya devam ediyoruz. Bu nedenle sorunun yapısal olduğu, sadece ceza arttırımı ile ortadan kalkmayacağı bilinmelidir. Başta Hükümet ve Sağlık Bakanlığı olmak üzere tüm yetkililerden yasa teklifi ile birlikte Sağlıkta Dönüşüm Programını durdurmalarını ve birlikte uygulandıklarında ancak sonuç verebilecek olan bütün önerilerimizi dikkate almalarını bekliyoruz.
Her ne kadar daha bir gün önce “sağlık çalışanlarına saldıran ve yaralayanların da” yararlandıkları haksız ve hukuksuz “infaz-af” yasasına onay veren partilerin bugünkü yasal düzenleme ile sağlık çalışanlarına yönelik şiddete cezayı arttırma yasasına oy vermeleri bir çelişki yansıtıyor olsa da;
Yıllardır şiddete uğrayan ve mağdur edilen binlerce hekim ve sağlık çalışanı adına bu düzenlemenin yasalaşmasında emeği geçen, TTB hukuk bürosu ve TBMM’de gündem yapan hekim milletvekilleri başta olmak üzere olumlu oy kullanan bütün parti temsilcilerine teşekkür ederiz.
Türk Tabipleri Birliği ve Tabip Odaları 2007 yılından bu yana sağlıkta şiddetin önlenmesi, sağlık kuruluşlarının çalışma koşullarının güvenli ve sağlıklı hale getirilmesi için yoğun çaba göstermektedir. Bu konuda geliştirdiğimiz kapsamlı önerilerimiz ve taleplerimiz bulunmaktadır. Sağlıkta şiddete ilişkin caydırıcılığın arttırılması için suç ve cezalara ilişkin düzenleme yapılması da on yılı aşkın temel taleplerimizdendir.
3359 sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanununa 2.1.2014 yılında 6514 sayılı Kanun ile eklenen kasten yaralama suçunun, tutuklama nedeni varsayılan suçlardan olduğu yönünde yapılan düzenleme ile 15.11.2018 tarihinde 7151 sayılı Yasa ile eklenen, özel sağlık kurum ve kuruluşlarında görev yapan personelin, bu görevleriyle bağlantılı olarak kendilerine karşı işlenen suçlar bakımından Türk Ceza Kanununun uygulanmasında kamu görevlisi sayılacağı yönündeki düzenlemelerle haklı taleplerimiz geçiştirilmek istenmiştir
Bu güne kadar caydırıcılığı sağlayacak düzenlemelerin yapılması talebimiz ısrarla görmezden gelinmiştir. Ne yazık ki çok sayıda meslektaşımızı, sağlık personelini şiddet nedeniyle kaybettikten; sayılamayacak kadar çok sağlık personeli fiziki ve ruhsal olarak yaralandıktan sonra; dahası COVİD-19 nedeniyle sağlık personelinin yaşam riski altında ağır çalışma koşulları altında çalışmasına duyulan ihtiyacın görünür olduğu günlerde, bu yönde bir adım atıldı. Bu nedenle buruk bir memnuniyet duyduğumuzu belirtmek isteriz.
Teklif, başta Türk Tabipleri Birliği olmak üzere sağlık emek ve meslek örgütleri ile paylaşılmadan, sürece katkı vermemize olanak verilmeden, bir önerge ile genel kurula doğrudan indirilerek yasalaştırıldı. Teklif arzu edilen düzeyde olmasa da olumlu bir adım olarak tarafımızdan değerlendirilirken; teklifteki iki olumlu düzenleme kanunlaştırılırken değişikliğe uğratılmıştır.
Kabul edilen maddeler yönünden değerlendirmemiz:
3359 sayılı Sağlık Hizmetleri temel kanununun ek 12. maddesinde yapılan ilave düzenleme ile kamu ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarında görev yapan personele karşı görevleri sebebiyle işlenen;
kasten yaralama, tehdit, hakaret, görevi yaptırmamak için direnme suçlarına karşı verilecek cezaların;
yarı oranında arttırılması,
hapis cezalarının ertelenmemesi
şiddet faili hastaya ya da yakınına sağlık hizmetinin bu suçun mağduru olan sağlık personeli dışındaki bir başka sağlık personeli tarafından verilmesine yönelik düzenleme kabul edilmiştir.
Kabul edilen maddelerin söz konusu suçların cezalarına etkisi:
1- Türk Ceza Kanunu’nun kasten yaralama suçunun düzenlendiği 86. Maddesi yönünden:
Suçun yalın halinin cezası bir yıldan üç yıla kadar hapis, yaralamanın basit bir tıbbî müdahaleyle giderilebilecek ölçüde hafif olması hâlinde, mağdurun şikâyeti üzerine, dört aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezasıdır. Aynı maddenin (3) üncü fıkrasının (c) bendi uyarınca eğer suç, kamu görevi nedeniyle işlenmiş ise şikayet aranmadan suçun kovuşturulacağı ve verilecek cezanın yarı oranında arttırılacağı düzenlenmiştir.
Kabul edilen maddeler sonucu, Türk Ceza Kanununun 61. Maddesi uyarınca, önce hakim tarafından temel ceza belirlenecek, sonra arttırım maddeleri ayrı ayrı uygulanacak, sonra da varsa indirim uygulanacaktır.
Örneğin, şiddet sonucu yaralama suçunda temel ceza bir yıl olarak belirlenir ise sağlık personeli ve yardımcı sağlık personeline karşı görevi nedeniyle işlenmiş olduğundan yarı oranında arttırılarak temel cezaya 6 ay eklenecektir. Böylece Kamu görevi nedeniyle işlendiği göz önüne alınarak ikinci kez yarı oranında arttırılarak 6 ay daha eklenecek ve böylece ceza 24 ay hapis cezası olarak belirlenecektir. Ayrıca indirim nedenleri var ise bu ceza üzerinden hakim indirime gidebilecektir. Sonuçta belirlenen ceza ertelenemeyecek olmakla birlikte hükmün açıklanması geri bırakılabilecektir.
