Sağlık emek ve meslek örgütleri “İşyükümüz/Riskimiz Artıyor, Maaşlarımız Eriyor!” başlıklı ortak basın açıklaması ile ek ödemeleri protesto ettiler.
4 Haziran Cuma günü Hacettepe Üniversitesi bahçesinde yapılan açıklamaya Ankara Tabip Odası, Ankara Dişhekimleri Odası, Devrimci Sağlık İşçileri Sendikası, Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası Ankara Şubesi, Tüm Radyoloji Teknisyen ve Teknikerleri Derneği, Türk Hemşireler Derneği yönetici ve üyelerinin yanı sıra çok sayıda sağlık emekçisi katıldı.
Örgütler adına ortak açıklamayı SES Ankara Şube Eş Başkanı Nazan Karacabey okudu. Karacabey söze ''sağlık emekçilerinin pandemi döneminde dahi görülmeyen emeği ve karşılanmayan talepleri ülkemizi yönetenlerin ayıbıdır'' diye başladı. Pandemi döneminde performansa dayalı ek ödemenin sağlık emekçilerinin talebi olmadığını söyleyen Karacabey, bu durumun nitelikli hizmet sunumunu engellemesinin yanında tüm sağlık meslek mensuplarının eşit risk ve iş yüküyle karşılaştığı pandemi döneminde en fazla ihtiyaç duyulan ekip anlayışına da zarar verdiğini dile getirdi.
“Verilen tavandan ödeme sağlık emekçilerinin tamamını kapsamadığı gibi, bazı aylarda hiçbir şekilde düzenlemeye gidilmemiştir” diyen Karacabey, üniversite hastanelerinde çalışan sağlık emekçilerinin yüzde 28’inin hiçbir ödemeden yararlanmadığını kaydetti.
İktidarın pandemi döneminde tercihini bir kez daha sermayeden yana yaptığını belirten Karacabey, pandemi döneminde sermayenin payına; “Kar-Rant”, Emekçilerin payına ise, “Kahramanlara Alkış”, “Destan Yazanlara Mektup ” düşmüştür dedi.
Basın açıklamasından sonra söz alan Ankara Tabip Odası Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Ali Karakoç da Sağlıkta Dönüşüm Programı ile uygulanan performansa dayalı ek ödemeye hep karşı çıktıklarını onun yerine insan onuruna yakışan, emekliliğe yansıyacak temel ücret talep ettiklerini söyledi.
“Yoksukluk sınırının 8 bin liranın üzerinde olduğu bir ülkede ne yazık ki sağlık emekçilerinin çok büyük bir kısmı yoksulluk sınırının yarısı kadar ücret alabiliyor.” diyen Dr. Karakoç pandemi döneminde hekimler arasında işin asıl yükünü üstlenen asistan hekimlerin ciddi hak kaybına uğradığını kaydetti. Benzer şekilde, aynı riski almasına rağmen sağlık işçilerinin de ek ödemeden yararlanamadığını belirten Dr. Karakoç, çalışma barışını bozan ek ödemeyi reddettiklerini insan onuruna yakışır ücret talep ettiklerini belirtti.
Dev Sağlık İş Temcilcisi Özgür Bozkurt da sağlık işçileri adına yaptığı konuşmada şu ifadelere yer verdi: “Bizler sağlık çalışanlarının en güvencesiz, en mağdur kesimiyiz 4D’li sağlık işçileri olarak yıllardır bu hastanelerde taşeron çalıştırılma biçiminin, güvencesizliğin en ağır koşullarında çalıştırıldık. Hacettepe Üniversitesi bahçesi, bu meydanlar taşeron işçilerin defalarca hak arama mücadelesine sahne oldu. Bizler bu hastanelerin yıllık iznini kullanamayan, çalışma tanımı olmayan, maaşlarını alamayan sağlık işçileri olarak yıllarımızı bu hastanelere emek vererek geçirdik. Bugün pandeminin 15 ayını geride bıraktık. Bu koşullarda dahi biz sağlık işçileri taşerondan kalma güvencesizlik biçimleriyle bu hastanelere emek vermeye devam ediyoruz. Bizler bir an önce güvenceli çalışma koşullarının tesis edilmesini istiyoruz.”
SES Ankara Şube Yöneticisi Sabiha Akdeniz pandeminin başından beri üniversite hastaneleri ve üniversite hastaneleri çalışanlarının yok sayıldığını belirterek “Üniversite hastanelerinde çalışan sağlık emekçileri hizmette var performansta yok. Hizmette var ek ödemede yok” dedi.
Basın açıklamasının tam metni için tıklayınız.