DİSK, KESK, TMMOB, Ankara Tabip Odası, ASMMMO’nun çağrısıyla toplanarak Ensar Vakfı’na para aktaran Kızılay’ı protesto etmek isteyen Ankara emek meslek örgütlerinin üye ve yöneticileri polis şiddetiyle karşılaştı.
“Kamusal kaynaklar Kamu Yararına kullanılsın!” talebiyle 03 Şubat Pazartesi günü Kızılay Genel Merkezi önünde basın açıklaması yapmak isteyen Ankara emek meslek örgütleri temsilcilerine polis sert şeklide müdahale ederek 19 kişiyi gözaltına aldı.
Kızılay’a yapılan bağışların Ensar Vakfı gibi vakıf ve derneklere aktarılarak vergi kaçırıldığının açığa çıkmasının ardından basın açıklamasıyla bu durumu kınamak isteyen kitleye Valilik onayı olmadığı gerekçesi ile izin verilmedi.
Ellerinde faturaları ve dövizleriyle gözaltılara tepki gösteren ve basın açıklamasını yapmak isteyen kitle kolluk güçleri tarafından defalarca engellendi ve 19 kişi gözaltına alındı.
Yaşanan onca arbededen sonra KESK’e bağlı BES’te düzenlenen açıklamaya Ankara Tabip Odası adına Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Vedat Bulut katıldı.
Açıklama öncesi polisin sert müdahalesi yöneticiler tarafından kınandı.
Dr. Vedat Bulut yaptığı açıklamada Ankaralının haberi olmadan zoraki bir bağış sistemine geçildiğini belirterek “Büyükşehir belediyelerinin el değiştirmesiyle birlikte paraları Başkent Gaz aracılığıyla, Kızılay aracılığıyla Ensar, Türgev gibi vakıflara aktarıyorlar” dedi.
Bu durumun halk için son derece acı olduğunun altını çizen Dr. Vedat Bulut “Hiç kimse bu tarikatlara para vermek için doğalgaz kullanmıyor. Ancak bir düzen kurulmuş ki bu gerici vakıflara para aktarılıyor ve ticari imtiyazlar sağlanıyor. Biraz önce Kızılay önünde Ataç sokaktaydık. Orada polisler keşke mali suçları araştırmak üzere Kızılay yetkililerinin defterlerini inceleselerdi. Ama onlar hırsızları korumak için halka saldırdılar. Bu durumu şiddetle kınıyorum, suçluları kanun önüne çıkartmak için mücadele edeceğimizi bildiriyorum” sözlerini kaydetti.
Ortak açıklamada Kızılay’ın içi boşalmış ve yozlaştırılmış bir dernek haline geldiği belirtilerek “Kızılay Başkanı’nın büyük bir pişkinlikle anlattığı “vergiden kaçınma” ve “vergi kaçırma” gibi gerekçeler aslında bir suçun itirafıdır. Burada esas amacın bir toplumsal yarar için bağışta bulunmak olmadığı, gerçek amacın hem vergi kaçırmak, hem de yandaş vakfa kaynak aktarmak olduğu anlaşılmaktadır.” denildi.
Ankara emek meslek örgtüleri açıklamanın sonunda iktidara şu soruları yöneltti:
- Toplanan vergilerle fay hatları üzerindeki şehirler yeniden kurulur, beklenen büyük deprem için İstanbul hazırlanırdı. Deprem için halen alınmakta olan vergiler nerelere harcandı? Bunu bilmek vergi ödeyen halkın hakkı değil midir?
-Ayrıca, Kamu kaynaklarının amacı dışında kullanılması, ilk kez yaşanmamaktadır. Bu soygun düzeninin ifşası için daha fazla sorular sormaya devam ediyoruz: İşsizlere verilmek üzere işçilerden kesilen ve işsizlik sigortası fonunda biriken paraların çok azı işsizlere verilirken geriye kalan miktar nereye harcanmaktadır?
-Kamusal emekliliğin tasfiyesi demek olan Zorunlu Bireysel Emeklilik Sigortası Fonunda birikmekte olan paralar nereye harcanmaktadır veya harcanacaktır?
Yaşanan her doğal afette bu bölgelere giderek, cenaze başlarında ellerine mikrofon alıp, halkımızı ve mağdurları kadere inanmaya ve teslimiyete davet eden propaganda konuşmaları yapmak siyasetçilerin, hele ki en yetkili makamlarda oturanların işi değildir. Bu olsa olsa yapılması gerekenleri yapmayanların, suçluluk telaşı ve sorumsuzluklarının üstünü örtme çabasıdır.
Tüm emekçileri, işçileri, halkımızı emeğimizle yarattığımız kaynaklara, değerlere sahip çıkmaya, ödediğimiz her bir kuruş verginin hesabını sormaya, kamusal kaynakların kamu yararına kullanıldığı, eşit, özgür, adil, emekten yana, demokratik ve laik bir ülke, insanca bir yaşam mücadelesini yükseltmeye çağırıyoruz.
Basın açıklamasının tamamını okumak için tıklayınız.