2- Türk Ceza Kanunu’nun hakaret suçunun düzenlendiği 125. maddesi yönünden:
Bu maddede düzenlenen suçun yalın halinde, failin üç aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezalandırılması; kamu görevlisine karşı görevinden dolayı işlenmesi halinde, cezanın alt sınırının bir yıldan az olamayacağı düzenlenmiştir.
Kabul edilen Kanun ile sağlık personeline karşı işlenmiş olması halinde bir yıllık alt sınırdan ya da üzerinde verilecek ceza, yarı oranında ayrıca arttırılacaktır.
3- Türk Ceza Kanunu’nun tehdit suçunun düzenlendiği 106. maddesinde yönünden:
Maddede düzenlenen suçun yalın halinde, failin altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacağı düzenlenmiştir. Silahla, imzasız mektupla veya özel işaretlerle, birden fazla kişi tarafından birlikte İşlenmesi halinde, fail hakkında iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilecektir.
Kabul edilen Kanun ile sağlık personeline karşı işlenmiş olması halinde verilecek ceza yarı oranında arttırılacaktır.
4- Türk Ceza Kanunu’nun görevi yaptırmamak için direnme suçunun düzenlendiği 265. maddesi yönünden:
Maddede düzenlenen suçun yalın halinde failin altı aydan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacağı düzenlenmiştir.
Kanun ile bu suçun sağlık personeline karşı işlenmesi halinde, suçun yalın halinden verilecek ceza, yarı oranında arttırılacaktır.
5- Suçun mağduru olan Sağlık Personelinin Hizmetten Çekilmesine İlişkin Fıkra Düzenleme Yönünden:
Teklifte yer alan “Şiddetin vuku bulduğu sağlık kuruluşunda, faile veya yakınına, mağdurun verdiği hizmeti verebilecek başka sağlık personeli bulunması halinde, hizmet diğer personel tarafından verilir” düzenlemesi aynı biçimde kanunlaşmıştır. Tarafı olduğumuz uluslararası sözleşmeler, hekimlik meslek etiği kuralları uyarınca, şiddetin bizzat faili olan ya da failin yakını olan hastaya, şiddet mağdurunun bakmakla yükümlü olmadığı, hizmetten çekilebileceği, sağlık durumunun acil olması ve müdahale edecek bir başka sağlık personelinin bulunmaması hali hariç, bir başka sağlık personeli ya da bir başka sağlık kuruluşuna hastanın yönlendirilebileceği açıktır.
Teklifin Kanun ile Değiştirilen Hükümleri;
1- TBMM’ye sunulan ilk teklifte sağlık kuruluşlarının hizmetlerinin yürütülmesinde görev alan bütün personel kapsama alınmıştır. Kabul edilen Kanunda ise sadece sağlık personeli ve yardımcı sağlık personeli kapsam içindedir. Örneğin güvenlik görevlileri, temizlik görevlileri vb. kapsam dışında bırakılmıştır. Sağlık hizmeti veren işyerlerinin şiddetten arındırılması temel amaç olmalıdır. Bu nedenle bu işyerlerinde çalışan bütün görevliler Kanun kapsamında yer almalıdır.
2- Hükmün açıklanmasının geri bırakılamayacağı yönündeki düzenleme tekliften çıkarılmıştır. Bu da uygulamadaki cezasızlık sonucunun devamına neden olacak olumsuz bir tutum olmuştur.
Bu düzenlemeler, elbette sağlıkta şiddetin önlenmesi için gerekli, ancak yeterli değildir. Pek çoğu, TBMM Araştırma Komisyonu Raporunun önerileri arasında da yer alan, başta sağlıkta dönüşüm adı ile sağlık hizmetlerinin özelleştirilmesi politikalarına son verilerek; sağlık hizmetlerinde koruyucu sağlık hizmetlerini temel alan, basamaklandırılmış, kamucu bir sağlık sistemine ihtiyaç vardır. Sağlık hizmetlerini ücretli hale getiren, ekip hizmetini ve sağlık personelinin içsel motivasyonunu bozan, performansa dayalı ödeme sisteminin acilen değiştirilmesine, çalışma ilişkilerinin demokratikleştirilmesine, güvenceli çalışma koşulları sağlanmasına ihtiyacımız devam etmektedir.
Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi
*MADDE 28 - 7/5/1987 tarihli ve 3359 sayılı sağlık Hizmetleri Temel Kanunu'nun ek 12'nci maddesine birinci fıkrasından sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkra ve maddeye aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
"Kamu veya özel sağlık kurum ve kuruluşlarında görev yapan sağlık personeli ile yardımcı sağlık personeline karşı görevleri sebebiyle işlenen 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nda yer alan kasten yaralama (Madde 86), tehdit (Madde 106), hakaret (Madde 125) ve görevi yaptırmamak için direnme (Madde 265) suçlarında;
a) İlgili maddelere göre tayin edilecek cezalar yarı oranında artırılır.
b) Türk Ceza Kanunu'nun 51'inci maddesinde düzenlenen hapis cezasının ertelenmesi hükümleri uygulanmaz."
"Şiddetin vuku bulduğu sağlık kurum ve kuruluşunda, faile veya yakınına mağdurun verdiği hizmeti verebilecek başka sağlık personeli ve yardımcı sağlık personeli bulunması hâlinde hizmet ilgili diğer personel tarafından verilir.'